İlk kez metroda gördüm seni. Karşı tarafta tıpkı benim gibi metroya binecektin. Içim nasıl kaynamıştı bir bilsen... Sana belli etmeden diğer kapıya ilerledim aynı vagona binelim diye. Metro geldi, bindik. Yan yana oturmadık ama kalabalığın arasından seni görebileceğim bir yerde buldum kendimi. Durmadan seni izledim, başını kaldırıp bakmanı bekledim ancak bir türlü telefondan kaldırmadın başını. Benden bir durak önce indin, bende arkandan baktım. Inanır mısın bilmem ama rüyamda seni gördüm bir kaç gece. Ne olduğunu ben bile anlamadım. Adını bilmiyordum, sesini bilmiyordum. Sadece bir saniyelik göz teması ile içimde kelebekler uçuşuyordu. Birgün kafede otururken (arkadaşlarla) yanımdaki sandalyeye oturdun. Herkese selam verdin bana da. Beynimdeki damarlar şişmişti sanki. Arkadaşımın arkadaşı olduğunu anlamam yalnızca beş dakikamı aldı. Fark ettin mi bilmiyorum ama saatlerce seni izledim. Sesini duydum, adını da biliyordum artık. Telefonun çaldı, kalkman gerektiğini söyledin. Herkese hoşçakal derken gözün bi anda bana kaydı " Seni daha önce gördüm mü?" Diye sordun kadifemsi sesinle. Ancak ben "Sanırım hayır! " diye karşılık verdim. Kaşlarını havaya kaldırıp tebessüm ettin ve sonra gittin yanımızdan. Kendime söz geçiremiyordum artık. Sürekli seni görmek istiyordum her dakika seni istiyordum. Cevremdekiler sürekli "Sende bir haller var" diyordu. Alıştım hep aynı şeyleri duymaya. Hic evden çıkmayan ben, şimdi sürekli arkadaşlarla kafeye gidiyordum belki bir daha gelirsin diye. Geldin de, sürekli aynı ortamda takılmaya başladık. Ortak bir kaç yönümüz çıktı hatta, herkesten ayrı konuşmaya başladık. Bunları anlatıyorum çünkü benim hiç unutmadığım şeyleri sende hatırla istiyorum. Her neyse iyice sohbet eder hale geldik. Çılgınlar gibi gülmeye başladım yanında, ha hatta belki hatırlarsın, bizim kıZlar "bizi şaşırtıyorsun sen böyle biri degildin" demişlerdi de sen anlamayıp bana bakmıştın. Ben konuyu dağıtmak için garsona ıslık çalıp sonrada "ilk kez ıslık çaldım" diyip bağırmıştım. Tüm masa bana gülerken sen sadece tebessüm ettin ve bende kızaran yüzüm eski haline gelmesi için bira şişesini yanaklarıma bastırmıştım. Ne oldu, nasıl oldu bilmiyorum ama çok yakın olduk ve âşık oldum ben sana çok âşık oldum. Içip içip omuzunda sızardım biliyorsun. Sızmazdım aslında sızmış gibi yapardim. Bir keresinde yine başımı omzuna koymuşken saçlarımla oynamıştın sonra da öpmüştün başımdan. Bunu unutmamışsındır biliyorum. Beni sevdiğini sandım ve en büyük hatayı burda yaptım. Ikimiz başbaşa buluştuğumuzda, başka birini ne kadar cok sevdiğini anlattığında, içime akıttım gözyaşlarımı. Saatlerce onu anlattın bana, sırf hevesin kırılmasın diye içim kan ağlaya ağlaya seni dinledim. Sevgili oldunuz, en yakın arkadaşım diye tanıttın beni. 2 yıl 3 ay sevgili oldunuz ve ben senin en yakın arkadaşın oldum. Bazen benim yanımda öpüyordun onu, biliyor musun resmen dudaklarım acıyordu. Bir keresinde aynı benim gibi uyuyordu sağ omzunda ve sen saçlarını okşayıp öptün. Ağladığımı görme diye hemen dışarı kaçtım. Hatta 'neden çıktın?' diye sorduğunda terslemiştim seni. Sende üstüme gelmemiştin bu yüzden. Kalbim acıdı, çok acıdı hemde. Sonra bi ara ayrıldınız. Çok kötüydün, hemen yanına geldim. Ben kimsenin yanında senin için aglamazken sen benim yanımda onun için ağladın. Ne kadar çaresizdin, bana sarılıp 'Sevmiyor beni ne yapacağım?' Dedin. "Geçer" dedim. Ancak geçmeyecegini biliyordum. Yalan söyledim. Bir umut inanırsın diye yalan söyledim. Çok kötüydün en son çareyi kızla konuşmakta buldum. Kalbimin parçaları içimi her hareketinde kesse de, ben diye birşey yoktu artık. Ben diye bişey yok artık. Acılarımı boşverip onu ne kadar çok sevdiğini, onsuz yapamadığını anlattım. Biliyor musun oda çok seviyordu seni. Çok mutlu oldu duyduklarına, bana güveniyordu. Mutluluktan ağlamaya başladı karşımda, bende yaralarımın acısına dayanamayıp ağlamaya başladım. O ikinizin adına mutlu olduğum için ağladığımı sanıp "Merak etme hiç bırakmayacağım onu, hiç üzmeyeceğim." Dedi. Sözünde durdu. Evleneceğiniz gün gelip çattı. Acımdan öleceğim yerde, en güzel giysilerimi giyip geldim yanınıza. "EVET" derken heyecandan kekelediğini asla unutmayacağım. Dayanamıyorum artık. Başka şehre gitmek benim için en doğrusu olacaktı. "Sık sık gel özletme kendini" diye seslendin arkamdan bende "olur" dedim ama "dönmeyeceğim bir daha asla dönmeyeceğim" diyemedim. Yıllar geçti koskoca 6 yıl geçirdim aşkınla birlikte. 23 yaşıma bastım. Şimdi önümde rakım var, karşımda ise bana âşık bir adam. Seni biliyor, yazmam için çok ısrar etti. "Ben sana aşık olduğumu söyleyemeden ölseydim çok pişman olurdum." Dedi. Onun için yazıyorum. Bu mektubu okurken kendini nasıl çaresiz hissedeceğini biliyorum. Beni sevmediğin için çok çaresiz kalacaksın çünkü ne kadar zor olduğunu karşımdaki adamın gözlerine baktığımda anlıyorum. Umarım adımı kızınıza koyduğunuz için pişman olmazsınız ama merak etme, yıllar boyunca nasıl haber alamadıysan, şimdi de alamayacaksın. Yaşıyorum işte ben hala ölmedim. Aslında ölürdüm ama sen ölsen ne kadar üzüleceğimi düşündüm. Her intihar girişimimde...
Şimdi ne seni üzmek isterim ne karşımda ki adamı. Yaşamaya devam edeceğim yarım kaldım, sakat kaldım ama yaşayacağım. Sadece sizin için en çokta senin için yaşayacağım...