the carousel in fun fair

57 6 0
                                    

Belki de hiç gelmemeliydim buraya.Herkes çok değişmişti.Özellikle de Hanna.Evlerine gelerek kendisine kötülük yaptığımı söyledi.

Ne yapmıştım ?

Sadece aynı odayı paylaşıyorduk.Ve oyuncaklarını kırmamak için kendimi zor tutuyordum.Jess bana ne almışsa aynısı ona da almıştı.

Evlerinde geçirdiğim ilk gün garipti.Hanna,Jess'e anne dediğim için yarım saat kadar ağladı.Jess ise ona kızmadı.Azarlamadı.Ben ona anne dediğimde çekip gitmişti ve 3 ay uğramamıştı.

Andrew ise bu davranışından dolayı Hanna'yı uyardı.Ve kendisine baba dememe izin verdi.Sonrada hep birlikte lunaparka gittik.

O ana kadar her şey güzeldi,eğlenceliydi.Pamuk şekerlerimizi aldıktan sonra Hanna atlı karıncaya binmek istedi.Daha önce atlıkarıncaya binmemiştim çünkü o ilginç makinenin üzerindeki korkunç yüzlü atlar bana eğlenceli gelmiyordu.Hanna'nın ısrarı üzerine kabul ettim.

İlginç makine hareket etmeye başladıktan hemen sonra garip sesler duydum.Bu müzikti.Korkunç bir müzik.Hanna bana bakıp gülümsedi.

"Atlara tutunmadan durabilir misin ? Ben yapabilirim."

Atların üzerindeki uzun demirleri tutmayı bıraktığı anda düşmesin diye onu kolundan tuttum.Ona zarar gelmesini istemiyordum.Ve sonra düştü.Atların üzerinden kaydı ve oradan da kenarlarında korkulup olmayan makineden aşağıya düştü.Makine Andrew'in haykırışı üzerine aniden durdu.Olduğum yerde sarsıldım ve atın üzerinden atlayarak yanlarında doğru koştum.


Gece hastanede bitti.Ve Hanna,benim, kendisini atlı karıncadan ittirdiğini söyledi.Bunun üzerine Andrew'in ve Jess'in nefret dolu bakışlarına maruz kaldım.

Ama mutluydum çünkü artık Hanna ile aynı değildik.Onun sağ kaşının üzerinde 8 adet dikiş vardı ve benim yoktu.



dollhouse//pllHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin