Broken toys and happy endings

72 9 0
                                    

Ben de olmayıp ta Hanna'nın sahip olduğu şey ne olabilirdi ?  İkimiz de aynıydık.Saçlarımız,gözlerimiz,burunlarımız. 

Belki de onu bu yüzden çok seviyordum.O benimle aynıydı.

Ama hislerimiz farklı olmalıydı.Ben Jess'i daha çok seviyordum.O sadece benim annemdi.Hanna'yı daha çok seviyor olabilirdi ama beni de seviyordu.Bana getirdiği oyuncakların hepsini parçalamış olsam da ona olan sevgim değişmedi.Ben onu saçma tüylü oyuncaklar için sevmemiştim.

....

O gün evden ayrıldıktan sonra tam 3 ay uğramadı.Doğum günüme bile gelmedi.Ben de kutlamadım.Bütün gün odamda oturdum ve oyuncaklarımı parçaladım.Günün sonunda sağlam bir dayak yedim.

Eğlenceliydi.

Marion ise her gün telefonda birileriyle konuşuyordu.Sesini duyabiliyordum.Sinirli olduğu anlaşılıyordu.Yaklaşık yarım saat sonra Jess geldi.Bu sefer elinde süslü paketler yoktu.

Marion beni kapısı kilitli odamdan çıkarıp Jess'in yanına götürdüğünde her seferinde yaptığım gibi sevinçle boynuna atılmadım.Bunu bekliyordu ama yapmadım.Suratı asıldı ama bir şey söylemedi.

Saçlarını boyattığını da hemen fark etmiştim.Sarı ona yakışmamıştı.

"Sana güzel bir haberim var."

Soru sorar gibi söylediği sözlere yanıt vermedim.Tek kaşını kaldırdı ve yüzümü inceledi.Onu mutsuz etmek istiyordum.Huysuz bir kız çocuğu gibi davranmaya devam etmeliydim.Zaten öyleydim.

"Artık gelip bizimle yaşayabilirsin,ayrıca......."

Duyduklarıma inanamıyordum.Bunlar gerçek miydi ? Onunla yaşamak ? Tıpkı bir aile gibi.Hep hayalini kurduğum gibi.

"Sara ? Beni dinliyor musun sen? Oysaki buna sevineceğini sanmıştım."

Sevinmek mi ? Hayatım boyunca hayalini kurduğum yaşama ulaşmak yanında sönük kalıyordu.

"Ne zaman gidiyoruz,anne ?"

dollhouse//pllHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin