''Uzaktan seviyorum seni. Kokunu alamadan,boynuna sarılamadan,yüzüne dokunamadan. Sadece seviyorum.'' -Cemal Süreya
Ufak adımlarla ilerlemeye devam ettim. Adım attıkça, hızlanıyordu minik kalbim. Ufak kafeyi gördüğümde, minik bir tereddüt yaşadım. Geri dönemezdim. Farketmeyecekti bile beni. Bir yere siner, izlerdim o güzel yüzünü. Yeni çıkmaya başlayan sakallarını, masmavi gözlerini.
İçeri girdim derin bir nefes alarak. Ah adam, içime çektiğim nefesim, kokunla büyülensin isterdim. Oradaydı... Gülüyordu kahka atarak. Gözlerim dolmuştu. Mutluydum. O mutluydu ya, ben ondan daha mutluydum. ''Hoşgeldiniz efendim.'' garsonun sesiyle , dikkatim çekildi. Tebessümle cevap verip, o'nu görebileceğim fakat o'nun beni göremeyeceği bir yere oturdum.
Garsonda peşimden geldi. ''Ne isterdiniz?''
Çaktırmadan, o'nun ne içtiğine baktım. Çay içiyordu. ''Çay alayım bir bardak.''
Garson gittiğinde, o'nu izlemeye devam ettim. Gülüşü, gözlerine çıkmıştı. Bedeniyle, ruhuyla gülüyordu. Ah, gülmeyin öyle rica ederim. Ölmek için... Fazla sizdeyim.
Bir ay önceydi. Arkadaşlarımla bu kafeye gelmiştik. O an görmüştüm o'nu. Sapsarı ışıldayan saçları, masmavi gözleri, iç ısıtan gülüşü... Ertesi gün, içimdeki bir istek, yine o kafeye gitmem için bağrıyordu adeta. Kafede olması imkansızdı. Hiç değilse, oturduğu yere oturur, gördüğü yerleri görürüm dedim. Kader ya... Kafedeydi. Kalbim ilk o zaman çıkacaktı işte. Bu sefer başka yerdeydi. İlk gün oturduğu yere oturmuştum. O'nun gördüğü şeyleri göreyim diye. Sadece onu görmüştüm...
Bir aydır, sıklıkla geliyor buraya. Gelmediği günler de oluyor elbet. Ben her gün geliyorum.Bir gün kaçıracağım diye aklım çıkıyor...
İsminizi bile bilmiyorum bayım, kokunuzu hissedemiyorum, hayalet dahi olabilirsiniz, lakin çok seviyorum.
Gözleri, gözlerime denk geldiğinde, kalbimden başlayan titreme tüm vücuduma yayıldı. Gözlerimi kaçırdım hemen. Birkaç saniye sonra gözlerimi kaldırdığımda, ciddi bir şekilde bana baktığını farkettim. Garson çayı getirdiğinde, heyecanla aldım. Sıcak olduğunu hesaplayamadığımdan, hızlıca içtim. Dilime, sıcaklık hissi hızla yayıldığında, elimdeki bardağı fırlattım ve üzerime döktüm. Ağzımdan, acı dolu bir çığlık çıktığında, o kadifemsi sesi duydum.
''Sakin olun lütfen,''
Tanıtım olduğu için bu denli kısa. Fikirlerinize göre kelimelelerimi düzenleyip, sayfalarca yazacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Bardak Çay
Romance80'lerde karşılaşsaydık keşke bayım. Komik kıyafetinize karşı, zarif kıyafetimle dikilseydim karşınıza. Otursaydık tahta bir masaya, çay söyleseydin iki bardak. İki bardağın içine doldursaydık çayları tekrar tekrar. Hoş sesinizle, nahoş kahkalarım k...