Bölüm 2

77 2 5
                                    

Günümüz

İstanbul/Üsküdar

Yakamoz'dan

Bu son diyerek telefonu kaçıncı elime alışım bilmiyorum ama bu sefer gerçekten son. Buna da cevap vermezse bir daha yazmayacağım. Yine aptal bir yaş düştü gözümden, ağlama moduna da girdiysem yazabilirim artık.

Kimden: Yakamoz Karaca
Kime: Sabah Uykum
Mesaj: Nolur bir cevap ver artık.. Senin yüzünden ailemle aram bozuldu, doğru düzgün yüzüme baktıkları yok, ne zaman sohbet etmeye çalışsam ya laf sokuyorlar ya da duymamazlıktan geliyorlar. Ben hiç düşünmeden seni seçmiştim Emre. Gerçekten bir daha hiç 'defol git' demem sana, vallahi yaa. Çok özledim ben seni. Elimi sahiplenircesine sıkı sıkı tutmanı, yoldan geçen insanları durdurup "Ben bu hatunu çok seviyorum ya" demeni, kadıköy'ün ortasında kucağına alıp döndürmeni, sürekli beni sinir etmeni, yolun ortasında sana trip atarken "Ulan aşkım bak gel buraya sarıl hemen" demeni, telefonla konuşurken "Olum bak şimdi geç otur karşıma.. Heh. Oturdun mu? Aferim aşkıma çikolata alcam sana böyle söz dinlersen" diyip dalga geçmeni.. En çokta.. En çokta, ben gülerken gülüşümden öpmeni.. Çok özledim..

Allahım nolur cevap versin. Çok amin. Affetsin beni bir daha hiç kızdırmayacağım, bu kadar kolay bitemez, 2 senemizi hiç birşey olmamış gibi silip atamaz. Başkası mı var acaba? Babam mı tehtid etti yoksa!? Tabi ya. Durduk yere neden ayrılacaktı zaten? Bu ilişki bitmeyecek, ayırmaya çalışan öz babamda olsa bit-me-ye-cek! Gidip babama hesap sorsam, emreyle olan ilişkimden uzak dur yoksa bir daha beni göremezsin desem, biraz blöf yapsam çekinir bence, bizde sevdiceğimle mutlu mesut devam ederiz ilişkimize.

Saçlarımı sağ omzuma toplayarak yavaş adımlarla salona gittim. Babam tekli koltuğunda yayılmış yanı başında kahve, elindeki gazeteyi dikkatle okuyordu. Annem önünde patlamış mısırı elinde peçetesiyle sulu gözlerini silerken hayranı olduğu diziyi izleyip hem ağlıyor hem de sessizce yorum yapıyordu.

"Baba"

Cevap yok.

"Baba?" sesimi yükseltmek zorunda kalsamda dikkatlerini çekebilmiştim.

"Evet?" dedi babam. Derin bir nefes aldım.

"Emreyi benden ayırmak için tehtid ettiğini biliyorum baba ama bunu başaramayacaksın ilişkimizden uzak dur lütfen yoksa bir daha yüzümü göremezsin."

"Şimdi de kaçmakla mı tehdit ediyorsun bizi Yakamoz?" Fırtına öncesi sessizlik..

"Kızım ne diyorsun sen o çocuktan uzak durmanı senin iyiliğin için istiyoruz biz" diye atladı annem, cevap verecektim fakat babam benden önce davranıp anneme gittikçe yükselen sesiyle;

"Sus Zeynep sus! biz küçük hanımın iyiliğini düşündük yıllarca burnumuzdan getirdi. En sonunda kendi haline bıraktık şimdi gelmiş bizi tehtid ediyor ukala! Neyin eksikti kızım? Aç değildin açıkta değildin el bebek gül bebek büyüttük ne istersen aldık,yeter ettin bize 2 yıldır ne huzur kaldı ne mutluluk.. Böyle devam edecekse benim senin gibi bir kızım yok!" dedi.

"Baba ben Emre'yi seviyorum" Kısılan sesimle olduğum yere çivilenmiş, babamla göz temasımı kesmiyordum.

"Defol o zaman evimden, çok sevdiğin Emre'ne git, bundan gayrı ne  yataklara düşersem gel ne de ..". Lafını tamamlayamadan annem ağlamaya başladı

"Ne diyorsun bey o bizim kızımız ne yapar ne eder nerede yaşar, Yakamoz hadi kızım özür dile de babandan sarılın barışın"

"Zeynep beni delirtme! Yok bundan sonra yakamoz"..

Kendimi odaya nasıl attım bilmiyorum ama şuanda eşyalarımı topluyorum, ne hissetmem gerekiyor onu da bilmiyorum. Açıkçası böyle olacağını düşünmemiştim. Olsun, herşey ters tepse de sevgilime kavuşacağım.. Artık engel de kalmadı tekrar eskisi gibi olacağız.

Çantama alabildiğim kadar kıyafet yerleştirdikten sonra kumbaramın içini boşaltıp cüzdanıma yerleştirdim. Muhtemelen annem şuan babamı ikna etmeye çalışıyor, babam ise nuh deyip peygamber demiyordur. Son kez odama baktıktan sonra salonun yanından geçip kapıyı açtım. Ayakkabılarımı giyerken aralık kapının arasından annemle göz göze geldim, işte şuan ne hissettiğimi biliyorum. Acı, çaresizlik. Annem daha fazla dayanamayıp kapıya kadar gelince bende kendimi tutamadım  ve sarılıp ağlamaya başladım. Bir yandan gitmemem için yalvarıp bir yandan ağlayan bu kadın, benim annemdi ve ben aşkım için bu kadından vazgeçiyordum.. Sahi ne yapıyordum ben? 'Artık bunları düşünme sevdiğine kavuşacaksın Yakamoz 'diye telkinde bulundu iç sesim. Annem bir miktar para sıkıştırdı avucuma,
"Bu gece yakın bir arkadaşında kal gözünü Seveyim Yakamoz'um aklım sende kalmasın" diye tekrarladı defalarca. Bu kadın ağlıyordu benim yüzümden. Ben gidiyordum, başkası için..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 16, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Umutsuz YarınlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin