En emin olduklarımız. Adımız gibi ezbere bildiğimiz gerçekler... Bir an gelir hepsi yok olup gider. Ortada kalan tek gerçek ise yalanlar...
...
Aradan bir ay geçti. Azva bir yandan öğrencilerle uğraşırken bir yandan da o kadını düşünüyordu. Ilk zamanlarda pek dikkate almadı. Ilerleyen günlerde içini kemiren bir şey vardı. Sürekli aklı başka yerlerdeydi.
Köye bir öğretmen daha gelmişti. Biraz onunla ilgilenip düşüncelerinden kurtulmaya çalışıyordu. Yine de bunda fazla başarılı olamıyordu. Çünkü onun kişiliğinde tesadüf diye bir şey yoktu. Her şeyin bir nedeni olduğuna inanırdı. Bu nedenle bu olay yaşanmışsa arkasında bir şey olmalıydı...- Azva, Azva ! Duyuyor musun beni? Ders zili çaldı. Öğrenciler seni bekliyor. Iyi misin sen?
- Efendim. Iyiyim. Sadece annemleri düşündüm. Iki aydır gitmiyorum. Oyle dalmışım.
-Merak etme. Zaten yarıyıl tatiline az kaldı. Gidersin bol bol hasret giderirsin. Hadi şimdi derse git. Öğrencileri daha fazla bekletme canım.
- Doğru söylüyorsun. Bir aya kalmaz giderim. Hem merak ettiğim bazı durumlar var. Neyse ben derse gideyim, sen de eve gidersen muhtara uğra okulla ilgili bir kaç eşya getirecekti. Onları okula getir beraber eve geçeriz.
-Tamam hemen gidip alırım. O zamana kadar dersin biter. Görüşürüz.
-Görüşürüz canım.Okula yeni gelen Seda Öğretmen, Azva'nın durumuna üzülüyordu. Ne zaman Azva ya baksa düşünceli bir şekilde durduğunu görüyordu. Daha bir ay olmasına rağmen alışmıştı ona. Bu yüzden onu hiç yalnız bırakmıyordu.
Seda bu düşüncelerle okuldan ayrılıp muhtarın yanına gitti. Kapıyı çaldı ve içeri girdi.
-Hoşgeldin kızım.
-Hoşbulduk amca. Nasılsın?
-Iyiyim kızım sürekli bu kasabanın işi işte öyle uğraşıyorum. Sen nasılsın alıştın mı, okula, öğrencilerine ve Azva kızımıza?
-Alıştım amca,burası çok güzel,öğrencilerimiz de çok çalışkan bizlere de çok saygılılar. Azva Öğretmen'i de çok sevdim. Sağolsun bana çok yardımcı oldu. Şimdi iki kız kardeş gibi olduk.
-Azva kızım geldiği günden itibaren hem bize hem de öğrencilerine olsun hep yardımcı oldu.
- Doğru söylüyorsun Muhtar amca.
- Bugün yardım sever birkaç kişi öğrenciler için eşya gönderdi. Sanırım onları almaya geldin?
-Evet, amca.
-Tamam, kızım o zaman gidip arabaya yükleyelim.
- Muhtar amca benim bir konuda senin yardımına ihtiyacım var.
-Buyur kızım yardım edeceğim bir şey ise seve seve yardımcı olurum. Hiç çekinme sen de benim bir kizim sayılırsın.
-Sağol eksik olma amca. Ben Azva'nın durumuna çok üzülüyorum. Tam olarak neye üzüldüğünü bilmiyorum. Ama bir kadın köye gelmiş. Ondan sonra bir şeyler olmuş. Bana da bir tane öğrencim söyledi.
-Evet, kızım doğrudur. Bundan iki ay once önce köyün girişinde bir kaza oldu. Biz, duyar duymaz koştuk. Kırk beş yaşlarında bir kadın kaza geçirmiş. Biz yetiştiğimizde yaralıydı. Sürekli Azva diyordu. Biz de bir şey anlamadık. Sonra hastaneye kaldırdık. Üç gün önce gittim hastaneye durumu aynı dediler. Hala uyuyor kendine gelemedi zavallı kadın. Kim bilir burada ne işi vardı.
-Amca bu biraz garip bir durum değil mi?
- Ben de anlamadım kızım. Azva Öğretmen olay yerine geldiğinde , biz kadını hastaneye kaldırmıştık. O da bir tane öğrencisiyle arabanın içine bakmış. Arabada bir mektup görmüşler . ''Çok pişmanım beni affedin'' diye bir şeyler yazıyormuş.
-Azva kiminle olay yerine gitmiş , muhtar amca?
- Benim bacımın bir tane torunu var. Adı Ali, şimdi beşinci sınıfta belki görmüşsündür kızım. O geldi bana anlattı.
-Anladım, Muhtar amca. Ben sadece ona yardım etmek istiyorum. Bazen çok düşünüyor.
-Tabi kızım anlıyorum ben seni. Siz birbirinize yardımcı olmasanız bize de yardımcı olamazsınız.
-Haklısın ben bu kötü günlerinde onun yanında olayım. En azından elimden geleni yapmaya çalışayım. Ben de senden bununla ilgili bir şey isteyeceğim, amca.
- Buyur kızım.
-Bana Azva'nın annesine ulaşacağım bir numara ya da adres varsa verebilir misim?
- Tabi ben de olacaktı. Azva ilk geldiğinde numara bırakmıştı lazım olur diye. Vereyim kızım. Bak bu numarası.
- Çok teşekkür ederim Muhtar Amca.
...
Birden kapı çaldı. Bir adam içeri girdi. Eşyaları yüklediklerini söyledi ve çıktı.Seda, Azva'nın annesine ulaştı. Ilk önce kendisini tanıttı. Sonra ona olanları anlattı. Annesi de kadını tanımadığını ve ona destek olmasını söyledi.
Aradan bir hafta geçti.
O gece saat gece ikiyi bulmuştu. Birden Azva , uyandı. Üzerine bir şeyler alıp çıktı. Seda kapının sesiyle uyandı. Hemen kalkıp Azva'nın ardından çıktı. Korkmaya başladı. Gecenin bu saatinde ne işi var dışarıda diye aklından geçirdi.
Azva , hastaneye gidiyordu. Artık dayanamıyor ve bu kadının neden kendisini aradığını öğrenmek istiyordu.
Hastaneye vardığında önce durdu. Biraz düşündü. Sonra kendinden emin bir şekilde kadının yattığı odaya gitti. Fakat kadının yatağında kimseler yoktu. Çıkıp hemşireleri aradı. Kadını sordu. Hemşire yüzü asık bir şekilde:
-Ayfer Hanım, iki gece önce kendine gelmeye başlamıştı. Doktor durumunun iyiye gittiğini söyledi. Biz de sürekli kontrol edip doktora rapor veriyorduk. Fakat iki gece önce ben yine nöbetçiydim. Ayfer Hanım' a bakıp çıktım. Ondan sonra aşağı kantine indim. Yirmi dakika sürmedi. Geldiğimde gözlerime inanamadım. Ayfer Hanım'ın ölmüştü.
-Ne öldü mü? Fakat nasıl olur. Iyi dediniz. Nasıl olur böyle bir şey, durumu bu kadar iyiye gidiyorken aklım almıyor?
-Doktor da bu olaya şüpheli bakıyor. Çünkü hastanın durumu çok iyiye gidiyordu.
- Anlamadım. Şüpheli bakıyor derken ne demek istiyorsunuz?
Bu sırada Seda geldi. Azva, Seda'yı görünce gözleri doldu.
-'' Ölmüş, Seda.'' dedi.
-Ölmüş mü?
-Evet, hem de durumu iyiye gidiyormuş. Nasıl olur anlamıyorum. Hemşire şüpheli dedi. Neyin şüphesi ben bir şey anlamadım.
Bu sırada hemşire tekrar konuşmaya devam eder.
- Evet, şüpheli bir durum var. Ben o gece kantinden döndüğümde sırayla bütün hastalara baktım. Ayfer Hanım'ın odasına gittiğimde penceresinin açık olduğunu farkettim. Normalde biliyorsunuz. Bu kış günü ve gece vakti pencereler açılmaz. Ben de açmadığıma göre, ben yokken biri gizlice içeri girmiş olmalı. .Yani Ayfer Hanım ölmedi. Öldürülmüş olabilir!Karakter : Azva
Karakter: Ayfer
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN KARANLIĞI #Wattys2016
RomanceBiri eğer gözlerini senden kaçırıyorsa;emin ol ki o gözlerde sana ait bir şeyler vardır...