Bölüm 8

20 2 0
                                    

Aradan sadece 3 dakika geçmişti ki, 10 kişilik bir azınlık grup polislerin ve Obendo ile eşinin saklandığı yere baskın yaptılar. Azınlık grup polis üniformalarını görünce hiç düşünmeden 3 polisi oracıkta öldürdüler. Obendo ve eşi korkulu gözlerle elleri havada sığındıkları yerden ayağa kalkıyorlardı. Obendo titrek bir sesle azınlık grup ile iletişime girerken aynı zamanda eşi de destek veriyordu.
Obendo; Kardeşlerim geldiğinize çok sevindim. Bizlerde Müslümanız.
Eşi; Evet, ya! Peygamberimiz Muhammed, yaratanımız Allah, Cennet cehennem hepsini biliriz.
Azınlık gruptaki komutan kimlik kontrolü yapın emri verdi. Obendo ile eşi o an birbirine baktılar. Sakıncalı bir durum vardı ortada. Çünkü her ikisinin de dinsiz kimliği vardı. Bu durumu nasıl izah edeceklerini kara kara düşünüyorlardı. O an Hakkı da durumun vahim olduğunu anlamıştı. Fakat yapacak bir şeyi yoktu. Hakkı eğer Obendo ve eşinin dinli olduğunu azınlık gruba bildirecek olursa, bu sefer kendisi de arada gidebilirdi. Çünkü Hakkı’nın kendi adına hiçbir kimliği yoktu. Bu durumda kendisinin de bir dinli olmasının ispatı gerekti. Kimlikler kontrol edilince dinsiz yazılan kimliklerin ardından kimliğe bakan azınlık askeri komutanına olumsuz baş işareti yaptı. Komutan tam öldürün komutu verecekken Obendo’nun eşi çığlık atarak “ne olur öldürmeyin! Hangi dinsiz bu saydıklarımı bilir, Allah aşkına”
Obendo; Evet, Eşim doğru söylüyor. Kimlikler de neden mi dinsiz yazıyor? Sizlere onu izah edeyim. Beni muhakkak anlayacaksınızdır. Dinsizlerin arasında dinli kimliği ile asla yaşayamazdık. Bu yüzden bende bir yolunu bulup dinsiz kimliği çıkarttım.
Komutan hazır cevaptı. “Şerefinizle ölmek varken, dinsiz kimlikle şereften yoksun yaşamanın cezası ölüm olsa gerek.”    
Hakkı'nın gözleri önünde olan bu olay karşısında, kendisini tutamayıp, ağlamaya başlamıştı. Ardından oradan alelacele ayrılıp, karısı Yasemin'i bulunduğu yerden alıp, insanlığa doğru yol almayı yeğliyordu. Hakkı karısı Yasemin'in yanına geldiğinde, elinden tuttu ve "hadi az zamanımız kaldı insanlığa doğru yol almamız lazım" dedi. Yasemin elini Hakkı'dan sert bir şekilde aldı ve sinirli bir şekilde Hakkıyla göz göze geldi.
Yasemin; Ben hiç bir yere gitmiyorum, ne halin varsa gör. Ya ben seni anlamıyorum, Tüm dünya çağdaşlaşmak ve yeni bir dünya kurmak için her şeyi yeniden kurmak için dinsizliği seçiyorken sen hala kalkmış gizli yollardan İstanbul'a gidelim diyorsun. Bak bunun çok basit bir yolu var. İrina diye bir kadın tanıyorum. Yeni kurulacak dünya halk cumhuriyetinin kurucularından olacakmış
Hakkı; Yasemin sen neler diyorsun?
Yasemin; Dur, daha sözümü bitirmedim. Hakkı beni iyi dinle! İrina eğer İstanbul'a insanlığa katılmak istiyorsan, bana gelip, ateistliğinizi ilan et. Sonra ben bu ilanı resmileştirip, sana yeni isim verdiğimizde dünya ülkesinde senin de yerin olur dedi.
Hakkı; Onun ne dediği benim umurumda değil tamam mı? Ben Müslüman ve Türküm, onlar ise dinsiz hangi ırktan oldukları umurumda değil. Tek umurumda olan onların dinsiz olduğudur. İnsanlığa kimliksiz gideceğiz. Anladın mı? Kimliksiz…
Yasemin; Peki sana soruyorum. Neden sende diğer Müslüman Dostların gibi İstanbul'un dışında kalmak istemiyorsun da, bu Ateist dünyada kaçak yaşamayı düşünüyorsun?
Hakkı; Her yeri muhafızlar sarmış, sadece İstanbul'un kuzeyi tamponlu değil. Aslında bakarsan birazda olsa gizliden bir kaç insana Tebliğ etmek istiyorum. Yani Müslüman

DEAN KIYAMET AREFESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin