-5- "Ölüm Çığlıklarını Duyuyor Musun ?"

101 9 5
                                    


 Gördüğüm kabustan kalbim yerinden fırlayacakmış gibi çarparak uyandım ve mide bulantısıyla yatağımda doğruldum. Bir an için kusacağımı sandıysam da midem yavaş yavaş yatışmaya başladı.

Rüyamda Flame'i öldürüyor , baş parmak kemiklerini kesiyordum. Bu cidden korkunçtu. Bunu neden yapıyordum ? Bu ne demekti ? Artık her şey beni korkutuyordu. 

Kabusun yineleneceği korkusuyla uykuya dalmadan öylece yattım. Zihnimde acı veren düşünceler dört dönüyordu. Ben etrafa elektrikler saçan , ampulleri patlatan , şimşekler çakmasını sağlayan bir kızdım. Ne komik !

Uyuyamayacaktım. Bunu anlamıştım. Yatakta doğruldum. Birkaç saniye öylece odada göz gezdirdim. Sonunda ayağa kalktım. Kenarda duran kıyafetlerimi hızlıca üzerime geçirdim ve boy aynasının karşısına geçtim. Aynadaki yansımama öylece bakmaya başladım. Yorgun gözüküyordum. Ve kırgın. Üzerimde sanki yılların acısı birikmiş gibiydi. Gerçi yaşadıklarım hafif şeyler değildi. Annem ölmüştü. Babam ise kaçırılmıştı. Ve şimdi ben yeni bir hayata başlamaya çalışıyordum. Ve bu gerçekten saçmaydı. 

Odanın kapısını yavaşça açtım. Dışarıya çıktığımda ortam gayet sessizdi. Hemen yanımda ki odanın kapısını bir kez tıkladım. Kalan içeride olmalıydı. Ama cevap veren biri olmamıştı. Yavaşça kapıyı açtım. İçerisi boştu ve toplanmıştı. Acaba saat kaçtı ? Tam o sırada aşağı kattan gelen bir ses dikkatimi çekti. Bu bir piyanodan çıkan melodiydi. Yavaş adımlarla merdivenlere yanaştım. Sese daha da çok odaklanmaya çalıştım. Çalan kişi büyük bir tutku ile tuşlara dokunuyordu. Bu çok hoştu. Merdivenlerden aşağı indim. Ses oturma odasından geliyordu. Oturma odasının girişine gelince durdum. Çalan kişiye bakmaya başladım. Bu Flame'di. Beni fark etmemişti. Ama çalışı muhteşemdi. O sırada gözüm kenarda duran saate takıldı. Aman tanrım ! Öğle olmuştu. Ve ben geç uyanmıştım . Hemde çok geç ! Okula da geç kalmıştım. Ve kimse beni uyandırmamıştı. Hızlı bir şekilde salona girdim. Flame birden çalmayı bırakmıştı. Sanırım biraz ani bir giriş olmuştu. Öylece Flame'e bakıyordum. Çünkü kitlenmiştim. Diyeceklerimi unutmuştum. Flame dönüp bana öylece baktı. Zümrüt yeşili gözleri ışıldıyordu. Buz gibi soğuk sesi ile konuşmaya başladı.

"Sonunda uyanmışsın . "

Başımı evet manasında salladım. "Neden kimse beni uyandırmadı ? Okula geç kaldım hemde ilk günden."

Flame gülümsedi.

"O kadar derin uyuyorsun ki kızlar seni uyandırmak için çok çabaladı ama sen duymadın bile. Peter yorgun olduğunu düşündü ve seni rahat bırakmalarını istedi. "

Çok utanmıştım. İlk defa geç uyandığım içinde kendime kızıyordum. Uyanamamış olmam sorun değildi. Sorun Flame'in yüzündeki bu iğrenç alaycı ifadeydi.

"Sen neden buradasın ? Okulda olman gerekmez mi ?"

Flame piyanonun bir kaç tuşuna bastı. Piyanodan çıkan sesler insanın ruhunu okşuyordu. 

"Burada kalıp sana bakmamı istediler. Yani bir duruma seni korumamı. Kevin da burada. O okula gitmek istemedi. Ya da bizi yalnız bırakmak ."

Arkamı dönüp duvardaki tabloları incelemeye başladım. Odanın krem renginin üzerine sıra ile dizilmiş çerçeveler odayı çok havalı gösteriyordu.

"Bizi yalnız bırakmak derken ?"

Flame oturduğu yerden kalktı. Tam o sırada içeri Kevin girdi. Elinde bira şişeleri vardı. Üstünde üzerine yapışan beyaz bluz ile gayet tarz gözüküyordu. Vücudundaki dövmeler cidden hoşuma gitmişti. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 05, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

NEFESİNİ TUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin