Her adımımda daha fazla yaklaşıyordum uçuruma.Her adımda daha özgürdüm.Daha fazla yaklaştım ve ayaklarımın hemen önündeki uçuruma baktım çok fazla yüksekti.Ama özgürdüm.
Sonu yoktu,korku yoktu,acı yoktu yanlızlık vardı.Sessizlik huzur doluydu.Eğer bir adım daha atarsam biterdi acılarım.Ama ölüm bir çözüm mü? Asla ölüm bir korkaklıktır.
Ölüm kolaya kaçmaktır.Hayat gibi bir gerçek varken ölüm olsa ne olur.En fazla acıyı insan yaşarken çeker.Herkes ölür ama herkes hakettiği gibi yaşayamaz.Ben hakettiğim hayatı yaşamıyordum mesela.Kimse benim hayatımı haketmez.
En azından sizi seven az da olsa bir arkadaşınız vardır.Benim hiç bir zaman öyle bir şansım olmadı.Benim doğduğum gün hayatım mahfolmuştu belki de,beni sevebilicek tek insan o zaman ölmüştü.
Babam desen başka bir kadınla hiç birşey olmamış gibi hayatına devam ediyordu.Hiç baba sevgisi görmemiştim.Annemin ölümünden beni sorumlu falan tutmuyordu.Hatta umrunda olduğundan bile şüpeliyim.
Belki de bu yüzdendir hiç arkadaşımın olmayışı.Ben bilmiyorum ki sevmek ne demek.Bir kitabı okurken o kişinin yerine koyduğumda kendimi güzel birşey olduğu zamanda mutlu olmak,kitap karakterini sevmekmidir gerçek sevgi.
Bu kadar belirsizken onu nasıl sevgi olarak tanımlar ki bir insan.İnsan sevmiş olmak için mi sever sadece? Yoksa ögrenmek için mi bazı gerçekleri?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUM
Teen FictionAyaklarımın dibindeki uçuruma baktım.Burdan atlasam eğer şansım varsa çok küçük ihtimalle yaşardım.Ama ben buraya atlamak için gelmedim.Ölmek güçsüzlerin kaçış yôntemidir.Ben burda geçmişimi öldürmeye geldim.Yeni bir sayfaya başlamaya önceyi unutmay...