Bızzdık 'ın metal burnundan sular süzülen demir kafası dalgaların arasında belirirken ,elektronik havlaması da güçlü Aquora şehrinin duvarlarında yankılandı."Heyy Bızzdık,ne oldu? Sorun ne?"
Max, aşağı doğru sarktı, Bızzdık havlarken kıpkırmızı gözleriyle ona bakıyordu. Günün ilk ışıkları denize vuruyordu. Max sabahları erkenden ,şehrin görüntüsü henüz başlamamış, babası da uyanmamışken Bızzdık ile denize gidip balık tutmayı çok seviyordu. Bızzdık, müthiş birbalıkçı köpeğiydi. Daha doğrusu Max, onu öyle proglamlamıştı.