''Moon!'' Annemin sesiydi.
Adımı belki de 25. Kez söylüyordu. Bu beni cidden sinirlendiriyor. Şurada uyumaya çalışıyorum! Kapımın hızla açılmasıyla yatakta doğrulup ellerimi havaya kaldırdım ama hala gözlerim kapalıydı.
''Tamam kalktım!''
''Satürn Space seni dışarıda bekliyor. Acele etsen iyi olur!''
Ahh Tanrım ben onu unutmuştum. Hemen banyoya girip duş aldım. Bu gerçekten de çok rahatlatıcıydı. Giyinip aşağıya indim ve ayakkabılarımı giymeye başladım.
''Kahvaltı etmeyecek misin oğlum?''
''Hayır anne aç değilim. Moag uyandı mı?''
''Hayır hala uyuyor.'' Onun için gerçekten üzülüyorduk. Sürekli başını derde sokuyordu. Ölüm Yıldızı'na sürgün edilmemesinin tek nedeni ona sinir hastası denilmesiydi. Bu yüzden de sürekli iğne yapılıyor ve gözetim altında tutuluyordu. İğne yapmayı geciktirdiğimiz zaman Engelleyiciler kapımızı çalıyordu. Hepimize o çiplerden taktıkları için sürekli kontrol altındaydık.
Tam kapıdan dışarı çıkıyordum ki annem mutfaktan yanıma geldi.
''Moon, tatlım bunları dedene götürür müsün?''
Uzattığı sepeti alıp parmağımı üstünde gezdirdim. Kapağı açılınca içindeki ay çöreklerini gördüm. Harika kokuyordu.
''Merhaba bayan Sky. Bügün yine çok şıksınız.''
''Teşekkür ederim Satürn. Çok kibarsın.''
Gözlerimi devirip Satürn'ün kolunu tuttum ve onu çekiştirmeye başladım.
''İyi günler bayan Sky.''
...
''Ah Tanrım bu kadar kibar olmak zorunda mısın?''
''Kadınlar kendilerine iltifat edilmesinden hoşlanır.''
''Git sevgiline iltifat et Satürn!'' Bu çocuk beni sinir ediyordu. İltifat ettiği kişi benim annemdi!
''Birincisi ediyorum zaten ve ikincisi benim adım Sam!''
Ahh evet Satürn ismini sevmediği için ona Sam dememizi istiyordu. Tanrım kim çocuğuna bir gezegen ismi koyar ki?!
Sam'in durduğunu farkedince ben de durdum. Sonra neden durduğunu anlamak için baktığı yöne yani sağıma baktım. Dedemin oturduğu sokağın başına gelmiştik. Sanırım annemle olan konuşmamızı duymuş.
''Bu sokaktı değil mi?''
Başımı hafifçe sallıyıp yürümeye başladım. Sam de arkamdan geliyordu. Ne zaman bir şey söylemek isteyip de söylemese böyle yapardı.
''Hadi söyle!''
''HI?''
Derin bir iç çekip ona döndüm.
''Dostum seni çok iyi tanıyorum. Hadi söyle!''
Derin bir nefes alıp bakışlarını yerden kaldırdı. Bir süre kararsızlıkla gözlerime baktıktan sonra konuşmaya başladı.
''Dün yine Engelleyiciler gelmiş kapınıza.''
''Evet, buna alıştığını sanıyordum. Ne de olsa 6 yıldız geçmeden yine geliyorlar. Moag özgürlüğüne düşkün bir çocuk.''
''Ve sinirlerine hakim olamayan...''
''Ne demek istiyorsun Sam?!''
''Belki de Clinic'e götürmelisiniz onu.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Yıldızı
Science FictionÖlüm Yıldızı evrendeki bir yıldızdır. Ölüm prensesi yaşar burada. Oraya giden herkesi öldüren kötü bir prensestir. İki genç çocuk yaşar bu yıldızı merak eden. Biri fazla umursamaz, korkar çünkü. Diğeri merak eder, gitmek ister oraya. Gider de... İlk...