BÖLÜM 1

136 45 8
                                    

Fulya'nın ölümünün üzerinden koskoca bir yıl geçti. Ölümüyle ilgili açıklanmayan otopsi raporu, gelen ani ölümü ve içimde büyüttüğüm intikamla kalbim her geçen gün biraz daha taşlaşmaya başladı.

Bir yıl boyunca sürekli ölüm sebebini araştırdım fakat hiçbir şekilde ölümüyle ilgili olabilecek bir bilgiye ulaşamadım.

Her gece rüyama giren Fulya'nın "Abla beni öldürenleri bul" demesiyle kan ter içinde uyanıyorum.

Bir yılın sonunda gözümü iyice kararttım ve intikam için elimden gelenin fazlasını yapacağım. Hatta ucunda ölüm dahi olsa gözümü kırpmadan koşacağım. Bunu ise yalnızca o masum kardeşim Fulya için yapacağım.

Kardeşim henüz 21 yaşındaydı. Onu diğer herkesten ayıran en büyük sebep ise zihinsel engelli olmasıydı.

Ölümüne sebep olan her türlü ayrıntıyı dahi yok etmek isterken, elimde koskoca bir hiçin olması da dünyanın adaletsizliğiydi.

Adaletsiz dünyaya adalet dağıtmak yerine adaletsizlikler içinde kendi adaletimi kurmayı tercih ettim.

O akıl hastanesine gireceğim ve kardeşimin ölüm sebebini bizzat araştıracağım. Bulduğumda ise en acı şekilde canlarını alacağım.

Evdeki tüm kontrollerimi de yaparak kapıyı kilitledim ve kendimi hızla dışarı attım.

Öncelikle kendimi deli gibi göstererek hastaneye girmeyi sağlamam gerekiyordu. Her ihtimale karşı üzerimde ki herşeyi bana ait olan yazlığıma bıraktım.

Hastanenin bahçesinin duvarına yaklaşarak pusuya geçtim ve akıl hastalarını izlemeye başladım. Hepsi de normal insanlardan çok farklıydı.
Peki ama ben nasıl onların arasına giricem? Diye düşünmeden edemedim.

Hastane bahçesinde çıkan bir kargaşayla dikkatimi o yöne çevirdim. 30 lu yaşlarda bir kadın başını öne eğmiş ve sadece bağırıyor. Elini arada sırada kulağına götürerek de olduğu yerde ileri geri hareketler yapıyordu.

Onu bu şekilde görmem benim de kafamda lambalar yakmamı sağladı. Önce etrafa bakındım ve kalabalık olmaya başlayan kaldırım da avazım çıktığı kadar bağırdım.

Bu çığlığımla birçok kişinin de dikkatini çekerek en iyi oyunculuk performansımı sergilemeye başladım.

Dikkatimi ayaklarıma vererek sadece o noktaya bakmaya başladım. Yanıma birkaç kişi geldi ve "Hanım efendi iyi misiniz?" diye sordu.

Halimden hiçbir taviz vermeyerek "Ben deli değilim" diye bağırmaya başladım. Bu tavrımla da onların şüphelerini üzerime çekerek deli olduğumu düşünmelerini sağlamaktı amacım.

Hızla yanıma gelen iki hastane görevlisi ile planım gerçekleşmeye başlamıştı. Kollarıma girerek beni hastaneye götürdüler..

"Bırakın benii" diye delirmişçesine bağırıyordum. Bu tepkimle deli olduğuma iyice inandırmaya başlamıştım herkesi.

İki görevli beni zaptetmeye çalışırken bir yandan da kendi aralarında konuşmaya başladılar.

"Başhekim yarın gelecek"

"Evet. Peki yarına kadar bunu ne yapıcaz "

"Diğerlerinin arasına koyalım. Yarın da başhekime gösteririz "

"Bu süre içerisinde de ailesini falan araştıralım. Hastane kayıtları falan ne olursa artık bakalım"

Konuşmaları bu şekilde sonlanırken beni bilmediğim bir yere götürmeye başladılar.

Birden yanımıza yaklaşan birinin sesiyle duraksadık ve "Bu kim?" diye sordu gelen kişi.

Kolumu tutarlardan biri de "Bugün hastanenin önünde krize girmiş gibi bağırıyordu. Kim olduğunu bizde henüz bilmiyoruz" demişti.

Karşımdaki kişinin "Çokda güzelmiş" diyerek gülmesiyle kısa bir an yüzüne baktım.

Esmer uzun boylu delici mavi gözlerinde sezdiğim bakışsa hiç hoşuma gitmedi. Bu adamda birşeyler olduğunu hissettim. Yüzünde ki sakalları birçok ten tanımışcasına bir o yana bir buyana dağınıktı.

Bu kadar kısa süreli bir bakışla nasıl bu kadar şey anlattım bende bilmiyorum. Ama bakışlarının beni tedirgin ettiği bariz belliydi.

Sonra tekrar yolumuza devam ederek bir kapının önünde durduk. Görevlilerden biri kolumdan çıkarak cebinden bir anahtar çıkartarak kapıyı açtı.

Hapishaneyi andıran uzun koridorların sonunda ki kapıyı açınca, orasıda zindanı andırıyordu.

Beni içeri bırakarak aynı şekilde kapıyı kapatıp kilitlediler. Etrafımda birçok ürkütücü insan var. Benim onlarla bir başıma kalma düşüncem dahi beni korkuturken, şimdi o düşüncenin tamamiyle içindeyim.

Her biri daha da üzerime gelmeye başladı ve ben de her üzerime gelmelerinde bir adım daha geriledim.

Sırtıma değen duvarla daha fazla geriye gidemeyeceğimi anlamam bir oldu. Yere oturarak dizlerimi karnıma iyice çektim.
Büzüşerek dibine sindiğim rutubetli duvar tek sığınağım oldu.

Birbirinden farklı ve her biri birbirinden ürkütücü insanlar.. Kimi tuhaf bir şekilde gülüyor, kimi saçıyla oynuyor, kimi de sinirli bir yüz ifadesiyle ileri geri sallanıyor.

İçlerinden biri iyice sokuldu ve saçlarımı parmaklarının arasına aldı...

Merhaba arkadaşlar...
İlk bölümü nasıl buldunuz??

KOD ADI:DELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin