İki Aşk

3. Bölüm

Ertesi sabah mağazaya geldiğimde yine dün tanıştığım iki erkek aklıma geldi. İkisiyle de neredeyse aynı yerde tanışmıştım. Mağazanın önünde. O an ikisinin de birbirlerine ne kadar zıt olduklarını farkettim.

Brad karizmatik, gizemli ve seksiydi, Martin ise sevimli, tatlı ve cesurdu. İkisinin de bir ortak özelliği ise ikisinin de yakışıklı olmasıydı.

Bu düşüncelerle ofise girdiğimde telesekreterin ışığının yandığını gördüm ve mesajı dinlemek için tuşa bastım.

Mesajda dikim bölümünün şefi olan Lydia bana dün gece 2'ye kadar Jennifer Hanım'ın elbisesi üzerinde çalıştıklarını ve bitirdiklerini, sabah gelip alınabileceğini söylüyordu.

Dört senedir Lydia ile çalışıyordum ve gerçekten ondan çok memnundum. Mutlu bir şekilde dün toplamaya fırsat bulamadığım ofisimi toplamaya koyuldum. Shea gelince onu elbiseyi alması için gönderdim ve Jeniffer Hanım'a haber vermesini söyledim.

***

Shea bana Jennifer Hanım'ın saat 1'de geleceğini söylemişti ben de onu bizzat karşılamak için o gittikten sonra öğle molasına çıkmaya karar vermiştim.

Bu sefer her şey düzgün gitmeliydi çünkü zaten çok büyük bir hata yapmıştık. Shea'ya elbiseyi deneme odasına almasını söyledim.

Birden kapı açıldı ve içeri 40lı yaşlarda sarışın bir bayan girdi. Beni şöyle bir süzdükten sonra gelip merhaba bile dememe izin vermeden ''Randevum vardı.'' diyerek ceketini bana verdi ve deneme odasına doğru geçti.

Ben de tam gidecekken tanıdık bir sesin ''Merhaba.'' dediğini duydum. Arkamı döndüğümde Brad ile göz göze geldim. Yine o derin bakışlarıyla gözlerimin tam içine bakıyordu.

''Hoş geldiniz, eşiniz içeride, bekletmeyelim.'' dedikten sonra cevap vermesine fırsat vermeden deneme odasına geçtim.

Shea, Jennifer Hanım'la ilgilenmeye başlamıştı bile ve elbisesini giymesine yardımcı oluyordu. Jennifer Hanım Shea'ya ''Dün yaşananlar gerçekten hiç profesyonelce değildi Lina Hanım.'' dediğinde neredeyse gülmeye başlayacaktım. Brad'e dönüp baktığımda o da sırıtıyordu.

Shea ürkekçe bana baktığında ona çaktırma dercesine göz kırptım. Shea kadına dönerek ''Haklısınız, tekrardan çok özür dilerim.'' diye yanıtladı.

Brad beni kolumdan çekerek odanın dışına çekti. Orada ikimizde kahkaha atmaya başladık. Brad hala elimde olan ceketi aldı ve askılığa astı.

Geri döndüğünde direk ''Bu akşam ne yapıyorsun?'' diye sordu. Bu sorusuna şaşırmıştım. Evlenmek üzereydi, ona ne ki ne yapacağımdan diye düşündüm.

Düşüncelerime rağmen ''Sammy'nin çalıştığı otelin 25. yıldönümü kutlaması var, oraya gideceğim.'' dedim. Hiç düşünmeden ''Kavalyen yoksa sana eşlik edebilirim.'' diyerek gülümsedi.

Utanarak yere baktım. Brad'in amacını anlayamıyordum. Tam cevap vereceğim sırada içeriden ''Brad buraya gel.'' diye bir ses geldi.

Brad hemen odaya girip ''Buyurun Jennifer Hanım.'' dedi. Doğru mu duymuştum? Ona Jennifer Hanım mı demişti? Şaşkınlıkla onun dışarı çıkmasını bekledim.

Çıktığı an ''Jennifer Hanım nişanlınız değil mi?'' diye patlatıverdim soruyu. Ona kocaman gözlerle bakarken o bir anda kahkahalarla gülmeye başladı. ''Neee? Jennifer Hanım ve ben mi? Sen ciddi misin?'' O gülmeye devam ederken içimde garip bir his oluştu. Rahatlama dışında mutluluk vardı sanki. ''Jennifer Hanım benim patronum.'' diye açıkladı. ''Ben onun menajeriyim.''

''O zaman akşam bana eşlik edebilirsin.'' dedim bir anda karar vererek.

''Akşam seni alırım.'' deyip göz kırptı ve ikimiz de deneme odasına girdik.

***

Mağazadan erken çıkıp Sammy'e mesaj attım. Daha önce fırsatım olmamıştı. ''Kızım varya seni bugün bayağı bir şaşırtacağım.'' yazdım büyük bir heyecanla.

O kadar uzun süredir erkek arkadaşım olmadığı için kendimi tıpkı liseli aşıkların ilk buluşmalarındaki gibi hissediyordum. İçim kıpır kıpırdı.

Bir an önce eve gidip hazırlanmak istiyordum. Bugün son zamanlarda tasarlayıp diktirdiğim elbiselerden birini giymek istiyordum. Dolabımdaki elbiselere baktıktan sonra lacivert tonlarında sırt dekolteli bir elbise seçtim.

Saçımı ve makyajımı da yaptıktan sonra sabırsızlıkla Brad'in gelmesini bekledim.

Resimdeki kadını Lina karakteri olarak düşündüm. Yorumlar?