TANITIM

74 4 0
                                    

"Ya of yine mi?"

Babam yaklaşık on dakikadır kapımı çalıyordu. Neden mi?

Çünkü onun istediği zaman, istediği yerde olmalıydım. Şuan kahvaltıda yaklaşık on dakika sonra ise arabada hazır olmalıydım. Babam çok disiplinli biri olduğu için her sabahki rutinimizi başlatmıştı ve ben de bana düşeni yapıp her ne kadar bana zor gelse de yine erken kalktım. Kapıyı açtım. Babam her zamanki gibi patronum kıvamına girmişti. Yanağına bir öpücük bırakıp "Sana da günaydın, baba! Beş dakikaya hazırım." deyip banyoya geçtim. Kısa bir duşun ardından giyinip işlerimi gördüm.

Kahvaltıya indiğimde herkes çoktan yemeğini yemişti. Her zamanki gibi masa topluydu ve babam çoktan işe gitmişti. Bu duruma gözlerimi devirip, mutfağa geçtim. Kendime bir bardak portakal suyu doldurdum. Ne vardı yani erken kalkamayıp çabuk hazırlanamıyorsam? Portakal suyunu bitirdikten sonra bardağı makineye koyup evden çıktım.

"Günaydın kızım" deyip arabama göz kırptım. Yaklaşık yarım saat sonra şirketteydim. Asansöre doğru yürüyordum ki omzuma bir el atıldı. Önce ele sonra elin sahibine çatık kaşlarımın altından baktım.

Kim mi?

Tabi ki Poyraz. Sabah sabah yine formundaydı. "Ne bu?" deyip kaşlarımla elini işaret ettim. "Askerlik arkadaşı mıyız? " dedim ve elini omzumdan attım. İki adım ilerlemiştim ki eli omzumdaki yerini buldu. "Sana da tünaydın, kuzen; yine çok erkencisin." Cidden mi yani, birazdan babamın azarını çekecektim yine...Bu bana yapılır mı? Ona gözlerimi devirip sessiz kaldım. Şuan onu çekemezdim.

Birlikte asansöre bindiğimizde çalışanların yanında daha dikkatli ve ağırbaşlı olduğu için elini omzumdan çekmişti.Yirmi yedinci kata geldiğimizde Poyraz neyse ki asansördeki saçma konuşmasını sonlardırmıştı. Ona dönüp yukarı çıkana kadar anlattığı kızları kastederek "Size kolay gelsin." dedim.

Kimseye görünmemeye çalışarak odama doğru yürüdüm. Sessizce odama girip kapıyı kapattım. Yüzümdeki gülümsemeyle arkamı dönüp koltuğa yönelecektim ki koltuğum yavaşça bana döndü. Bugün herkes formundaydı anlaşılan. Babam yüzünde bir gülümsemeyle kalkıp eliyle koltuğu işaret etti. "Sonunda teşrif ettiniz madam, lütfen şöyle buyurun gözümüz yollarda kaldı."

"Ya baba bilirsin İstanbul trafiği" deyip koltuğuma geçtim. Babam kolundaki saate işaret parmağıyla iki defa vurarak "11'de trafik, nereden geliyorsun? Bu saatte bu şehirde trafiği daha göremedim." dedi.

"Babacığım müsaade etsen de işimi yapsam ha ne dersin?" deyip bilgisayarımı açtım. Tam o sırada telefonumdan bir mesaj sesi geldi. Elime alıp kontrol ettiğimde gördüğüm şeyden dolayı gözlerim yerinden fırlayacaktı.

"Bir sorun mu var? Ne oldu?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 25, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PARISHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin