Multimedia Emir ¶
"Ne dedin, ne dedin sen?" dedim gözyaşlarımın kuruduğunu hissederken."Eğer hırsızlık falan yapmayı düşünüyorsan yine-"
"Ne diyorsun sen?" dedi ve kaşlarını çattı."Yanına gelebilmek için dedim onu. Hallederiz onu bir şekilde, boşver."
"Boşver, mi?"Alayla güldüm."Oğlum annem beni senle evlendirmeye bile çalışabilir!"
"Evleniriz," dedi ve sırıttı.
"Emir abi, Emir abi!" diye bağırarak yanımıza geldi Umut."Futbol oynayalım mı?" deyip ellerini dizlerine koydu ve eğilip soluklandı. Emir, Umut'un yere bıraktığı topu alıp bana göz kırptı.
"Oynayalım, koçum."
***
"Gerizekalı ya. Yüzde yüz gerizekalı!" dedim ve üniformalarımı dolaptan alıp yatağa yöneldim.
Lanet olsun..
Yatağının köşesine çarptığım serçe parmağımı tutarak inlerken "Hepsi senin yüzünden Emir!" diye mırıldandım. Üniformamı üstüme geçirirken hala da söylenmeye devam ediyordum.
"Kız arkadaşıymışmışım. Erkek arkadaşımmış. Hah. Serçe parmağımı vurmam bile daha iyi be. Hangi insan varlığı yakışıklı ama aptal bir kapkaççıya güvenip arabasına biner ki?! Al işte, sonucu bu!"
Çantama gerekli şeyleri koyduktan sonra silahımı da cebime tıkıştırdım ve evden çıktım. En az beş otobüs geçti ama biri de durmadı.
"Abi dursanıza ya! Yer var görüyorum ben görüyorum!"
♧♧♧♧♧
Çakatay'ımın 'Mutlu Sonsuz' şarkısını dinlerken sinirle kapattım müziği be direksiyonu daha sıkı tuttum. Tamam, annem konusunu biraz abartmış olabilirim, ama sevgiliyiz nedir arkadaş?
Oflayarak bizim evin arkasındaki kafeteryaya doğru kırdım direksiyonu. Birkaç dakika sonra kafenin önüne arabayı park edip indim. Kapıyı açıp gireceğim sırada 'Mutlu Sonsuz' şarkısını duyduğumda etrafa bakındım ve gözlerim bir noktada durdu.
Bizim hücresiz salak değil mi o?
Göz göze geldiğimizde istemsizce hafif gülümseyip içeri girdim.
"Uyu aşkım koynumda, kaygısız mışıl mışıl
Bana emanet, gül yüzünde gülümseyen huzur."Gülerek bir masaya oturdum.
"Hani gitmiştik ya ikimiz birden, ama bitmiştik harbiden
Yine bastırırsa kapkara bulutlar aniden
N'olur bu evden kimse gitmesin
Bu hikayede hiç kimse kimseyi terk etmesin."Başımı kaldırdığımda bana baktığını fark ettim. Gülerek başımı iki yana salladım. Şarkı bittiğinde gitarını bırakıp karşıma oturdu.
"Hayırdır?"
"Burada çaldığını bilmiyordum, hücresiz salak."
Güldü."Hücresiz salak mı?"
"Hıhı. Hücresizsin sen. Beyinsiz. Bir de salağı ekledim, heh tam oldu!"
"Sesim nasıl?" Aniden konuyu değiştirdiğinde afalladım. Eh, sesi güzeldi mübarek.
"Hiç güzel değildi. Berbattı. Ayh, yerlerde böyle sürünüyor."
Sırıttığında gözlerimi kısarak ona baktım."Bir de yalan söyleyebilsen.."
"H-Hiç de bile. Yalan söylemiyorum."
Garson geldiğinde Emir garsona, sonra da bana baktı."Ne içersin?"
Başımı 'içmeyeceğim' anlamında sallarken Emir ikimize de sıcak çikolata söyledi.
"Sıcak çikolata sever misin?"
Bayılırım.
"Hıh. Hayır," deyip kollarımı göğsümün altında birleştirdim. Tam o sırada sıcak çikolata geldiğinde sırıttım.
"Sırıtışın öyle demiyor ama."
Başımı kaldırdım."Sana hala güvenmiyorum."
Kollarını göğsünün altında birleştirip benim gibi oturdu."Bende sana."
"Ya ben ne yaptım da sen bana güvenmiyorsun?"
"Yani güvenmemi istiyorsun?" deyip kollarını çözdüğünde birşey demek için ağzımı açtım fakat ağzımdan kelimeler çıkmadı. Birkaç kez ağzımı açıp kapatırken ofladım.
"N-Niye güvenmeni isteyeyim ben ya?" Yutkundum. Tuzağa düşmüştüm. "Of be Emir ya. Gidiyorum ben," deyip kalktım. Aniden kolumu tuttuğunda tabii ki de çığlık atmadım (!).
"Ne bağırıyorsun be?" diye fısıldadığında derin bir nefes verdim.
"Böcek sandım hücresiz!"
Bir anda gülmeye başladığında zaten bize bakmakta olan kafe daha da bize bakmaya başlayınca gözlerimi kısarak ona baktım. Göz devirip kafeden çıktım.
Gene sakarlığım tutmuştu...
Arabaya binip çantamı yanıma attığımda telefon çalmaya başladı. Gazı kökleyip kulaklığımı taktım ve telefonu açtım.
"Al-"
"Rüyağağa!" diye biri böğürdüğünde kısa çaplı bir küfür edip böğürenin kim olduğunu anlamaya çalıştım.
"Buğra?" dedim gülerek. En yakın arkadaşım beni aramayı akıl etmişti demek."Çabuk söyle ne istiyorsun? Söyle valla kızmayacağım."
"Rüya uzatma! Burak peşimde kovalıyor beni! Ayh! Dur la eşek sıpası!" dediğinde arkadan "Ulan Buğra!" diye bir ses geldiğinde güldüm ve direksiyonu sağa kırdım.
"Gene ne yaptın benim oğluşuma Buğra?" dedim sırıtarak. Buğra ve Burak kardeşlerdi ve.. İnanın ki çok tatlılardı, anasınıfından beri aynı sınıflardaydık."Hangi üniversiteye başladınız?"
Burak arkadan "Lan niye söylemedin kıza aynı üniversitede olduğumuzu?!" diye bağırdığında öksürdüm.
"Yok artık Buğra ya.."
"Ya onu söylecektim zaten!" Bir anda Buğra çığlık atınca istemsizce kaşlarımı kaldırdım."Heh, Rüya. Ben Burak, arayacağım sonra seni," deyip telefonu kapattığında omuz silkip kulaklığı yana bir yere attım.
Tövbe ya.
Arabayı park edip indim ve evin önüne kadar yürüyüp kapıyı çaldım. Annem kapıyı gözünde yaşlarla açtığında hemen sarıldım.
"Anne? Ne oldu?" İçeriden gelen Umut'un sesini duymak, paniğimi daha da arttırdı."Anne söylesene."
Hıçkırarak; "B-Baban aradı. Geri dönecek misin dedim, hayır dedi.. Bundan sonra bize yollayacağı parayı da yollamayacakmış.. Evleniyormuş," dediğinde hızla geri çekildim.
Umut elinde telefonla geldiğinde ona baktım."Konuştum babamla anne, iyiymiş," demesi bardağı taşıran son damla olmuştu. Odama çıkıp kapıyı kapattım ve istemsizce telefonumu alıp numarayı tuşladım. Telaşlı gelen sesine karşı hıçkırdım. Onu neden aradığımı, ne diyeceğimi de bilmiyordum.
"Emir?"
Ühühühü biraz kısa ve saçma bölüm oldu.. İlhamsızım arkadaşlar, bu bölümü sonra şey ederim ben...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dikkat Kapkaççı Var!
HumorRüya TAŞKIN. Üniversiteli, zarif, güzel, çalışkan bir kız. Bir o kadar da macera dolu. Ve çantasını kapkaççıya kaptırabilecek kadar sakar ve saf! Emir ÖZTÜRK. Kapkaççı, yakışıklı, eğlenceli ve komik bir oğlan. Ayrıca yanlış insanın çantasını çalmakt...