15

966 88 51
                                    

Elimde ki telefonu yatağıma bırakırken ne hissettiğimi anlamaya çalışıyordum. Bedenim reddilmeye öyle bir alışmıştı ki mutlu olmak bana çok tuhaf geliyordu. Kız kardeşim sevgilisinden ayrılmıştı ama ben buna saatlerce kahkaha atmak istiyordum. Çünkü kız kardeşimin sevgilisine aşıktım. Tıpkı Michael'a yazdığım gibi gidip Liydia'yı teselli etmeliydim. Ama önce girdiğim şoktan kendimi kurtarmaya çalışıyordum. Sonun da suratıma yapışan gülümsemeyi kontrol edebildim. Kendi odamdan sakin adımlarla çıkıp Liydia'nın odasına ilerledim. Beni ne bekliyordu. Ağlayan bir kadın, küfür eden bir kadın veya çikolata yiyen bir kadın. Beyaz kapının önüne gelince derin bir nefes aldım. Nefeslerime yakında Michael'ın kokusunun karışıcağını bilmek bile mutluktan ölmem için bir nedendi. Kapısını tıklattığımda Liydia'nın tiz sesi "Gir" dedi.

Yatağında uzanıyordu. Kucağında bilgisayarı vardı. Açtığı şarkının ritmine göre omuzlarını sallayıp hafifçe mırıldanıyordu. Beklediğim Liydia'dan o kadar uzak bir kızdı ki kaşlamı çatıp onu izleyemeye başladım. Mavi gözlerini kısıp bana gülümsediğinde ne oluyor dercesine baktım.

"Özgürüm Luke inanabiliyor musun ? Özgürüm."

Oh.. dedim. Ben onun yıkılmasını beklerken o özgürlüğünü kutluyordu.

"Michael'ı sevdiğini sanıyordum Liydia"?

Kontrol etmeye çalıştığım sesim, sahte mimiklerim tam anlamıyla bir felakettim. Ama o bunlara aldırmadan heyecanla konuştu.

"Michael'ı değil, Michael'ın getirdiklerini seviyordum Luke".

Sorgulayan bakışlarımı ona yönellttiğimde yargılıyormuş gibi gözükmemek için uğraşıyordum.

"Yani.. Renkli saçlar, güzel dövmeler, çaldığı enstrümanlar, etkileyici sesi."

Düşünüyormuş gibi yaptığında onu tamamladım.

"Bir Hemmings için olması gereken herşey".

Kendini yatağına geri bıraktığında beni tekrarladı.

"Bir Hemmings için olması gereken herşey"

Cümlesinin sonuna bir kıkırtı eklediğinde boğazımı temizleyip "Liydia" dedim.

"Madem bu kadar kusursuzdu neden ayrıldınız" ?

Yatağında eski pozisyonunu alıp ellerimi kendi küçük ellerinin içine aldı. Bana göz kırpıp bir sır veriyormuş gibi yüzüme doğru eğildi.

"Çünkü Luke... Sevgilim sana aşıktı."

Elimi avucunun içinden çekip savunmaya geçeceğimi anladığında avucunda ki ellerimi daha sıkı tuttu.

"Sorun değil bebeğim."

Bana anlayışla bakan açık mavi gözleri tüm vücüdumun titremesine yol açarken kendimi büyük bir ağlamanın eşiğinde hissediyordum.

Sesimi bulup yapabileceğim tek şeyi yaptım.

"Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim. Özür di-..."

Minik avucunu ağzıma kapattığında gözlerimden hiç durmayacakmış gibi akan yaşlar ellerini ıslattı.

"Luke sorun değil. Michael'a hiç bir zaman aşık olmadım ve hiç bir zaman başkasına aşık olan biriyle olacak kadar gurursuz olmadım."

Burnumu çekip onu geniş omuzlarıma doğru çektim. Sarılışıma kıkırdarken bir kere daha bu hayatta başıma gelen en güzel şeylerden biri olduğunu kanıtladı.
Benden ayrıldığında omzuma sert bir yumruk attı.

"Seni sarı sürtük etrafımda ki bütün erkekler seni bana seçerken nasıl evleneceğim ben"

Havaya karışan kahkalarımızın arasında konuştum.

"Calum ve Michael için çok geç ama Ashton'da şansını deneyebilirsin"

Bana havalı bir şekilde göz kırparken

"Bir Hemmings için olması gereken herşey" dedi.

Onu bir "Hemmings için olması gereken herşey" diye tekrarladım.

Michael ve benim filmim yeni başlıyordu.

Ne kadar da Muke'suz
Ne kadar da bir geçiş bölümü lol

my sister's boyfriend || mukeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin