simitçiden simiti aldıktan sonra hafifçe kasılarak esmer adama başıyla selam verdi gülümsedi esmer adam da ona başıyla selam verdi gülümsedi ve arkasından bakakaldı.
Kızlar martılara simit attılar o gün yaşadıkları stresi geri de bırakıp eğlendiler.
Ertesi sabah merve telefonun zil sesiyle uyandı annesi ve babası yurt dışında olduğu için evde tek kalıyordu ama alt katta anneannesi vardı o yüzden yalnız sayılmazdı.
Merve elini yüzünü yıkamak için banyoya gitti aynada kendisiyle konuşmayı seviyorduAynadaki yansımasına baktı
- ne bakıyorsun cadı deyip gülümsedi (dil çıkarıp ) ööö :p yaptı
Sonra aynada ki haline gülüp kendisiyle dalga geçmenin keyfine vardıElini yüzünü yıkayıp banyodan çıktı mutfağa gidip kendisine çay ve tost yaptı masaya zeytin peynir bıraktı domates dilimledi tam sandalyeye oturacaktı ki kapı çaldı gelen kübraydı
-hoş geldin dedi zoraki bir gülümsemeyle
-hoş bulduk hadi hazır değil misin kursa geç kalcaz derken merveyi ileri itip içeri geçmişti mutfağa gidip bir yandan merveye biseyler anlatıyor bir yandan da ayak üstü masada ki kahvaltılardan atıştırıyordu
-merve bu İbrahim çok kafa dengi aramızda iyi bak böyle giderse ben bununla yüz yüze görüsmeyi düşünüyorum
Merve sandalyeye oturdu kahvaltısını ederken umursamazca
-tabi canım buluşursunuz nasıl istersen öyle yapın dedi
Bu kız hiç akıllanmaz diye geçiriyordu içinden
- merve hadi ama geç kalcaz kalksana giyin hadi
- tamam sen çayını içerken hazır olurum dedi . on dakika olmadan üzerini giyip geldi
- hazırım ben şunları toplayayım cıkarızKübra yol boyunca hep ibrahimden bahsetmişti merve çok sıkılmıştı kübrayla kafası hiç uymuyordu anlaşamıyorlardı da neden onunla arkadaşlık ettiğini bir daha düşündü bir neden bulamadı kübra zaten hiç sormadan gelir giderdi mervenin sözlerine aldırmazdı.
Bazen birbirlerini kılarlardı kübra yapı olarak çok dargın kalamazdı
En fazla bir gün küs kalırdı sonra hiç birşey olmamış gibi arkadaşlığına devam ederdi.
Hoca gelene kadar merve çizim yapıyordu yanıbaşında birinin onu izlediğini fark etti başını kaldırıp baktığında tolganin olduğunu gördüMerve bisey mi oldu der gibi meraklı gözlerle tolga ya baktı.
Tolga da anlatmak istediği konuya nasıl giriş yapacağını bilmiyor gibi kekeleyerek konuşuyordu;
- şey .. ee.. Ben ..sana ..şey dicektim merve merve .. ben
Merve güldü sanki karşısında topu balkona kaçmış küçük bir çocuk vardı sonra birden ciddileşti
-tolga ne söyleceksin biraz daha açık konuş
Tolga tam konuşacakken kapı açıldı hoca içeri girdi -sonra konuşuruz merve deyip en arka sıraya geçti
aklında merveye olan gizli hislerini dile dökmek vardı ama hislerini açıkladığında merveyi tamamen kaybetmekten korkuyordu.
Ders boyunca gözü hep mervedeydi merveye bakıp hayallere dalıyordu ona olan aşkını artık itiraf etmek gönlünü yapmak ve dahi kabul ederse evlenmek istiyordu bunları merveye açıklamak için sabırsızlanıyor bir yandan kabul etmezse bir daha yüzüme bakmazsa diye terliyordu bunalıyordu.
Tolganın arkadaşı murat ondaki bu halleri fark edip yanına gitti
-hayırdır kardeşim sende bir haller var dedi . tolga birden yüzünde alev sıcaklığı hissetti çok mu belli oluyordu hisleri
- ne.. ne gibi anlamadım
-çok tedirgin duruyorsun anlat bisey mi oldu
Hislerini başkasına değil asıl muhatabına anlatmak istiyordu -yok kardeşim sana öyle gelmiş dedi gözlerini kaçırarak .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bAŞKası
RandomGörmek istemediğin şeylere gözlerini kapatabilirsin ama hissetmek istemediğin şeylere kalbini kapatamazsın. Hayatta bazen hiç tanımadığın insanla hiç ummadığın bir anda karşılaşırsın, bazıları buna tesadüf der , hayat ise kader.