Bölüm 1

408 78 14
                                    

Unimog engebeli yolda rahatça ilerliyordu. Önlerine çıkan ucubeler araç altında eziliyor, arabayı süren Ali ve Özkan kahkaha atıyorlardı. Ark arası köyünün yanından geçerken meydana ilerleyen ucube topluluğu Özkan'ın dikkatini çekmişti.
- Kuzen dur, ileride bir aksilik var
- Aksilik mi? Yaşadığımız şehrin yeni adı aksilik günaydın prenses
Dedi Ali ama Özkan konuyu dağıtmadan devam etti
- Şuraya bak. Ucubeler yaşayan birilerini görmese böyle üşüşmezler
- Et yiyen oruspu çocukları
Diyen Ali unimogu durdu. Araçtan inen Özkan ileriye bakarken sağ tarafından yaklaşan ucubeyi omzundan tutup unimogun kaputuna doğru fırlattı ve Ali bunu bekliyormuşcasına ucube kaputtan doğrulamadan bıçağını kafasına sapladı. Bıçağın girerken çıkardığı kemik seslerine aldırış etmeden yüksek sesle
- Vurduuuu gol oldu
- Asisti bana yaz adamım
Özkan'ın bu lafı ile gülüştüler. Birbirlerinin cümlelerini tamamlamak alışkanlıklarıydı. Meydandaki kalabalıkta birşeyler döndüğünü hissediyorlardı.
Ali planı çoktan yapmış bir şekilde
- Ben ilerideki çatıya çıkıp girişi temizlerken sen orada neler olduğunu kontrol et
Dedi ve Bora12 nin kurma kolunu çekerken devam etti
- Beyin çorbası, en sevdiğim! Palayla sessiz ilerle sonrasını biliyorsun zaten
Özkan berettaları kemerin deki kılıflarına takıp m4a1 i sırtına geçirdi ve palayı eline alarak ilerlemeye başladı.
Ali koşarak çatısına çıkacağı barakadan bozma binaya ilerliyordu. Önüne çıkan tek ucubeyi bıçakla kolay hallettikten sonra catidaki yerini aldı ve telsizden şimdi diye seslendi. Özkan meydana doğru ilerlerken elinde pala hem etrafı kesiyor hemde önüne çıkan ucubelerin beyinlerinin patladığını izliyordu. Meydana girdiğinde beklediğinden daha az ucube görünce palayı sırtına asıp m4a1 le sağ omzunda nişan pozisyonu alarak ucubelerin kafalarına sıkmaya başladı. Bu ikili için karavana söz konusu değildi, çok nadir ıskalarlardı.
Ark arası köyünün meydanında sıkışmış olan grup yorgun ve bitkin olduğu halde ölmemek adına direnmeye devam ediyorlardı. Köyden geriye sadece onbeş kişi kalmıştı. Meydanda elips şeklinde direnmeye çalışan bu grubun silahları olmadığından kazma, kürek ve balta ile etrafını çevrelemiş ucube ordusunu durdurmaya çalışmaya başladığında sayıları elliden fazlaydı. Grubun zorunlu olarak liderliğini üstlenmiş Ferit kolay bir ölüm için dua ediyordu. Biran savurduğu baltasını durdurdu ve etrafına baktı. Gördüğü manzara direnmekten onu vazgeçirmeye yetmişti çünkü sadece üç kişi kalmışlardı ve tüm arkadaşları yerde ucubeler tarafından parçalanırken birazdan et yiyici yaratıklara dönüşeceklerdi. Umudu kırılan Ferit dizleri üzerine çökerek " Allah'ım sen bana yardım et" diye dua ederken sesi duyan ucubelerden biri yediği cesedi bırakarak sesin sahibinin üzerine yemek için atıldığı anda Ferit'in suratı beyin parçaları ve kanla yıkanmıştı. Ardından etrafındaki ucubelerin tek tek kafalarının patlayıp yere düştüğünü gördü. Soldan bir hareketlenme farkettiğinde ayaklarına bir tekme yedi
- Böyle durmaya devam edeceksen ucubeye dönüşüp bir sonraki mermimi sen beynine yiyeceksin
Bu ses toparlanmasına neden oldu ve ayaklandı. Sağda köy çeşmesinin hemen üzerindeki çatıda uzanan bir keskin nişancı ve kendi yanında elindeki m4a1 silahını sağ omuzuna dayayarak ucubeleri nişan alan asker kılıklı biri duruyordu. 1.70 boylarında siyah kamuflaj ve eldivenlerini kulağındaki iletişim telsizi tamamlıyordu. Sağ ve solunda iki adet susturucu takılmış beretta ve sırtına astığı palasıyla tam bir ölüm makinası gibi duruyordu. Hala girdiği şoktan çıkmaya çalışırken yanındaki adam
- Çok zaman kaybettik indir şu pic kurularını
Diye konuştuğunda biran kendisine söylediğini sandı ama çatıdaki adamın arkasından gelmekte olan ucubeyi tek mermiyle indirdikten sonra
- Ben her zamanki gibiyim sen hamlamışşın
Diye bağırmasından sonra kendisiyle konuşulmadığını anladı
Adam birden Ferit'e dönüp
- Ben Özkan, silah denen aletin icadından haberin var mı?
Ferit girdiği şoktan dolayı başıyla onaylayıp omuzlarını silkerek adamın uzattığı silahı aldı ve köyü temizlemeye başladılar. Diğer iki arkadaşıda kendilerini olaylardan sakınarak ilerlemeye çalışıyorlardı. Çatıdan hızlıca inen adam sig sauer model 2 tabancasını çekti ve sağlı sollu köyü temizleyerek ucube mezarlığına çevirdiler.
Köy tamamen sessizliğe büründüğünde çatıdan inen adam onları köydeki en güvenli binaya götürmelerini istedi ve grup betondan yapıdan oluşan 2 katlı etrafı bir metreyi aşan duvarı olan Ferit'in evine girdiler.
Özkan ilk gördüğü tekli koltuğa kendini attı ve cebinden çıkardığı sigarasını yaktıktan sonra zipposunu ses çıkaracak bir şekilde kapattı. Üç arkadaş diğer koltuğa yanyana oturdular ve ayakta kalan adam boğazını temizleyip konuşmaya başladı
- Ben Ali ve buda kuzenim Özkan. Köyün etrafından dolanırken kalabalığı fark ettik ve bu sayede kıçlarınız şuan koltukta oturabiliyorlar. Geceyi burada geçirmemizde sizin içinde sakınca yoksa sabah belirlediğimiz güzergahta ilerlemeye devam edeceğiz. Zaten sizin için durduğumuzdan dolayı bize bir teşekkür borçlusunuz diye düşünüyorum?
Grubun en çok korkmuş üyesi kendinden emin olmayan bir ses tonuyla sordu
- Siz asker misiniz ? 4 haftadır askerlerin olaya müdahale edeceğine inanarak dayandık ve bugün köy cehenneme döndü
Ali ayakta istifini bozmadan Özkan'a başını çevirip
- Lan serseri sen asker misin?
Diye sorması ile ikili beraber kahkahayı patlattı. Üç genç ne olduğunu anlayamadan bu durumda nasıl gülebildiklerine hayret ederek az önce tüm sevdiklerini kaybetmiş olmanın verdiği üzüntüyle sinirlendiler. Ali tekrar ciddiyete bürünerek devam etti
- Asker dediğin orduda olur. Sen burada ordu görebiliyor musun?
Özkan oturduğu rahat suni deri koltuktan kalkarak konuşmayı devraldığını gösteren bir bakış attı ve Ali Özkan'ın kalktığı koltuğa yerleşti.
- Kim olduğumuzu sizin bilmenizi gerektiren bir durum yok. Asker olmadığımız için dua edin çünkü şuan bu şehirde ne asker var nede ordu. Flaş haber gencler, Mersin ucubelere teslim oldu. Yani biz gelmeseydik cehenneme üç kişilik biletiniz vardı biz sadece bunu geciktirdik. Gitmemiz gereken bir yer var.
Neresi diye atıldı Ferit
- Neresi olduğuda sizi ilgilendirmez ama bizimle gelirseniz işler değişebilir. Size tek garanti edebileceğimiz şey silah ve can güvenliği. Güvenli bölgeyi bulacağız yada biz oluşturacağız. Seçim sizin

