<1>

162 15 19
                                    

Küçük kız saçıyla oynayarak genç delikanlının yanına oturdu.
"Plan hazır mı kardeşim?"
"Tamamen hazır..."
Yoldan bir genç geçiyordu. Tahminen 16-17 yaşlarındaydı. Küçük delikanlı kaykayı itekledi. Genç, müzik dinlediği için önüne kadar gelen kaykayı görmemişti. Tamamen kendi dünyasında kaybolmuştu. Kaykaya basıp ayağı kaydığında iç dünyasından daha yeni çıkmıştı. Şaşkınlıkla gözleri açıldı. Düşmemek için uğraştı. Ancak böyle yapması ile sırtı masanın tam köşesine gelmişti. Sırtını tutup söylenirken duvara çarptı.
"Kaykayı yeniden koydun mu kardeşim?"
"Tabiki de koydum kardeşim..."
Genç adam yalpalanırken merdivenlerin oraya gelmişti. Korkuluğa tutunmaya çalıştı ama merdivenler ciddi anlamda kaygandı. Yuvarlanmaya başladı.

~~~~~~~~~~~~~~~

Bir başka kız kolidordan geçerken parlak bir şey gördü. Baktığında bu bir iğneydi. Birisi bu iğnenin üstüne düşse ölebilirdi. İğneyi aldı ve yoluna devam etti. Şu anda tek düşündüğü şey ertesi gün bu lanet yerden gidebilecek olması idi. Abisi ile birlikte...

~~~~~~~~~~~~~~~

Genç, bir anda kaykaya oturdu. Ne olduğunu anlamaya çalışırken kaykay merdivenlerden inmeye başlamıştı bile. Küçük delikanlı onun arkasından sırıtıyordu. Gizlice onun arkasından gitti...
Kaykay, bir çıkıntıya denk geldi, genç yerinden fırladı ve yere yapıştı. Arkasından gelen küçük delikanlı ilk önce gülümsedi ama bir anda somurttu ve kaşlarını çattı. Niye hiç kan yoktu? Yanlış mı hesaplamıştı? Hayır. Bu imkansızdı. Binlerce kez kontrol etmişti. O zaman... Birisi iğneyi mi almıştı?... Evet. Tek seçenek buydu.
Küçük delikanlı söylenirken yanına kız kardeşi geldi.
"Planımız işe yaramadı kardeşim..."
"Biliyorum."
Delikanlı ona baktı.
"Nasıl biliyorsun?"
"Suzuya ablayı iğneyi alırken görmüştüm."
"Neden müdahale etmedin?"
Delikanlı iyice sinirlenmişti. Yumruklarını sıktı. Kız ise kıkırdıyordu.
"Bunun nesi komik?"
"Yanlış anlama, sana gülmüyorum kardeşim. Bak, hesaplaşabileceğimiz birisi daha oldu."
Delikanlı yumruklarını bıraktı. Sırıttı ve kardeşine katıldı. Bir süre sonra bu kıkırdamalar kahkahaya döndü.
"Hadi gidelim kardeşim."
"Hadi gidelim."
Hiç bir şey olmamış gibi iki kardeş odalarına gittiler...

Flashback

İki kardeş yetimhanenin önüne geldiler. Anneleri onlara bir görev vermişti. Bir kurban bulup onu öldürecek, daha sonra annelerine götüreceklerdi. Kapıyı tıklattılar. Bir çalışan kapıyı açtı. İki kardeşi inceledi. Siyah saçları ve kırmızı gözleri vardı bu iki kardeşin. Görevli, onları biraz daha incelerken boyunlarındaki dikiş izlerini gördü. Biraz tuhafına gitti ama takmadı.
"Yalnız mısınız?"
Bu soru üzerine iki kardeş üzgünce başlarını salladılar. Görevli onlara üzgünce baktı. Onlar da kendisi gibi idi. Ailesiz... Kardeşleri içeri aldı. İçeri giren kardeşler gülümsediler. İlk aşama bitmişti. Yetimhanenin içine girmek...
Yemek zamanı idi. Görevli, bu gizemli iki kardeşi yemekhaneye götürdü. Küçük kız, bir sandalyeye oturdu. Küçük delikanlı ise onun yanına oturdu. Az sonra yanlarına bir genç geldi.
"Hey, veled! Kalk yerimden!"
İki kardeş bir süreliğine birbirine baktılar. Sonra gülmeye başladılar. Genç, kardeşlerden erkek olanının yakasından tuttu.
"Komik bir şey mi var p*ç kurusu!"
Küçük çocuk sadece sustu. Genç çocuğu yere attı ve başka yöne doğru gitti. Küçük çocuk ayağa kalktı. Kız kardeşi ona bakarak kıkırdıyordu. Sonra kendisi de kıkırdamaya başladı.
"Kurbanımızı çok çabuk bulduk. Değil mi kardeşim?"
"Aynen öyle kardeşim..."

Flashback End

Ertesi gün kız çığlık sesi ile uyandı. Bu ses tanıdıktı... Abisi? Hemen yan odaya koştu. Abisi duvarda ölü halde bıçaklarla asılmış, duruyordu.
"Abi!"
Yanına koştu. Ne güzel bir gün sonra abisi bu lanet yerden çıkacaktı. Ve yanına da onu alacaktı. Peki şimdi ne olmuştu? Her şey bitmiş miydi?
Büyük ihtimalle öyle.
Abisine bakarken duvarda iki tane gölge gördü ve arkasını döndü. İki kardeş, ellerine kanlı bıçaklarla ona ilerliyorlardı. Suzuya hem ağlıyor hem de gülümsüyordu.
"Lütfen... beni hızlıca öldürün."
İki kardeş de gülümsedi. Kız olanı onun yanına geldi ve kalbini bıçakladı.
Artık, abisi ile beraber bu lanet yerden kurtulmuştu...

~~~~~~~~~~~~~~~~~

Erkek olanı ateş yaktı ve ölü bedenleri kızartmaya başladı.
"Dikkat et de yakma kardeşim."
Küçük kız bu durumdan pek hoşnut değildi. Çok kızarmış insanı anneleri hiç sevmezdi.
"O zaman bu kadar kızartıyım."
"Bence de, Vice."
"'Kardeşim' e noldu, Visi?"
"Bilmem. Sinirlerimi bozdun da... Senin yüzünden annemizden azar iştebiliriz."
Küçük delikanlı biraz düşündü. O sırada bir ses duyuldu.
"Bana dönün çocuklarım..."
"Gitme vakti ha, Visi?"
"Aynen öyle Vice."
İki kardeş hafifçe kızarmış iki cesedi sürükleyerek evlerine doğru yol aldılar...

Bu bölüm Fleshchild adlı RPG oyunun tek bölümlük fanfiction ıdır. İnşallah beğenirsiniz ^-^.

Can Sıkıntısından Yazdığım KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin