-2-

428 42 13
                                    

YORUMLARINIZI VE VOTELRİNİZİ BEKLİYORUM. LÜTFEN OKUYUCU SAYISINI ARTTIRMAYA ÇALIŞALIM .

Arabadan indim. Kızların bir şey demesine fırsat bırakmadan hızlı bir şekilde kapıyı açıp içeri girdim. Annemin " Kızlar siz mi geldiniz ?" sorusuna aldırış etmeden koşarak odama çıktım. İçeri girip kapıyı kapattım. Çantamın içinden defteri alıp çantamı kenara doğru fırlattım. Defter elimde öylece bekliyordum. Çünkü şu anda ne yapacağımı bilmiyordum. Okuyacaklarımı ve öğreneceklerimi kaldırabileceğimden emin değildim. Çünkü Camella'nın bir duruma haklı olduğuna inanıyordum. Sanki bu defteri okursak başımızdan bela eksik olmayacak gibi geliyordu. Geçip yatağımın kenarına oturdum. Defteri önce biraz inceledim. Bir anormallik gözükmüyordu. Defterin herhangi bir sayfasını rastgele açtım. Ve düzgün bir yazı ile yazılmış olan satırları okumaya başladım.

Yüz çocuk... Yüz güç... Şu anda her şeyin ortaya çıkacağı noktaya geldim. Elimde tuttuğum şırınganın içindeki bu sıvı insanlık tarihini mi kurtaracaktı , yoksa yüz çocuğun ölümüne mi neden olacaktı ? Şu ana kadar yaptığım deneylerin hiçbiri yanlış çıkmadı. Hipotezlerim beni hep aynı noktaya getirdi. 'İmkansız değil.' Kardeşim Henry hala ilacın dozunu arttırma fikrinde. Ama bu yanlış bir hareket olurdu doğrusu. Çünkü bu çocukların ne olursa olsun ölmesini istemiyorum. Bir kaç dakika sonra belki de ben , kardeşim ve en yakın arkadaşım yeni bir ırk yaratacaktık. Özel güçlere sahip , yenilmez bir ırk. Seçilmişler ırkı...

Hızlı bir şekilde defterin kapağını kapattım ve defteri kenara doğru fırlattım. Derin derin nefes alıyordum. Yüz kişi mi ? Yani şu anda aramızda özel yeteneklere sahip yüz kişi dolaşıyordu. Üç arkadaşın yaptığı deney sonucunda ortaya çıkan yüz başarılı denek... Bunlar kulağa imkansız gibi geliyordu. Ama defteri yazan kişinin de söylediği gibi. İmkansız değil. Aklımı kurcalayan diğer bir soru ise bu defterin babamın kitaplığında ne aradığıydı ? Ya babamın bu defterden haberi yoktu ya da bizden bir şeyler saklıyordu. Yavaş bir şekilde defteri yine elime aldım. Bu sefer önce arka kapağını açtım. O anda defterin son sayfasında bir resim olduğunu fark ettim. Resimde sarı saçlı mavi gözlü bir adam ve elinde tıpkı ona benzeyen bir bebek duruyordu. Resmi çeken kişiye bakıyorlardı ve samimiyet ile gülümsüyorlardı. Mutlu oldukları her hallerinden belli oluyordu. Resmin altında bir de bir isim ve bir imza vardı. Sayfanın alt köşesinde olan ismi sesli bir şekilde okudum. John Worker... Daha önce bu ismi hiç duymamıştım. Ama eminim babam bu adamı tanıyordu. Her insanın sırları vardır. Bunu biliyordum. Ve babamın da çok büyük bir sırrı olduğu gayet açıktı. Odamın kapısının tıklanması ile birlikte birden irkildim. Defteri hızlıca yastığımın altına koydum ve yatakta yatar pozisyona geçtim. Ardından kapıda duran kişiye 'Gir ! ' diyerek seslendim. Kapı açıldığında sevgili kız kardeşlerim odama girdiler. İkisinin de yüzünde acı ve sanki pişmanlık vardı. Hemen yatakta doğruldum ve oturur pozisyona geçtim. Kızlarda gelip hemen yanıma oturdular. Üçümüzde yatakta öylece oturuyorduk. Birbirimizin yüzüne bakamıyorduk. Çünkü korkuyorduk. Derin bir nefes aldım. Bugün yaşadıklarımı onlara anlatmalıydım.

"Bugün... Okuldayken. Bir adam gelip beni götürmeye çalıştı. Ama bu normal biri değildi. Bir şekilde kaslarıma kendi sözünü geçiriyor gibiydi. Orada öleceğimi sanmıştım aslında. Ama... Bir çocuk oradan geçiyordu. Bizi gördü ve gelip beni kurtardı. Ama o da insan değildi kızlar. Durup dururken bakışları ile ateşler püskürtebiliyordu. Gözleri kıpkırmızıydı."

Kızlar bakışlarını bana çevirdiler. Ve öylece bana bakıyorlardı. Camella gözlerini kapattı. Bir kaç saniye bekledikten sonra gözlerini açtı , derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.

"Uzun zamandan beri... Her gece yatağa girdiğimde ve uyumaya çalıştığımda bazı şeyler hissediyorum ve görüyorum. Rüyaya benzer görüntüler. Ve bu şeyler beni korkutuyor. Çünkü çocukluğumuzu görüyorum. Ve de geleceğimizi. Bir şekilde bu gün o defteri bulacağımızı görmüştüm. Bu yüzden size oraya gitmemiz için ısrar ettim. Babamın orada olmadığını da biliyordum. "

NEFESİNİ TUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin