Bir sabah uyandığında acı onu ele geçirmişti her zaman olduğu gibi yataktan çıkmak istemeyen Güneş olarak bakınıyordu etrafa. Anlatmak istediği çok şey vardı ama asla cesaret edipte anlatamayacaktı kimseye. Yine hayallere dalmıştı aklının bir köşesine kazıdığı o büyülü an gelmişti. Doğa'ya ait olurken Doğa'nın ona söyledikleri "Artık tamamen benimsin Hatun" bu kelime çok hoşuna gidiyordu aslında. Aradan bir kaç saat geçmişti ve Doğa hiçbir şey yaşanmamış gibi Güneş'in ellerini bırakıvermişti. Günlerdir yaptığı tek şey yatağında ağlayıp uyumaktı tabi buna uyumak denirse sürekli kâbuslarla uyanıyordu. Gecenin bi yarısı aynanın karşısında ağlarken buluyordu kendini. Hiç anlamadığı anda tek kalmıştı. Hayatın ona yaptığı en büyük oyundu Doğa. Onun için yıllarını verdiği aşk, hayaller, masumluğu saatler içinde bitmişti. Ve aylardır ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. En yakın arkadaşı Öykü'ye bile anlatamıyordu yaşadıklarını. Yine de bütün bu olanlara rağmen masumluğunu yitirmediğini düşünen biri vardı bütün yaşadıklarını bilen ama kendini köyü hissetmesin diye susan biriydi bu. Güneş onu çok kısa bi zamandır tanıyordu. Bu Doğa'nın yakın arkadaşıydı. Doğa bütün herşeyi anlatmıştı Deniz'e. Deniz Güneş'in zor zamanlarında yanında olmuştu yaşadıklarını Güneş'in anlatmasını istiyordu bu ona daha iyi hissettirecekti. Güneş'in hataları yüzünden bitmişti o büyülü aşkları.Doğa sürekli onu suçluyordu.Oysa Doğa artık eski Doğa değildi.Güneş'in hissettiği o büyük aşk artık nefrete dönüşüyordu.