5SOS-The Only Reason ile okumanızı tavsiye ederim daha güzel gelebilir...Yüzüme gelen rahatsız edici güneş,gözlerimi açmama sebep oldu.Saatin kaç olduğundan habersizdim,erken olduğunu varsayıyordum.
Yanımda birinin olduğunu farkettiğimde önce üzerimdeki ellerine baktım.Kollarını bana sıkıca sarmıştı,kendimi zorda olsa ona doğru çevirdiğimde,Luke gözlerini aralayıp bir şeyler mırıldandı.Sonra mavi gözleri,benim gözlerimle temasını tam anlamıyla kurunca
"Günaydın,güzeller güzeli." dedi
Alt dudağımı ısırdım,sabah gerçekten çok hoş görünüyordu.Bence bu iltifatı kendisine etmeliydi.Gülümsedim...
Ellerinin olduğu yeri iyice sabitledi sonra yutkundu
"Yine,hiçbir şey olmamış gibi gitmeyeceksin değil mi ve sonra yine mesajlaşmaya devam etmeyeceğiz.."Gitmemden korkuyordu.Kafam hayır manasında salladım.Elimi dağınık saçlarına bıraktım.
"Bundan hoşlandığını sanıyordum."
Gülümsedi,gözlerinin rengi büyüleyiciydi,onlara bakarken kendimi kaybediyordum,yapmamam,söylemem gereken şeyler'e sebep olan belki de sadece gözleriydi.
"Seninle geçirdiğim her saniye hoşuma gidiyor Mai.Ama senin için aynı şeyi söyleyemiyorum.Sürekli farklı davranıyorsun.Michael'ı sevdiğini söylüyorsun ama benimle yatıyorsun,güzel cümleler söylüyorsun..Hatta benimle geçirdiğin zaman Michael ile geçirdiklerinden daha çok.."
Evet böyle de denilebilirdi.Dediği her şey doğruydu.
Ama şuan bulduğumuz ortamı bozmamak istiyordum.Sadece onunla uzanıp,kıkırdamak,sohbet etmek istiyordum.Michael ile bunları yapamıyordum ilişkimiz seks kısmından sonra bitiyordu.Önce güzelce sohbet ediyorduk;her şey mükemmel..Sonra seks yapıyorduk ve bittiğinde olan tek şey "Sen harikasın." diyerek provalara gitmek oluyordu."Luke henüz,16 yaşındayım.Senden hoşlanıyorum ama bu doğru değil.Yanında olmam doğru değil.Şimdi şu romantik sabahı bozmadan biraz kıkırdasak,eğlensek olmaz mı?" dedim
Bir süre durdu,hiçbir şey demeden gözlerini üzerimde gezdirdi sonra pembe dudaklarını yavaşça oynatarak "Peki.." diye fısıldadı.Yüzünü ellerimin arasına alıp,dudaklarına belli belirsiz bir öpücük verdim.Ayağa kalktım,üstümü giyinip büyük evinde,mutfağa doğru yürüdüm arkamdaki Luke'a bakmadan.Ortalıkta atıştıracak bir şey bulamayınca buzdolabının kapağını açtım.Hemen arkamda durup beni izliyordu.
Elimdeki pastayı koklarken "Beni dikizlemeyi bırak bu rahatsız edici." dedim.
"Kalçalarının çok güzel olması benim suçum değil." Yüzündeki sırıtış benimde gülmeme sebep oldu.
Pastayı önüme koyup,yemek için iki çatal çıkarırken konuştum.
"Birdahakine hatırlatta seninle yatmayayım."
Çatalı elimden alıp başka bir yere koydu.Aramızdaki mesafeyi çok kısa bir sürede kapatıp beni duvarla arasına sıkıştırdı.
"Öyle mi diyorsun.."
Pekala Luke'un bu kadar açık olması beni şaşırtmıştı.O genelde utangaç taraftı ben ise açık taraf. Şimdilik değişmiş görünüyordu.Beni rahatsız etmiyordu.Hatta zevk alıyordum bile.
"Evet,öyle diyorum."
Sesim titremişti.Tanrım benim sesim titremişti.Hemde Luke'un karşısında bu gerçekten garipti.
Yine aramızdaki boy farkının çokluğu dikkatimi çekmişti,onun uzun bedenin yanında küçük kalıyordum ve lanet olası yüzümün beni büyük gösterdiği felan da yoktu.Dışarıdan gören biri beni Luke'un çocuğu sanabilirdi.
Ama çocuklar babalarıyla seks yapmazlar.*"Pekala..." Tek elini duvardan indirip vücut kıvrımlarımda gezdirdi.
O an ikimizinde üstünde hiçbir şey olmamasını istedim.
Elini üzerimden çekip bir kaç adım geri gitti;
"Senin istediğin gibi olsun."
Zorda olsa yutkundum,o pastayı yemeye başlamıştı ama ben kendimi toparlayamamıştım.Birkaç saat Luke ile film izleyip takıldıktan sonra beni eve bıraktı hatta tüm günü birlikte geçirmeyi planlamıştık ama şarkı kaydetmeye gitmesi gerektiğini söyledi.Ve arabadan inmeden önce söylediği cümle,saatlerdir bunu düşünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Is There Somewhere
Fanfictionseninle yeninden tanışabileceğimiz bir yer var mı? @purple-unicorn