MAVİ

- Maceralı Bir Gün-

(Ada)

İsra'yla Vildan'ı alışverişe yolladıktan sonra kendi kendime dedim ki ''İş başa düştü.Hadi bakalım başlayalım.'' dedim. Yeşil önlüğümü kaptığım gibi mutfağa gittim. Dün aldığım bir kiloluk balık vardı. Hemen onları temizledim. Ve suşi şeklini aldırttım. Sosunu da hazırlayıp buzdolabına koydum. Miray'ın sesini duyduğumda koridora doğru yöneldim. Miray bana şunu söyledi '' Ada ben yetiştirme yurdundaki arkadaşlarımla buluşacağım. Akşamüstü görüşürüz olur mu tatlım? '' dedi ve kapıya doğru yönelip dışarı çıktı. Ben de onu gönderdikten sonra tekrar mutfağa yönelip en tepedeki raftaki un kutusunu almak için bankoya çıktım. Ama bir baktım ki dolabın içindeki un paketi burada değil. Herhalde bitti diyerek markete gitmeye karar verdim. Unu aldıktan sonra paketi bir kenara koydum. Ve portakallı ördeği yapmak için eti paketinden çıkardım. Portakallı sosu hazırlayıp ördeğin üstüne döktüm. 3 yumurta sürüp yemeği fırına verdim. Portakallı ördek pişerken kurabiye hamurunu yoğurmaya başladım. Un attım fakat şeker yukarıdaydı. Şekeri tam alacaktım ki başımdan aşağı dökülmesin mi ?!

Her yer battı çıktı.Ama Allah'tan yeterince şeker kasenin içine dökülmüştü. Karıştırmaya devam ettim. Yumurtaları da kırıp, 1 paket kabartma tozu koyup yapmaya başladım... Bu sırada bir yerlerden yanık kokusu geliyordu. Hemen ardından fırından dumanlar çıkmaya başlamıştı. Kapağını açıp tepsiyi içinden aldım ve hemen suya tuttum. Ördek mahvolmuştu. Çöpe atmak zorunda kaldım... Kurabiyeleri de halledip fırına koydum. Ve telefonu kaptığım gibi pizzacıyı aradım. 7 tane pizza söyledim. Tam o sırada da telefonu kapar kapamaz zil çaldı. Gelen kızlardı (İsra Vildan) ''Neler yaptın bakalım?'' dedi İsra. Ve mutfağa gittiler. Vildan fırının kapağını açınca '' Hmm, bu tatlı galiba! '' dedi . Hep birlikte gülüştük. Vildan sağ tarafına döner dönmez '' Ayyyy! ' diye bağırdı. Tam açıklama yapacakken kapı çaldı. Gelen Miray'dı. O da koşarak mutfağa girdi ve kocaman bir çığlık attı. ''Ada naptın sen? '' dedi. Ben de '' Ahh! Yeter artık habire üstüme geldiniz! '' diyerek bir yumurtayı İsra'nın yüzüne fırlarttım. İsra'da bana en yumuşağından bir tane domates fırlattı. Aramızdan Vildan geçiyordu ki ikimizin kafasına muzla vurdu. Kafamda muzlar uçuşuyordu. ''Ne yapıyorsunuz siz? Zaten ortalık batık. Daha çok batırmayın artık! '' derken kafasına bir elma geldi. Fırından gelen kokkudan dolayı hemen fırını kapadım. Tam bu karmaşanın içinde pizzacı gelmez mi? En temiz olan Miray kapıyı açtı.Pizzaları getirdi. '' Ne yani sadece pizza mı yiyeceğiz? '' dedi İsra. Ben de '' Evet,öyle olacak artık. Tavuğu yaktık. Yemekten sonra da kurabiyeleri yeriz diye düşündüm.Siz bekleyin ben geliyorum.'' dedim ve buzdolabından suşi tabağını çıkardım. ''Sürpriiiz! '' dedim. Vildan ilk defa suşi tadacakmış. Miray da öyle. Tattıklarından ağızlarını burup kızartması daha güzel dediler. Ama yine de yediler. Birkaç saat geçtikten sonra portakal suyuyla kurabiyeleri yemek için tabaklara Vildan koydu. İsra da ''Benim kurabiyemin adı Itır.'' dedi Vildan da '' O ne biçim isim kızım,çıtır gibi doğru düzgün bişey koysana! Mesela benimkinin ismi Rıza''dedi. Ben de '' Kızım asıl o ne biçim isim Allah rızası için bir sadaka gibi. Benimki dee Arda. Arda ismini severim.'' dedim. Sonra hepimiz Miray'a dönerek '' Seninkinin adı ne Mirayy! '' dedik. Miray da '' Benimkiii Selim olsun ! '' dedi. Sonra'' Bence bu kadar gevezelik yeter. Haydi yatalım kızlar.'' dedi İsra ve bana göz kırptı. Herkes yattıktan bir 15 dakika sonra İsra Vildan'la benim odama girdi. '' Kızlar! Günlüğü alabildim. Bakın ne buldum! Günlükte şu yazıyor Kızlar baloya gidecek,ama ben gidemeyeceğim.Kızlar bana elbise diktirmek istiyor ama ben kabul etmedim. Paralarını boşu boşuna harcayamam.Aslında üstümde siyah,göğüs bölgesi simli, küçük parlak taşlar olan,straplez, hafif kabarık olan kuyruklu bir elbise harika olurdu ama maalesef. Bunların hepsi hayal. Artık uyumam gerek... Partiye gidemesem de böyle arkadaşlar edindiğim için çok mutluyum. diye yazmış Miray düşünebiliyor musunuz? '' dedi İsra.