Grubun lideri gibi duran Ferit ayağa kalktı ve
- Ben Ferit. Size yardımınız ve teklifiniz için tesekkür ederiz fakat şuan yıkılmış haldeyiz. Eğer dinlenmeyi basarabilirsek size kararımızı sabah bildirelim
Özkan ve Ali dışarıya çıkarak ucubelerin içeriye girebileceği herhangi bir nokta olmadığından emin olduktan sonra kapıları kapatarak içeriye girdiler.
- Herkes dinlensin, yarın yola çıkacağız. Bizimle gelmek veya burda ucubeye dönüşmek size kalmış. Her koşulda dinlenmemiz ve enerjimizi toplamamız lazım
Diye konuşan Ali Özkan'la beraber üst kata ilerlediler ve üç arkadaş koltuklara uzanarak kaybettiklerini düşünmemeye çalışarak uyumayı denediler.
Güneş yerde yatan cesetleri kavurduğundan eve dayanılmaz bir koku hakim olmuştu. Sabah Ferit ve arkadaşları erken kalkıp konuşmuş ve ne yapılacağına karar vermişlerdi.
Özkan merdivenden inerken evin içini süzdü. Dışarıdaki karmaşaya rağmen salon hala derli topluydu ve önceden burada kalabalık bir ailenin yaşadığı kesindi. Zevkli döşenmiş bu salon eskiden olsa insana dinginlik verebilirdi ama şuan kokudan başka birşey düşünemiyordu.
- Kararınızı verdiniz mi? Bizim o piçlerin kanlı dişleri arasında kahvaltı olmaya niyetimiz yok. Bu yüzden yola çıkıyoruz
Cevap vermek için ayağa kalkan Ferit'in gece uyuyamadığı her halinden anlaşılabiliyordu.
- Sizinle gelmeye karar verdik ama yürüyerek hiçbir yere gidemeyiz. Benim üç ev ileriye park ettiğim
Ali ukala şekilde araya girdi
- Külüstürün sende kalabilir dostum. Şuan onun bu cehennemde bir ise yarayabileceğini sanmıyorum. Dün köy dışına aracımızı park ettik. Unimog, bu bebek tam bir canavar. Alabildiklerinizi alın özellikle su ve kuru gıdalar. Gidiyoruz
Kapıya Ali ve Özkan önden ilerlemişlerdi. Kapıyı itip bahçenin kapısına ulaştıklarında birden operasyon havasına büründüler. Bahçe kapısını açtıklarında köyde birkaç ucubenin yürüdüğünü gördüler.
- Dikkat et kuzen kıçın ucube kahvaltısı olmasın
Diye sırıttı Özkan
- Bunu kıçını surekli ucube dişlerinden kurtardığım arkadaş mı söylüyor?
Diyerek gülmesine karşılık verdi Ali. m4a1 i sırtına geçiren Özkan berettaları çıkarırken Ali'de sig sauerları eline aldı ve önlerine çıkan birkaç ucubeyi sessiz ve kolayca hallettiler. Tam bu sırada sağdan yaklaşan ucubeyi gören Ali silahını kılıfına yerleştirdi. Ucube üzerine geldiğinde hızlı hareketlerle sola çekildi ve kurtuldu. Sonra tekrar sağ ve sol derken ucubeyle matadorun boğayla güreştiği gibi dalga geçti.
- Ucubeye 20 lira yatırıyorum
Diyen Özkan bir taraftan da karşıdan gelen ucubeyi boynundan tutup kafasına dayadığı berettayı tetikledi.
Ucubenin arkasından yaklaşıp saçlarından tutan Ali komando bıçağıyla boynunu kesti ve elinde tuttuğu kafayı Özkan arkasını dönemeden baş hizasında tuttu. Arkasını dönen Özkan'ın biran afallaması Ali'ye kahkaha malzemesi olmuştu.
- 20 liramı alayın
- Yaz hesaba kuzen
- Hesap kabardı bir ara ödeşşek diyorum
İkilinin kahkahalarına grup tuhaf şekilde bakıyorlardı. Ne tür manyaktı bunlar ? Onlar ucube olsa bile birkaç gün öncesine kadar insanlardı ve dalga geçilmeyi haketmiyorlardı.
Unimoga ulaştıklarında Ali kapıyı sertçe acti ve şöför koltuğuna geçti. Yerden yüksek olmasından dolayı grup basamaktan çıkarak arka koltuklara dizildi ve Özkan Ali'nin yanına yerleşti. Bunun askeri bir araç olduğu belliydi ve eğer asker değillerse bu araca nasıl ulaşmışlardı.
Unumog tüm ucubeleri rahatça ezip gecebilirdi ama takıldığı yerlerde yardımcı olması için aracın üzerine 50 kalibrelik bir yavru yerleştirmişlerdi. Önüne gelen herşeyi parçalarına ayırabilir di bu yavru. Unimogun sağ ve solunda uzun çelik mızrak benzeri keskin uçlu şişler vardı. Bu araca ucube gibi beyni olmayan biri saldırdığında sonu şiş kebap olurdu. Ali bunları monte ederken öyle söylemişti. " Ucube kebabı kuzen"
Araç büyük gürültü ile çalışarak yola koyuldu. Grubun bu tuhaf ikiliye sormak istediği çok şey vardı fakat korkudan soramıyorlardı. Zor da olsa Ferit bir soru sormuştu
- Şimdi nereye gidiyoruz ?
Özkan'ın başını arkaya çevirip cevap vermeye hazırlandığında gözlerinden gelecek cevabın korkutucu olduğu belliydi
- Cehenneme.

Not :

Unimog : Orduda kullanılan bir tur askeri araç.
m4a1 : 5.56 mmlik 30 adet mermisi olan tam otomatik bir tüfek. Kullanıma göre lazer, bomba atar veya dürbün takılabilir.
Beretta : 9 mm yarı otomatik İtalyan yapımı tabanca.
Bora12 : MKE tarafından yapılan 7.62 mm çapında Türk keskin nişancı tüfeği.
Sig sauer : 9 mm yarı otomatik alman ve İsveç üretimi tabanca.
Pala : Ağzı enli, ortası geniş, uca doğru daralan kalın, kısa ve ağır kılıç.

              

Ölümden SonraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin