2 bölüm

61 8 5
                                    

Yani benim evleneceğim çocuk O mu? Sahilde gördüğüm çocuk.

" Mer...heba " dedim. Yüzüme bile bakmadan içeri geçti. Arkasından

" Aptal " dedim ve peşinden gittim. Ali amca:

" Oğlum da geldi " . Ateş babamın ve annemin elini öptü. Ali amca:

" Oturun, çocuklar. (Oturduk). Oğlum da geldiğine göre, başlaya biliriz. Sebebi ziyaretimizi biliyor sunuz. Çok uzatmak istemiyorum. Allahın emri, peygamberin kavliyle kızınız Hatını, oğlumuz Ateşe istiyoruz "

Babam bana baktı. Gözlerinin içi adeta ışık saçıyordu. Sevindiği belliydi.

" Kızım, git kahveleri getir ". Ali amca hemen söze atladı:

" Boşver. Ne gerek var kahveye. Kızımıza zahmet verme "

" Ne zahmeti efendim, müsaadenizle " dedim. Babam:

" Adettendir. Yıllar geçse de, adetlerimiz asla unutulmaz "

Mutfağa gittiğimde kahveler artık hazırdı. Benim kahve yapacağımı düşünmediniz değil mi? Komşumuz Ayşenur teyzenin hazırladığı kahveleri aldım ve odaya girdim. Adettir ilk önce büyüklere verilir. Ali amcadan başlayarak herkesin kahvesini verdim. Sonra oturmak için annemlerin yanına geçmek istedim. Meyra teyze hemen annemin yanına geçti ve konuşuyormuş gibi yaptı. Tabi ben de yedim, aptalım ya ben! Beni Ateşle yan yana oturtmak için yaptığını anlamadım! Aslında bu benim işime gelirdi. Geçip Ateşin yanına oturdum. Heyecandan sendelediğimi saymazsak , şu ana kadar herşey iyiydi.

Ateşe baktım. O da bana döndü ve sanki tiksindiği bir şeymişim gibi bana baktı. Sonra yüzünü dönüp kahvesini yudumladı. Elimi yüzüme götürdüm. İnsanlık hali, hemen düşünmeye başladım, acaba yüzümde birşey mi var diye. Ateş kahveyi içince boğuldu ve geri bıraktı. Güldüm. Tuzu fazla kaçırmıştım galiba! Ali amca:

" Azer bey. Kızı veriyor musun? ". Babam Ali amcanın kahvesinin içine şeker attı:

" Tatlı içelim, tatlı konuşalım "

" Yani ?"

" Verdim gitti. Size de, bize de hayırlı olsun ". Ali amca güldü. Herkes seviniyordu, bir tek Ateş ve benden başka. Burada bizim kaderimiz çiziliyordu, ama bize sorma zahmetinde bulunmuyordular. Babam:

" Kızım, hadi gel babanın elini öp " dedi. Ali amcanın elini öptüm, Ateşse babamın. El öpme merasimini bitirince yüzükler takıldı. Yüzüğe baktım, birkaç gün önce bana kelepçe gibi gelen bu yüzük şimdi kalbimin sevinçten delicesine çarpmasına sebepti. Aslında kalbimin çarpmasına sebep yüzük değil, onu takandı. Ali amca babama baktı:

" Azer bey. Diyorum ki, gelen hafta nikah kıyılsın ve düğün olsun. Güzel kızımızı alıp götürelim ". Babam

" Bu kadar çabuk mu? "

" Çabuk mu olduğunu düşünüyorsun? "

" Hayır, hayır. İyi olur ". Babama baktım. Yüzü ilk kez bu kadar gülüyordu. Onun yüzü gülsün, ben sevmediğim ve beni sevmeyen biriyle evlenmeye razıyım. Misafirler gidince koşarak odama gittim. Ne kadar Ateşden hoşlanmış olsam da, içimde bir his evlenmek için daha erken olduğunu söylüyordu. Elimde olmadan gözlerimden yaşlar aktı. Kendimi durduramıyordum. Ağlıyordum. Bunun sebebi Ateşti. Gece boyunca ona baktım. Gözlerinde en ufak bir his belirtisi yoktu. Gözleri bir balığın gözleri gibi donuktu. Benden hoşlanmamıştı! Tiksintiyle bakmasına bakılırsa, şimdiden nefretini kazanmıştım!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 30, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Belirsiz Kraliçe ( Hükümdar Kadın serisi 2 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin