"Hey tatlım gecenin bir yarısı burada ne yapıyorsun?"
Saçma vaatlerle dolu bu sorunun sahibine bakmayacaktım. Bu gereksiz ve kaşıntı dolu hareketi yapacak kadar aptal değildim.
"Hadi ama güzelim. Gel buraya ve biraz eğlenelim."
Lanet!
Adam ardımdan yürüyerek diretmeye başlamıştı ve yanında gelen adamı da hesaba katarsak onlara karşı pek bir şansım olduğu söylenemezdi. Tek yapabileceğim adımlarımı hızlandırmak ve eve olabildiğince çabuk varmaktı. Sonrasında yapacağım şey ise enfes bir yemek hazırlayıp bu geceki olaya odaklanmak olacaktı. Zaten yağmur geliyordu ve Seattle sokakları bu gibi pisliklerle dolu olduğu sürece benim gözümde tiksinç bir çöplükten başka hiçbir şey olamazdı. Kısacası pek fazla seçeneğim yoktu.
...
Monitörde parlayan bilgileri dikkatle inceledim. Bu adam ya fazla aptaldı ya da gereğinden fazla cesur olmalıydı.
Kaçak madde ticareti, tefecilik ve organ kaçakçılığı... Aptal...
Bu bilgileri bu kadar kolay ele geçirebilmeme şaşırmamıştım. İğrenç herif adını değiştirerek korunabileceğini düşünmüş ve bana açık onlarca kapı bırakmıştı. Ona ulaşmak bebeğin elinden şekerini almaktan çok daha kolaydı.
Demek Boris ismi yerine Bob... Mükemmel(!)
İsimsiz bir ihbar ve emniyete gönderilen tek bir suç dosyası bile bu aptalın oltaya takılmasına yetecekti.
Tabii o zaman bütün zevki kaçar.
Monitörün ekranını karartmadan önce bilgileri el bilgisayarıma aktardım ve hepsinin kontrolünü bir tuşa aktararak tüm dosyaları korumalı bir hesaptan emniyetin mail hesabına iletilmeye hazır hale getirdim. Artık başlama zamanı gelmişti. Bu benim için eğlenceli bir oyun olacaktı.
...
Yağan yağmuru iliklerimde hissediyordum. Hava birkaç saat içerisinde aydınlanacaktı ve gizemli siyah yerini parlak, kör edici maviye bırakacaktı. Dikkatimi zamandan çekerek yola odaklandım.
Taş kaldırımın ıslak yüzeyinde tembel adımlar atarken suratıma yerleşen şeytan gülümseme insanların dikkatini çekmeyecek kadar kapşonumun ardına gizlenmişti.
Boris Quet... Bakalım parayı sevdiğin kadar hapishaneyi de sevecek misin?
Kraliçenin yerine açılan demir kapıların önünde durup hırkamın fermuarını sonuna kadar çektim. Berem kapşonumun içerisinde ufak bir kamuflaj için takılı, ince atkım ağzımı kapıyor ve parmaksız eldivenlerim ellerimi bir miktar sıcak tutuyordu. Kraliçenin yeri beş katlı geniş bir yapıya, konforlu bir iç dizayna ve Boris gibi büyük başların eğlenmesi için güzel kadınlara sahip, alt tarafı bar, üst tarafı striptizciler ve müşteriler için ayrılmış odaların bulunduğu bir düzen ile kurulmuştu.
"Kodu söyle."
Demir kapının küçük bölmesinde bir çift mavi göz belirmiş ve sahibi olan adam bana bu soruyu, bir nevi emir versiyonuyla yönlendirmişti. Boris' in e-posta hesabında kraliçe olarak anılan Tatiana ile konuşmalarını incelerken bulduğum kodu zihnimden dudaklarıma yönlendirdim ve soğuk bir tonla konuştum.
"Tavşan aslanına geldi."
Bu kod mide bulandıran bir sebeple Boris'e güvence olarak verilmişti. Boris'in buraya girmek için kendini göstermesi yeterken onun için gelen kızlar bu kodu söylemeden giremiyorlar, ve böylece becerilmeye geldiklerini belirtiyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HACKER(Kitap Oldu)
Science FictionRAFLARDA!!! "Oradan bir aptal gibi mi görünüyorum Bob? Hakkında her şeyi biliyorum. Mesela gizli ilişkini biliyorum, şirkette bağın sayesinde kazandığın miktarı, konuştuğun insan ve konuları, bilgisayarının içinde bulunan her dosyayı, doğduğun yeri...