K i r a z ♠
Yoğun geçen bir gecenin ardından kırmızı iç çamaşırlarımı üstüme yavaşça geçirerek yataktan kalkmak üzere ayaklanıyordum. Ardından üzerime kot şortumu ve salaş tişörtümü geçirerek yataktaki adama yöneldim, "Nereye koydun?"
Uykulu sesiyle, biraz da bıkkın cevap verdi, "Komidinin üzerinde."
Komidinin üzerindeki beş yüz lirayı çabuk bir şekilde elime alıp cebime yerleştirdim. Yavaş yavaş çok gösterişli ve büyük ihtimalle çok paraya maal olmuş gibi görünen uzun koridordan ilerleyip çıkış kapısına yöneldim. Arkamdan gelen çıplak ayak seslerine aldırmadan kapıyı açarken kolumdaki soğuk kolla irkildim, "Biraz daha kalamaz mısın?"
Sadece profilim görülecek şekilde sağıma dönüp konuştum, "Önce üstüne bir şeyler giy, sonra benimle muhattap ol."
Alaycı bir gülümsemeyle, "Senin gibi, üniversite yaşında orospuluk yapan bir kadınla konuşmam bile çok aptalca, zekamı boşuna kullanıyorum!" diyerek beni kendine doğru çekti.
"IQ'dan bahsetmeyelim istersen!" diyerek ondan uzaklaştım ve ayakkabılarımı giyip evden ayrıldım.
Ceplerimi kontrol edip evime doğru yavaş adımlarla ilerlemeye başladım. Telefonun titreyince yerimde durup cebimden çıkardım, arayan babamdı.
Öfkeyle konuştu, "Kiraz, neredesin sen?!"
Gözlerimi devirerek 'sabır!' dercesine iç çektim, "Yoldayım, geliyorum!"
"Ne kadar verdi adam?" sesi meraktan çok kızgın gibiydi.
Umursamazca, "Beş yüz." demekle yetindim.
"Güzel," tabii ki hala sakinleşmemişti. "Keşke daha fazla cilve yapsaydın!"
"Bari ona karışma! Para kazanma yolumu bile sen belirledin, bence artık sus." deyip telefonu yüzüne kapattım. Fakat burada bırakmayıp, evde ağzıma sıçacağını bildiğim için içim hala rahat değildi, "Siktir. Koca bir siktir."
Önümde banka oturmuş iki sigara içen erkek görünce telefonumu cebime koyup yanlarına gittim.
Yanlarına yaklaşmadan sadece biri bana gülümsemiş, diğeri ise siklememişti. Eh, siklemeyeni ben de siklemem diye düşünüp gülümseyene yönelerek sordum, "Sigaran var mı?"
"Üzgünüm güzellik, ama arkadaşımda var." ardından, adeta ruh değiştirir gibi konuşma şeklini değiştirdi, "Kağan bir sigara ver lan!"
Diğeri de acayip emirci bir biçimde konuştu, "Düzgün konuş lan!"
Diğeri Kağan denen çocuğa kaş göz yaparken ben araya girdim, "Siktir et, ben kendisinden kendim isterim. Öhöm, başlıyorum. Sigaranızı bana lütfetmezseniz sizi müjdeleyen hanımefendinin idrarını yaptığı yerin altındaki o küçük delik, yani vajinaya, işaret parmağımla orta parmağımı yerleştireceğim, sizden rica ediyorum."
Kağan şaşkın şaşkın bana bakarken yanındaki çocuk bedenimi inceliyordu. Yanındaki çocuğun bakışlarına aldırmadan Kağan'ın elinden sigarayı yavaşça çekip içinden bir dal çıkarttım. Ben de Kağan'ı süzmeye başlamıştım ki gözlerini benim gözlerimden ayırmadan elimdeki sigarayı çekti. Ben de bu sıcak ortamdan kurtulmak adına gözlerimi birkaç defa kapatıp açtım. Kağan alaylı bir şekilde bana bakarken yüzümü buruşturup çakmak bulmak adına etrafta göz gezdirdim. Ama hiçbir yerde bulamayınca hayal kırıklığı ve bıkkınlıkla sordum, "Çakmak var mı?"
Kağan'dan gözlerimi her seferinde kaçırıyordum, çünkü her seferinde gözlerim onlarda bir gizem, bir tutku arıyordu. Fakat benim işim maalesef gözlerle değil.(!)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şarap Tadında Geceler
Romance"Bir yudum kadar sade ve güzel miydi hayat, ya da sadece sen öyle..."