Hiç bir zaman duvarlarımın arkasına saklanmamıştım. Ne kadar zor olursa olsun hep savaşmayı seçmiştim. Güçlü
bir insan olmasamda korkakda değildim. Dün söylediği şeyden sonra sessizce ona bakmış ve odama gitmiştim. Evet,bi odamda vardı ve bu demek oluyoduki baya bi zaman burda kalıcaktım. Yaşadığım yer buraya uzak olduğundan kaydımı burdaki üniversitelerden birine aldırmıştık. Yani Ateş'in okuluna. Bildiğim kadarıyla sona gidiyodu ve benim gibi halk ve ilişkiler okuyordu. Odamın kapısı tıklatıldığında yattığım yerden doğruldum ve 'girin' komutu verdim . Kapı açıldığında içeriye orta yaşlı hizmetli olduğunu düşündüğüm bir kadın girdi "efendim Ateş bey sizi kahvaltıya bekliyor "dediğinde derin bir nefes alıp "tamam siz çıkabilirsiniz "dedim. Daha sonra lavaboya gidip işlerimi halletdim ve üstümüde giyinip merdivenden inmeye başladım. Ateş karşımda, elindeki gazeteye odaklanmış ve kaşlarını hafif çatmış, bir yandanda çayını yudumluyodu. Karşısındaki sandalyeyi çektim ve oturdum .Daha sonra fısıltı gibi çıkan sesimle "Günaydın" dedim. O da gazetesinden başını kaldırıp yüzümü süzdü ve "günaydın" dedi. bir süre hiç birşey konuşmadan kahvaltımızı ettik sonra hafif öksürdü ve söze başladı "biliyosunki baban seni bana emanet etti ve seninde buna göre davranmanı istiyorum. Bir yere giderken gittiğin yeri bana söylüyeceksin ve yanında ben veya adamlardan biri yoksa bir yere gitmeyeceksin " dediğinde şaşkına uğramıştım. ne yani hapis hayatı mı yaşayacaktım ? düşüncelerimi dile getirmek için dudaklarımı araladım "hapis hayatı mı yaşıyıcam?" deyip yutkundum "Niran ,tabikide böyle birşey olmayacak bu dediklerim senin güvenliğin açısından" dediğinde gözlerimi kaçırdım. Haklıydı, güvenliğim açısından sanırım bir süre susmalıydım. "eğer işinizi normal yollarla yapsaydınız bunların hiçbirini çekmek zorunda kalmazdık"
dediğimde boş gözlerle bakmaya başladı "Sen hep böyle misindir? ben işimi çalarak yapacak kadar acizmiyim ? benim kendi galerim var ve babamla alakam yok. Benimle kinayeli konuşmayı kes "dediğinde utanmıştım. Bilip bilmeden konuşmamalıydım ama bi anda sinirlenmiştim işte "Özür dilerim sinirlerim bozuldu bir anda " değimde bıkkın bir nefes verip."Neyse ne" dediğinde "afiyet olsun " deyip yukarı çıktım
...
Odama çıktığımdan beri müzik dinliyordum ve artık canım sıkılmaya başlamıştı. Aşağıdan bağırış sesleri gelmeye başladığında dikkat kesildim ve aşağı inmeye başladım .Aşağı indiğimde Ateş çalışanı olduğunu düşündüğüm bir adama bağırıyordu
"Buna nasıl izin verirsiniz! kaç yıldır saklanan kızı korumamıza aldığımız ilk günde açığamı çıkardık! " dediğinde konunun ben olduğunu anlayıp lafa girdim "ne oluyor burda?" dediğimde kızgın gözlerini bana çevirdi ve " Sen karışma Niran" dedi."nasıl karışmayayım Ateş, konu benimle ilgili ve ne olduğunu öğrenmek istiyorum" dediğimde o çok sevdiğim mercan gözlerini kıstı ve cevap verdi " Kirenci Holding babanın bir kızı olduğunu öğrenmiş ve seni görmekte ısrarcı. Bugün buraya gelecekler ve sen ailenle bir bağın olmadığını, benim himayemde olduğunu söyleyeceksin" değinde başımı salladım."Bu akşam gelecekler ve senin rahat olmanı istiyorum tamam mı? hiç bir şeyin sorumlusu sen değilsin. Zaten bir çok insanı yıkmışken senide mahvedemeyiz "dediğinde gözüme dolan yaşlarla cevap verdim "Olanlara anlam veremiyorum. Tıpkı bir korkak gibi kaçtılar ve tüm bunlarla beni yalnız bıraktılar " dediğimde ağlamaklı sesim titremişti ve çoktan ağlamaya başlamıştım bile. Tek eliyle belimi kavradı ve beni kendisine çekti . "yalnız değilsin ve artık sorunlarınla tek başına baş etmek zorundada değilsin. Ben yanındayım korkma. O pezevenk sana hiçbişey yapamaz. " dediğinde burnumu çekip mırıldandım "mağdur olan bizmişiz gibi konuşma. Haklı olan o " dediğimde sertleşen bedenini hissediyordum. sinirlenmişti ,koyulaşan mercan gözlerini devirdi .
