That Idiot

286 25 2
                                    

Media : Sang Min

Halo- Beyonce

========================

Karşımdaki bana kısık gözleriyle bakan ve sadece geldiğinde kibarlık belirtisi gösterip adını söyleyen çocuğa bende aynı şekilde karşılık veriyordum. Sang Min,annemi aradığımda kendi içimde pişman olmuşken birde burada pişman olmamı sağlıyordu.

''Buraya zorla getirildim.'' Söylediğim şeyle derin bir nefes alıp önündeki kahvesinden bir yudum almıştı. Yakışıklı biriydi ve ailemin beni onunla evlendirmek isteyecekleri kadar parası vardı. Yinede bu, o bana böyle bakarken altta kalacağım anlamına gelmiyordu. Kahvesini sakince masaya geri koyup ellerini birleştirdi.

''Bende güle oynaya gelmiştim ancak karşımda böyle birini beklemiyordum.'' Gerçekten o kibar görünüşün altında bir aptal yatıyor olmalıydı. Veya biraz suç bende de olabilir,tamam. Çünkü annemin bütün ısrarlarını es geçerek bir kot pantolon ve siyah tişörtle buradaydım. O salak ise beyaz bir gömlek ve kumaş pantolon ki bu sadece gülmemi tetikliyordu.

''Beğenmediğine inan bu kadar sevinemezdim.'' Yalandan gülüşümü sunarak söylediğimde oda aynı yalanlıkla karşılık vermişti.

Daha sonra cebinden bir sigara çıkararak yakması ve dudaklarına götürmesi, nefes kesici bir olaydı. Ağzım açık şaşkınlıkla ona bakarken sigarasından çektiği dumanı dışarıya üflemesiyle öksürük krizine girmiştim. Yavaş yavaş nefes alamadığımı hissediyordum ve gözlerim yaşarmaya başlamıştı bile.

''Rahatsız olduğunu söylemeliydin.'' Sigarayı umursamadan masaya bastırıp söndürdüğünde öksürmeyi bir kenara bırakarak utançla birileri görüyormu diye etrafa bakmıştım.

''Hayır rahatsızlık değil sadece astım gibi bir şeyim var..Ayrıca keser misin şunu?'' Hala masanın üstündeki küllerle oynamasına çıkıştım.

''Neden? Buraya bir kül tabağı koymalıydılar.Hala suçun bende olduğunu mu düşünüyorsun?'' Cevabımı beklerken soğumuş olduğunu tahmin ettiğim kahvesinden bir yudum aldı.

''Aslında burası bir kapalı alan ve sigara içtiğin için başta sende hata olduğunu düşünüyorum.''

Neden annemin evlenmemi istediği adama bu kadar uzun cümleler kurduğumu anlamış değildim, karşımda ki bir yabancıydı ama oturmuş kahve içiyorduk, yetmezmiş gibi bıkmadan tartışıyorduk.

''Her neyse buraya dolgun vücutlu, çenesi düşük olmayan ve uysal bir kız için gelmiştim. Ama ne yazık ki bu tarife uymadığın on kilometreden anlaşılıyor. '' Kendini beğenmiş ve küstah konuşması sinir katsayımı biraz daha arttırıyordu. O yamuk gülüşünün ortasına yumruk atmak istememe ve ardından öyle bir kız bulursan banada gönder dememe neden oluyordu. Yinede en gıcık gülümsememi takınıp laf soktum.

''Sana fotoğrafımı göstermediler mi? Gösterdiklerine eminim.Ve 'çoooook' beğendiğine.'' Söylediğim şeyle çenesini dayadığı elini indirmiş ve beni süzmeye başlamıştı.

''Beğenmiştim,fotoğraftaki kızı. Ve fotoğrafta sadece yüzün vardı tamam mı? Suç bende olamaz.'' Söylediği inanılmaz aptal şeye büyük bir yavaşlıkla göz devirmiştim.

''Bu bebek gibi suratımdan dolgun bir vücut beklemiyordun değil mi? Bu kadar aptal olmadığını söyle Sang Min, Lütfen.'' Bakışları benim dışımda her yere odaklanmaya başladığında büyük bir kahkaha atmak istemiştim.

''Pekala, pes ediyorum.'' Sonunda bakışlarını bana odakladığında söyledi. Ve ağzımı şaşkınlıkla aralamamı sağlayan cümlesinin devamını getirdi. '' Güzelsin,çok çok güzel.''

Be My MysteryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin