~ 1 ~

160 24 16
                                    

Dalga sesleri kulaklarımı dolduran tek sesti. Bazıları bunu huzurlu bulurdu , aslnda bende. Halbuki deniz gökyüzüne çağırıyordu, ona kavuşma ümidiyle. Gözlerimi hafifçe araladım. Yorgunluğun vermiş olduğu etkiyle bütün kemiklerimin kırılmasından daha acı birşey hissediyordum bu da ruhumun kırılması. Yirmi yıllık hayatımın bütün birikintileri şuanda üzerime bir dağ misali ağırlık vermişti. Yaşadığım anıların altında eziliyordum. Babam,annem bana hamileyken annemi terketmiş. Beni,bizi hiç düşünmeden. Ne bir akrabamız var ne de birkaç komşudan başka tanıdık. Annem bu zorluğa karşı bakmış bana,okutmuş üniversite 3. sınıfa kadar getirmiş. Yorgunum çünkü ben arkandayım kızım diyen bir babam yok. Yorgunum çünkü hayatın zorlukları bütün kemiklerimi kırıp elime veriyor. İşte buda benim kaderimdi sanırım.
HAYATIN ZORLUKLARI TAKSİT TAKSİT ÖNÜME ÇIKIYOR KİMİ YERDE ENGEL OLUYOR .

İşte benim de baba diyeceğim bir adam olmadı. Seveceğim, ona koşarak sarılacağım, bir adam çokmu ?
Bize bakmak çok mu zordu ?
En başta bize sevgisini göstermek çok mu zordu? ÇOK MU ZORDU BABAAAA...

Her sabaha sensiz başlıyordum baba .

Ve yine sabah, yine yalnızlık , yine hep bir yanım eksik.

Ne kadar herkese kolay gelsede Baba sonuçta . Evet okuldaki herkesin arkasında duran bi babası vardı en azndan bizim sınıftaki herkesin var. Bense tam bursu kazanıp girmiştim o okula arkamda sadece annem vardı. Hangi kadın, kadın başıyla bir çocuğun okul giderini karşılayabilir ki . Maddi durumda yok. Benim Annem benim arkamda Babamdan daha çok durdu. Babam kim onu bile bilmiyordum ki . Bizi bırakıp giden bir insana baba diyordum. Ne kadar tuhaf annem bana hamileyken bizi yüz üstü bırakıp giden insan insan mı acaba ?

Gözlerimi ovalayarak yeni bir güne, yeni bir sabah ve yine yeni bir yalnızlığa gözlerimi açmış yine oturduğum yerde düşünüyordum.
Sanırım okula çok geç kalmıştım.
O sırada odamin kapısı aralandı.
İçeri giren bana dünyaları sunan annem.
Beni her sabah öpücüklere boğup Günaydın kızım diyen tek insandı.
Böyle bir babamda olsun istiyordum hep.
Mesela her sabah işe giderken bana minik bir öpücük kondurup gitse.
İyi dersler biricik kızım dese .
Onun gözünde hep küçük olsam.
Yeterki babam yanmda olsun ben küçük çocuk olmayada razıyım.

Annem gözlerime öyle güzel bakıyordu ki. İçimden Annem'e sımsıkı sarılmak geldi.
Sarıldığım an kendimi tutamayıp Anneme sordum :
Anne, babam niçin sen bana hamileyken bizi o durumda bırakıp gitti ?

Annem : Bak kızım biz birbirimizi sevmeyerek aile zoruyla evlendik. Babanın alkolü , kumarı her pislik vardı. Ben sana hamileyken beni hep dövüyordu. Bende seni kaybetmemek için boşanmak zorunda kalmıştım.

Sanki annem benden birşeyler saklıyor gibi hâli vardı. Üstelemek istemedim .
Okula gerçekten çok geç kalmıştım. Üstümü giyinip, annemin hazırlamış olduğu kahvaltıdan iki - üç bişey atıştırıp okulun yoluna doğru koyulmuştum. Yürürken bir çocukla çarpıştım ama ne çarpıştı. Elimdeki kitaplar falan kaldırıma saçılmış , birlikte eğilip kitapları toplamaya başladık.

Benden Özür diledi ve ayrıldım ordan.

Okula gelmiştim sonunda , Arkadaşlarım derse başlamışlardı bile. Ders hocamızdan Özür diledim. Sınıfta sadece iki sıra boştu ikiside yan yana ve ilk defa çok kalabalıktı sınıf, boş sıraya oturmuştum.
Aradan 10 dakika geçtikten sonra tekrar kapı çaldı .

Kırgın ÇiçekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin