Bölüm 2#

19 2 0
                                    

Kendi kendine konuşana deli değil, yalnız derler..

Kapıyı açtığımda gerçekten şok geçirecektim. Sevmediğim ve beni sevmediklerini bildiğim insanlar doğum günümü hatırlamış ve bana sürpriz hazırlamışlardı.

- ' Mutlu yıllaaat Kaaat mutlu yıllaar sanaaa.' diye bağırıyorlardı. Tabii bazıları sadece ağzında geveliyordu. Farkedilmeyecek gibi değildi.

- 'Teşekkür ederiim.' diyip zoraki sarılma faslına geçmiştim.

O sırada Mehtap'ın bakışlarına denk geldi gözlerim. Tüm bunlar onun başının altından çıkmıştı eminim. En son ona doğru ilerleyip sımsıkı sardım kollarımla.

- 'senin işin olduğunu biliyorum teşekkür ederim seni çook seviyorum.' onu cidden çok seviyorum. Hep bi kardeşim olsun istemiştim. Ailem boşandığı için imkansız bir hayal olarak kaldı bende. Taa ki Mehtap'ı tanıyana kadar canım kardeşim..

Son derse girdiğimizde telefonuma hiç bakmadığımı farkettim. Çantamdan çıkarıp gelen mesajlara bakmaya başladım. Ders boş geçtiği için sorun olmuyordu. Gelen bir mesaj bayaa dikkatimi çekti. Yunus'tan dı. Aylar önce konuşuyorduk sonra onun için saçma benim için önemli bir konudan dolayı konuşmayı kesmiştik. Hemen mesajı açtım.

Yunus : Mutlu yıllar kayalı. Pasta kesersin artık eee öküz değilsin ya bi davet edersin :)

Ben : Hahh. Benim doğum günüm pastayı senin bana kesmen lazım ;)

Yunus : Keseriz bi pastanın lafını mı yapıcaz ama şuan çalışıyorum 2 gün sonra izinliyim buluşuyoruz ve o pastayı kesiyoruz?

Ben : Maksat pasta yemek sırf onun için kabul ediyorum. Pastaa!! :)

Yunus : Tabii biliriz bilirizz. Tamam o zaman işe dönüyorum ben görüşürüz kayalıı.

Ben : Görüşürüz kayalı ;)

Ne şanstır ki ikimizde Kayaköy'lüydük. Mahmut takmıştı bize bu lakabı. Bizim buralarda Kayalıyım dedin mi bi dururlar süzerler seni. Sonrada Allah'ın cimrileri diyip bir ömür cimri diye seslenirler sana. Anlatılanlara göre Kayaköy'e bir gün bir turist aile geliyor tatile. Bizim misafirperver bir ailemiz yemek yediriyor bu turist aileye. Evin köpeği alışık ya aileyle yemek yemeye sürekli geliyor masaya. Masa dediğim yer sofrası tabii. Turistler rahatsız olmasın diye de ev sahibi köpeği zar zor sofradan uzaklaştırıp kulübesine bağlıyor. Sonra turistler nereye gitse anlatıyor işte '' bu Kayaköy'ün insanı çok cimri köpeğe yemek vermemek için zorlaya zorlaya götürdüler hayvanı bağladılar'' diye. İşte besle kargayı oysun gözünü dedikleri bu olsa gerek. Tabii daha çok anlatılan efsaneler var da genelde bunu duyuyoruz. Neyse..

2 gün boyunca Yunus'la gece gündüz mesajlaşmıştık. Gün geldi çattı bulusma vaktine. Yunus ben ve Mehtap Cafe Park Teras'ta bulustuk. Bana söz verilen pasta kesilmedi.. Unutturdu pislikler... Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan 4 saat oturmuşuz. Zengin kalkışı yapıp evlere dağıldık. Hani derler ya kelebek var sanki içimde kıpır kıpır diye. Vallahi öyle oluyormuş ben çok saçma buluyordum. Bu 3 gündür tekrardan Yunus'a karşı birşeyler hissetmeye başladım.

1 hafta geçti ve biz Yunus'la mükemmel anlaşıyoruz..

Yunus : Kayalım bak ben sana ne diyeceğim. Kaya da biliyorsun arsalar pahalı. Eee sizde de arsa olduğuna göre biz senle evlensek mi hı?

Ben : Sözleşme imzalarım canısı yok öyle hazıra konmak :*

Yunus : Tamam peki sen imzala sözleşme. Ama cidden evlensek ya?

Ben : Hahah olur tamam gel yarın babamdan iste beni :D

Yunus : Dalga geçmiyorum. Geçmişte yaptığım hatalar için özür dilerim senden. Yine benim olur musun Kathe?

YİNE BENİM OLUR MUSUN?

BANA.. YİNE BENİM OLUR MUSUN? .

Heyecandan mı desem mutluluktan mı desem nedendir bilmem bir anda elim ayağım buz kesildi gözlerim boncuk boncuk doldu.

Ben : Ya yine üzülürsek?

Yunus : Söz veriyorum seni asla üzmeyeceğim birdaha o aptallığı yapmayacağım..


Bölümün devamı için beklemede kalın arkadaşlarrr...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 30, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Son NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin