01

25 6 1
                                    

"Pekala,madem çok ısrar ediyorsun bir kahve içebiliriz..Ama yinede menajerime sormam gerekecek ve saati ayarlaması da gerek." dedim çantamdan telefonu çıkarmaya çalışırken,gülümsedi ve
"Tabi benim sadece kitabın hakkında bazı sorularım var çok kitap okuyan birisi değilim ama senin kitabın hoşuma gitti." dedi
Uzun açık kahve rengi saçlarımı geriye,kendini beğenmiş bir edayla savurdum.
"Bunu duyuyorum." dedim
Üstündeki tişörtün kollarını çekerek avucunun içine alıp
"Kahve almaya gidiyorum." dedi Kafamı onaylarcasına salladım.

Kulağımda çalan telefon sonunda açıldı
"Crystal sakın bana hala evde olmadığını söyleme.Biliyorsun şoförün çok aciliyeti olmadıkça gece on ikiden sonra çalışmıyor." dedi telefondaki kızgın Marria.Gözlerimi saate kaydırdım.
"Saat henüz onbir buçuk Marria.Yetişeceğim  sadece biriyle kahve içmem gerek." kelimeleri hızlıca söyleyip telefonu kapattım.

Karşımda beni dikkatli bir şekilde izleyen Luke'a döndüm.
"Çabuk olsan iyi olur geç kalmak istemiyorum.." dedim
Kahveyi önüme koyup karşımda yerini aldı.
"Bu kitabı One Direction yüzünden yazmadın değil mi?" dedi gülerek.
"Hayır.Tabii ki." ciddiyetimi koruyordum daha doğrusu gergindim.Kitap onun hakkındaydı ve soracağı herhangi bir soru benim deli sıradan bir fan gibi gösterebilirdi.
"Seni daha neşeli hayal etmiştim."
Kahvemden yudum aldım
"Keşke hayallerimiz gerçek olsa."
Kahvesini elinde oynattı
"Senin kitabında bazı yazdığım şarkıların sözlerini görmüştüm.Alıntı gibi ve çok güzel bağlamıştın sanki cümleler hep oraya aitmiş gibiydi.Yani şarkılarımızı dinliyorsun sanırım?"

Son zamanlarda müzik için vaktim bile yoktu.
"Dinlerdim,eskiden ve yine sen sormadan cevaplamam gerekirse o kitap senin hakkında,hatta 5 seconds of summer hakkında bir zamanlar size takmıştım ve hormonlarıma engel olamadan böyle bir kurgu oluşturmuştum kitabım tuttu ama şuanki kitaplarım gibi değil,senin okuyacağını hiç düşünmedim,asla." dedim kahvemi elime alıp ayağa kalktım saat geç olmadan eve gitmeliydim ve kendimi yeterince rezil etmiştim.Burada kalıp rezilliğimin içinde boğulmak istemezdim.
Luke sesli bir şekilde gülmeye başladı.
"Komik olan ne?" dedim
Gülmelerinin arasından güçlükle konuştu.
"Bilmiyorum sadece gülmek istiyorum." dedi
Sonra gözü dışarıyı gösteren cama kaydı ve dudaklarından dökülen küfürü duydum "Siktir."
Kafamı çevirmemle camların arkasında olan flaş yüzümde patladı.Luke beni kolumdan tutup sürüklemeye başladı.
"Hemen arkadan çıkmalıyız."
Arkadan hızlı bir şekilde arabasına bindikten sonra ve zaman geçince konuştum.
"Peki şimdi ne olacak?" dedim
"Şuan tüm sosyal medya bizi konuşuyordur,sevgili sanıyorlardır ikimizi,telefonunu açmadan göreceklerine hazırlıklı ol."
Bu biraz korkutucu olmuştu.

Bu ürkütücü konuşmasının ardından gayet sakin ve normal ses tonuyla konuştu
"Şimdi seni eve bırakalım."

biliyorum kısa ve çok hızlı ilerledi ama diğer bölümler bu kadar hızlı ilerlemeyceek hatta bana yavaş gittiğim için kızabilirsiniz bile

okuyanlara teşekkür ediyorum

eğer yazılılarınız benimkiler gibi yakınlaştıysa şimdiden başarılar

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 27, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Trying To Find The Words To SayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin