Mucize Oyunu 3

7 1 0
                                    

Bölüm 3- Hayatımı Değiştiren Çocuk

Okul sabahı alarmımın sesiyle uyandım. Pencereden giren güneş ışıklarına bakılırsa Şubat ayı için fazla güneşli bir gündeydik. Komodinim de duran gözlüklerimi gözüme geçirdiğimde bulanık odam netleşti ve banyoya doğru hızlı adımlar atarak yol aldım. Yarım saat sonra formamla ve çantamla hazırlandığımda babam daha kahvaltısını yapıyordu. Sabah beynimi uyandırmakla meşgul olduğum için fazla kahvaltı etmezdim. Ama öğle aralarımda bünyeme aldırmadan öküz gibi yemek yerdim. Ben buydum. Aynada yansımama bakarken kendimi garipsedim. En son giydiğim forma önlüktü. Şimdi formalı halim sanki ben değilmiş gibi hissettiriyordu. Kurumsal işler beni sıkıyordu.

Bordo eteğim dizlerimdeydi. Galiba şimdiki kızlara göre biraz fazla uzundu ama onu kestirecek kadar vaktim yoktu ya da sabahın köründe açık terzi bulamazdım. Gömleğimin üzerine siyah kazağımı giymiştim. Saçlarımı da tepeden kabartmalı hoş bir atkuyruğu ile tutturmuştum. Klasik öğrenciydim işte. Babam bana seslendiğinde çantamı alıp hemen aşağıya indim. Beni arabayla okula bırakırken bana ufak tavsiyeler veriyordu. Her okul başlangıcı kaçınılmaz tavsiyeleri. Unuttuğu tek şey zamanın farklı olmasıydı ve onun tavsiyeleri sadece geçmişte işe yarardı.

Okulun kapısından girdiğimde birbirleriyle sarılanlar, mutluluktan ve özlemden ağlayanlar, kahkaha atanlar, deli gibi çığlık atanlar... İnsanlar beni korkutuyordu. Boş banklardan birine oturduğumda hala insanları izlemeye devam ediyordum. Biran önce törenin başlamasını ve bitmesini istiyordum. Böylelikle soğuk havadan kurtulup sınıfa giderdim. Sınıfımı biliyordum. Girişe yakın olan binadaydım. Birinci kattaki sınıfta... Kolay bulunan bir sınıftı.

Birkaç dakika etrafı izlerken yanıma bir kızın oturmasıyla irkildim. Kabarık ve kıvırcık saçları, esmer teniyle tatlı bir kıza benziyordu. Yanaklarında sivilceler vardı ve dudakları da çok inceydi. Buna rağmen dudakları kaybolmuş gibi gözükene kadar gülümsüyordu ama umurumda değildi. Kafamı tekrar insanlara çevirdim.

- Merhaba, sen yeni kız olmalısın? , dedi ince sesiyle. Kafamı ona çevirdim. İnce dudakları soğuktan kurumuştu ve koca kahve gözleri ilgi ile bana bakıyordu. Gökçe 'yi hatırladım. Benden bir şeyler istediğinde baktığı bakıştı bu. Sinir bozucu.

- Merhaba, evet yeni kızım. Çok mu belli oluyor? , dedim en gıcık ses tonumla. Gıcık edip bir an önce konuşmayı kesmek istiyordum. Yalnız kalmak istiyordum.

- Etek boyuna bakılınca öyle... Bir de bu okulda farklı biri hemen kendini belli eder. Yani küçük bir kolej olduğu için herkes birbirini tanır genelde, dedi heyecanla. Ben onunla tanışmaktan kaçınırken inadına geliyor ve konuşmayı devam ettiriyordu. Ayrıca etek boyumda ne var? Biraz uzun o kadar. Alay etmediği kalmıştı.

- Burada kimse uzun etek giymez yeni kız. Yani bilmiyorum. Bugüne kadar ki en uzun etek benimdi ama bugün ilk defa benden uzun etekli birini görmek şaşırttı. Son sınıf öğrencilerinin koyduğu bir kural bu aslında... Herkes onlara saygı gösterir ve sever. Hatta aşırı sever o yüzden kimse karışmaz. Hem insanların da işine geliyor. Bu arada ben Eylül...

- Ne demek son sınıf öğrencileri koydu bu kuralı? Hangi son sınıf öğrencisi bu? Onun eteği götüne kaçsın inşallah. Tövbe Yarabbi ya... Bende Asya.

- Valla Nilsu diye bir kız var yakında tanışırsın. Kendisi baya popüler bu okulda ve takıldığı grupta. Onun grubuyla yaptıkları bir anlaşma. Her neyse yakında sana da karışır. Memnun oldum.

Demek sevgili kuzenim popülerlerle takılmakla beraber herkese söz geçirebilen bir karaktere sahip. Yaptıkları anlaşma mıdır kural mıdır neyse umurumda değildi. Eteğimin uzun olduğunu biliyordum ama umursanmayacağını düşünerek aptallık etmiştim. Ayrıca kuzenimin böyle şeyleri bana anlatmaması beni baya bir şaşırtmıştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 18, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Mucize OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin