Yavuz Selim'den
- Daha Eylül ayının sonu yeni gelmişken böyle bir olay... Şaşmamak elde değil.
Fatih'in söylediklerine sessizce kafamı salladım. Okullar açılalı daha iki hafta oluyor du ve bu gün bu olay için hiç de uygun bir gün değildi. Tabi Allah ın işine karışılmaz ama..- Ama çok güzel yağıyor öyle değil mi? Ah okulun bahçesinin bembeyaz olduğunu hayal etsenize. Kışın erken başlamış olması kesinlikle çok hoş.
Elif Sena'nın tatlı heyecanına gülümsemek ten kendimi alamadım. Böyle olayların güzel taraflarını görebilen nadir insanlardan dı benim kardeşim. Ama onun bu heyecanını kursağında bırakacak sözler çok zaman kaybetmeden Melisa nın ağzından döküldü
- Saçmalama Elif. Bu iyi bir şey degil. Allah aşkına daha Kasım ayında bile değiliz fakat kar yağıyor. Büyük ihtimalle küresel ısınmadan kaynaklanan bu olaya sevinmemelisin.
Melisa dan bu tarz bir çıkış beklesem de Sena nın yüzünün asılmasına sebeb olması benim de kaşlarımı çatmama neden olmuştu.
-Sakin ol Melisa. Bu bir devlet meselesi değil. Ki öyle olsa bile Elif e bu şekilde çıkışman anlamsız. Bu arada Elif çim sen de hiç öyle bembeyaz bir bahçe hayal etme sonuç olarak bu karın tutmayacağı büyük ihtimal.
Ikisi de aynı anda tamam deyip yüzlerini astılar. Fatih'in bu kızlar üzerindeki etkisi kesinlikle tartışılmaz bir gerçekti.-Eeee sen ne düşünüyorsun bu konuda Yavuz?
-Hiç, diye cevap verdim Melisa ya. Gerçekten de öyleydi. Üzerinde düşünülmesi anlamsız bir olay dı bence. Hiç değilse benim için. Sonuç ta yeni resmim için yeni bir tema bulup başlamam için gerekli sürenin daraldığı bir dönemdeydim.-Abi bu aralar çok durgunsun. Canını sıkan bir şey yok değil mi? Sena nın benim için endişelendiğinin farkındaydım. Ki haksız da sayılmaz dı. Resimle alakalı bir sorunum olduğunun farkında değil di henüz. Ama yakın zaman da onun da farkına varacak tı.
-Sorun yok tatlım. Ona en icten gülümsememi yollayarak söylemiştim bunu. Onun la beraberken gülümsemek o kadar kolay dı ki.
-Hadi millet sınıfa geçelim artık derse geç kalabiliriz, diyen Melisa yı onayladı bütün başlar. Her ne kadar Sena dan saklayabilsem de Melisa anlamış tı resimle alakalı sorunum olduğunu. Ve Sena nın daha fazla üstelememesi için sunmuştu bu seçeneği bizlere.
Terastan koridora yönelip normal adımlarla ve kendi aramızda şakalaşarak yürürken Melisa nın yere düşmesi ile hepimiz durduk. Ben ve Fatih arkadan yürürken Melisa ve Sena önden ilerliyordu.
-Aaaa kim dökmüş bu sabunu? Kesinlikle çok tehlikeli. Sonra şimdi olduğu gibi aklı ve güzelliği kıt sefil insanlar böylece yere kapaklanabiliyorlar, diye çığıran (evet çığırdı resmen) Ayça ya cevap vermek için atılan Fatih i de Melisa susturmuştu. Her ne kadar gözleri dolmuş olsa da Ayça nın yüzüne bile bakmadan Fatih e yaklaştı yalpalayarak ve ona doğru eğilirken "annen için" dedi.
Bu gerçekten acı verici idi. Geleceğimizi kazanmak için gururumuz dan ödün veriyorduk. Biz buradaki herkesin de dediği gibi ezik burslulardık. Ve bu ve bunun gibi olaylara karşı cevap veremezdik.
Öfkeden kıpkırmızı olmuş bir surat ile koluna dokunan Melisa yı kucağına alan Fatih in arkasından benim de bu sinir ile bir şeyler yapmamdan korkan ve koruma sımsıkı sarılan Sena ile beraber gittik.
Melisa nın bu sözlerden etkilenip bize yansıtmamaya çalışarak içten içe kendini değersiz hissedip değersizleştireceğini bilen Fatih onun bu şekilde moralini yerine getirmeyi hesaplıyordu.
Sınıfa geçtiğimiz de Melisa yı yerine oturtan Fatih sinirden yumruklarını sıkarak Melisa nın sıyrılmış dizine yara bandı yapıştıran Sena ya bakıyor du.
Bu tür olaylar sık yaşandığı için yanımızda daima yarabandı vesaire taşıyorduk.
Ben de öfkeliydim her ne kadar içime atsam da. Ve karşımda bir yandan sessizce ağlayan Melisa diğer yandan sinirden patlamak üzere olan Fatih olunca daha bir kötü oluyordum yaa. Daha fazla dayanamadığım bu görüntülerden uzaklaşmak adına gözlerimi kapattım ve derince bir nefes aldım.
Gözlerimi daha aralamadan yanımdan geçtiğini daha ağır parfüm korusundan farkettiğim Can kulağıma fısıldadı
-Ne zaman şu ezik tayfanı alıp defolacaksın burslu?Hiç bir şey demedim. Zaten dememi beklememişti de. Tekrar derin bir nefes aldım. Bu okula daha ne kadar dayanabilirdim ki?
Bütün bu düşünceleri min bölünme sebebi ise sınıfın kapısının gürültü ile açılması olmuştu. Hocanın gelmesini beklerken sınıfa dalan kişinin dışarıdan içeriye koşarak geldiği belli oluyordu. Simsiyah saçlarının üzerinde hala erimemiş kar taneleri ve kıpkırmızı bir suratı vardı. Nefes nefese solurken nefes kesen bir güzelliğinin olduğunun farkında mı acaba diye geçirdim içimden.
Ilk defa bir kıza daha ilk bakışta güzel sıfatını yapıştırmış olmama içten içe şaşırırken kendi kendime gülümsemeden edemedim.
Belli mi olur belki de bu okulda kendime katlanacak bir sebeb daha bulmuşumdur.