*Louis ile çok kötü kavga ettiniz, günlerdir konuşmuyorsunuz. *
Arkadaşlarınla buluştun ve gece vakti evine gitmeye çalışıyorsun, tenha yerlerden geçiyorsun. Birden ayağın tökezliyor ve yere düşüyorsun kalkamıyorsun çünkü ayağın incinmiş. Canın çok acıyor, bu yüzden inliyorsun ve ağlıyorsun. O sırada Louis hemen koşarak yanına geliyor.
"Tanrım! Seni takip etmem gerektiği biliyordum" diyor ve seni kaldırıyor, tam kucağına alacakken onu kendinden uzaklaştırıyorsun.
"Benden uzak dur, bana neler dedin, şimdi iyi davranmaya çalışıyorsun! Amacın ne senin?" diyorsun ve geri adım atıyorsun. "Senin yardımını istemiyorum."
Louis'nin yüz ifadesinden ne kadar yıkıldığını anlıyorsun ama sana söylediklerinden intikamı olarak üzülmesini istiyorsun. "Keşke seni hiç tanımasaydım" Louis dizlerinin üstüne çöküp ağlamaya başlıyor ama sen aldırmadan arkanı dönüp gidiyorsun.
Evine gittiğinde Louis için endişeleniyorsun ve sesini duymak için yedek telefonundan gizli numaraya alarak arıyorsun, sesi ağlamaklı geliyor, "Alo, kimsiniz."
Sesi konuşurken titriyor ve çok ince çıkıyor. Ardından telefonu kapatıyorsun ve hızla evden çıkıp arabana atlıyor ve Louis'nin evine sürüyorsun vardığında onu kapının önüne yatmış ağlarken buluyorsun, "Seni bu halde bırakamam" deyip cebinden anahtarı çıkarıyorsun ve kapıyı açıyorsun, Louis'e yardım edip içeri giriyorsun, Louis pijamalarını giyip salona geliyor, sana da "Bende eşyaların kalmış, al istersen." deyip elindeki paketi sana uzatıyor, sarılıp "Sana öyle davranmamalıydım." diyorsun, o da senden özür diliyor, onda kalan pijamalarını giyiyorsun ve birbirinize sarılıp uyuyorsunuz.
