9.Bölüm ''Şeytanlar Ve Melekler''

10.9K 692 68
                                    

Merhaba :) Bugün yine son kez merhaba...:) Asi ve Mavi'yi yazmaya başlarken çok fazla endişelerim vardı. Endişelerim ne hikayem ne de yazdıklarımdı.

Ben yazdıklarıma da güveniyorum ,hikayeme de ama ne yorum yapılıyor ne oylanıyor ki işte bu beni çok üzüyor... Lütfen ben bu hikayeyi yazarken fazla fazla yanarak yazıyorum... Ve sık sık dile getiriyorum bazen bakmak değil görmek gerektiğini...:)

Lütfen oylarınızı ve yorumlarınızı benden esirgemeyin. :) Medyada ki şarkıyla okumanızı tavsiye ediyorum...Keyifli okumalar... :)


9.Bölüm

''Şeytanlar ve Melekler...''

''Ne kötüdür insanın aklıyla yüreği arasında çaresiz kalması.

Ne kötüdür ona an kadar yakın olması ve bir asır kadar uzak olması.''

Nazım Hikmet

Azalarak yaşamak vardı bir de çoğalarak... Ardında birilerini ,bir şeyleri bırakmayan insanlar var mıydı bilmiyordum ama ben sanırım oldukça fazla şey bırakmıştım ardımda...

Hayal kırıklıklarım...

Annem...

Olamayacaklarım...

Ne kederli bir kelimeydi bu böyle! Olamayacaklarım... Mesela nerede yaşarsa yaşasın , hangi şartlar altında olursa olsun her kızın hayali onu çok sevecek bir adam olurdu. Bu değişmez bir kuraldı.

Monarşiyle yönetilen bir ülkenin prensesinden tutun, bir köyde inek sağan, yurdumun en güzel ,en masum kızı bile böyleydi.Çünkü biz kadındık ,biz hiç büyümeyen, ilk aşkı belki babası belki abisi ya da aynı apartmanda büyüdüğü kendinden büyük liseli o yakışıklıydı, hala içinde bir yerlerde saçlarının okşanmasını bekleyen o küçük kızlardık.

Hayatımın bir kısmını ülkemde bir kısmını Londra'da yaşamış biri olarak söylemeliydim ki asla ülkem kadar güzel bir ülke asla ülkemin insanları kadar güzel insanlar tanımamıştım dünyanın hiçbir yerinde.Çok fazla ülke çok fazla şehir gezmiş bir insan olarak medeniyet ölçüsünün aslında yozlaşmışlık ve iffetsizlik olduğu bir anlayışın hakim olduğu tüm o ülkeler arasında masmavi denizleri olan , her mevsimin ayrı güzel geçtiği , her daim gözleri gülen ,çamur içinde oynayan, okula kilometrelerce yürüyen çocukların olduğu bir yer asla kötü olamazdı.

İnsanları seviyordum, yaşayan ,nefes alan her şeye değer veriyordum... Ne demişti Yunus Emre ;

Yaradılanı sev Yaradan'dan ötürü .. diye ne de güzel söylemişti.

Hayat adil değildi ama kime adildi ki ?

Kimisinin mutluluk ölçütü zenginlikti ,kimisinin güzel bir eş ,yakışıklı koca kimisininkiyse bir parça ekmek... Ne garip bir dengeydi bu... Aynı mahallede aynı apartmanda belkide yan yana evlerde oturuyor ama bilmiyorduk yan evde neler yaşandığını...

Ne hayatlar yaşanıyor ne acılar yaşanıyordu bilmiyorduk. Ve üstelik ucu bize dokunmadığı sürece duymuyorduk. Ne tuhaf bir çelişkiydi yahu ???

İnsanları acizce aşağıladığımız sıfatların asıl bizde olması !

Ne diyorlardı ?

Her koyun kendi bacağından asılır...

Öyle miydi gerçekten ?

Her koyun kendi bacağından asılıyorsa neden hep bir lider oluyor ve diğerleri hep onu izliyordu o zaman ?

Asi ve Mavi (Devlerin Aşkı- III)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin