yola çıktık. kulaklıklarımı taktım ve müzik dinlemeye başladım.
köpeğime ad bulmam gerekliydi. babama sorsam belki konuşursak aramız iyi olabilirdi.
-baba sence köpeğin adı ne olsun?
-beni ilgilendirmez. köpek senin köpeğin sen bul.
-bence bubbles olsun.
-sen bilirsin.
hala bana soğuk. her neyse soğuk olmak istiyorsa soğuk olalım.
2 saat sonra durduk ardından aşağıya indik.
karşımda 2 katlı bahçeli bir ev vardı. bizim evin yanında bordo renkli 2 katlı başka bir ev vardı bu iki evin haricinde civarda başka ev görememiştim.
eve girdik ,dolaşmaya başladık üst katta 2 oda alt katta'da 3 oda vardı üst kattaki en büyük odayı aldım ve eşyalarımın yerleştirilmesini seyrettim.
odamdaki bütün eşyalar yerleştirildikten sonra evin çevresini dolaşmaya çıktım.
evin karşısındaki ağaçlık alana doğru ilerledim. ağaçlık alanda yürürken birden ayağım bir şeye takıldı ve yere düştüm. ayağa kalkmaya çalıştım ama bileğim burkulmuştu.
-iyimisin?
karşımda esmer bir erkek vardı.
-yardım etmemi istermisin?
-olabilir.
eğildi, kollarımı onun boynuna dolayarak destek aldım.
kalktım ve göz göze geldik. gözleri ela renkteydi, elmacık kemikleri belliydi saçları siyah,uzun ve dağınıktı.
3-4 dakika öyle kaldık,ben kendimi toparlayarak sağ kolumu omzuna dayadım sekerek ilerlemeye çalıştım.
evimin yolunu az çok anlatmaya çalıştım. oda tarifime uyup ilerlemeye başladı.
-buraya yenimi taşındınız?
-evet,daha bugün taşındık.
-pekala. istersen seni gezdire bilirim ,böylece buraları daha iyi tanırsın.
-gerek yok ben kendim hallederim.
-sen bilirsin.
-peki sen burada ne yapıyordun? yani beni nasıl buldun?
-burası ıssız bir yer değil bu ağaçlık alanın ilerisinde de binalar var. yani seni ben bulmasam başka biri mutlaka bulurdu. ne yaptığıma gelirsek, bende burada koşuyordum tesadüfen karşıma sen çıktın.
-sen nerede oturuyorsun?
bizim evin önüne gelmiştik.
-yanınızdaki bordo evde oturuyoruz.
-tamam o halde, her şey için teşekkürler.
-önemli değil. tekrar soruyorum dolaşmak istermisin?
-bende tekrar cevap veriyorum .hayır.
-telefonun var mı?
telefonumu çıkardım ve elimde salladım. elimden telefonu alıp bir şeyler yazdı ardından geri verdi.
-bu benim telefon numaram istersen konuşuruz?
-hiç sanmıyorum.
-neden?
-insanlara kolay kolay güvenmem.
-peki fikrini değiştirirsen yinede dursun.
-pek zannetmiyorum ama peki,dursun. yoksa konuşmaya devam edeceksin.
-tamam o halde görüşürüz ...?
-masal. peki sen?
-bende kerem.
-bay bay kerem.
-bay bay masal.
eve girdim, bugün olan olayları anlattım.
annemde bir yandan ayak bileğime krem sürüp bir yandan da arkadaş edinmemin benim açımdan iyi olacağını söyledi.
krem ve sargı olayından sonra saat 23:30 olmuştu. tam yatağıma uzanmıştım ki annemin dedikleri aklıma gelmişti, belkide arkadaş edinmem benim açımdan iyi olabilirdi. düşüncelerimin ardından kereme mesaj attım:
"hey! ben masal. nasılsın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUTSUZ
Teen FictionHayattan hiç bir beklentisi olmayan bir kızın hikayesi... Kim bilir zaman içinde belkide umudunu bulur.