" Sen ne tür bir safsın? suçu olan sen değil o sikik adamlar ama senin belgelerin yerini biliyor olabileceğini düşünüyor" dediğinde gözlerimi kapattım ve alnımı göğsüne yasladım.
kokusunu içime çektim ve mırıldandım "napıcaz Ateş?" derin bir nefes verdi ve kırmızımsı dudaklarını araladı "yaşıyıcaz Niran " dedi ve gür kipriklerini kapadı ..
...
Odamda oturmuş Ateş'in gelip beni almasını bekliyordum. Ateş'in dediğine göre Cenk denen o adam korumalarıyla birlikte gelecekti. Ateşde önlemini almış olmalı herhalde. Odama çıktığım ilk an üzerimi değiştirmiş ve gri bir elbise geçirmiştim. Gelen adım sesleriyle yatağımdan kalktım. Odanın kapısı açıldığında Ateş içeriye girdi ve üstümü süzdü. Bende onu süzdüğümde üzerine rahat bir kot ve tişört geçirmişti. Bana doğru yürüdü ve önümde durdu " Geldiler. panik yapma ve sakin ol. Ben yanındayım" dediğinde başımı salladım. Uzanıp alnımı öpüp elimi tuttuğunda şaşırsamda gülümsedim. Beraber kapıdan çıktıktan sonra aşağı indik. İndiğimizde Tekli koltuğa oturan Cenk denilen adamı gördüm. Otuzlu yaşlarının sonlarında ve bakıldığında ürküten bakışları vardı. Odaya girdiğimizde bakışları bizi buldu ve suratına piçimsi bir gülümseme aldı "oo gençlerde gelmiş, siz şimdi çetede kurmuşsunuzdur kesin "kollarını araladı ve iğrenç bir kahkaha attı. " hırsızlar çetesi, sende bu çetenin bekçisimi oluyorsun" dediğinde gözlerim dolmuştu ve kendimi savunamıyordum. Nasıl savunabilirdimki ? 'pardon annemle babam senin emeklerini çalmış ama artık affola mı. saçma, biz daha yeni koltuğa oturmuşken söze başladı " senin o alçak baban varya. Benim tüm varımı yoğumu çaldı. Sende onun gibisin .onun tohumundansın nede olsa. Ama o belgeleri gerekirse sike sike alıcam sizden "dediğinde artık ağlıyordum .Ateş'e doğru baktığımda yumruklarını sıkmış Cenk'e doğru bakıyordu. Hani koruyucaktı beni? oda yalan söylemişti işte. Daha fazla burada kalamıyıcağımı anladığımda oturduğum yerden kalkıp merdivenlerden çıkmaya başladım. Aşağıdan sesler geliyodu ama umrumda değildi. O adamın yanında ağzını açmamıştı bile. Odama çıktığımda pencerenin önüne geçtim ve sessizce gözyaşlarımı dökmeye başladım. Odamın kapısı açıldığında ensemde bir nefes hissettim "bana kızgın olduğunu biliyorum ama orada kendini savunan sen olmalıydın. Şimdi seni korusaydım arkanda hep birilerinin olmasını beklerdin ve bu seni güçsüz yapardı" dediğinde yavaşça burnumu çektim "hadi ama ağlıyınca çok güzel oluyorsun tamam ama yinede ağlama" dediğinde kollarımı boynuna sardım ve kavun kokusunu içime çektim .Evet,kavun kokuyordu. kavunu sevmezdim ama onda herşey olduğu gibi kavunda bir farkıydı. Derin bir nefes alıp repliğini çaldım " Sen. ." dedim ve yutkundum. "Sen kavun kokuyosun. ."dediğimde inci dişlerini gösterek gülümsedi. Evet, o benim yangınımın adıydı. Kimi zaman yakan. .Kimi zaman ise kavuran. .Merhaba Arkadaşlar. yorumlarınız için teşekkürler. Oy ve Yorumlarınızı bekliyorum. İnşallah bölümü beğenirsiniz. Sağlıcakla Kalın. .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANGINLARIN ADI
Teen FictionOnlar ;cehennem ve ateşti... Yüreklerinde sakladıkları sevgileri uğruna yakıp yıkmak onlar için hiç bir şeydi.. Onlar bu sevdada zaten ölmek için vardı... Niran; zaten sen benim içimdeki büyük yangınların adısın. kendim zaten Cehennemken inşallah s...