Bölüm 2: Loki'nin Oyunları

40 3 2
                                    

"ZEUUUUUUUS!"

Tüm İskandinavya,Odin'in kükremesini işitmişti. Tanrılar arası bazı savaşlar, bir tanrı başka bir tanrının tapınağına veya dünyadaki bazı önemli anıtlarına zarar verince veya çok saçma sebepten dolayı başlardı.

Odin'in fırlatıp attığı Hermes'in kellesinin ayağının altına yuvarlandığını gören Loki'nin yüzünde piçimsi bir gülümseme belirdi.

Loki Odin' in yüzüne bakınca somurtmaya çalıştı ama en fazla dikkat çekmiyecek kadar somurtabildi."Ne oldu baba? Tanrı Hermes'in kellesi neden yerde?" diye sorunca, Odin daha çok delirdi."Seni ilgilendirmez Loki başıma bir de sen çıkma!" " Neden baba oğlun Thor'u mu ilgilendirir bu tür meseleler? Aa doğruya o senin tahtının varîsi değil mi?"diyince Odin mızrağını kaldırıp Loki'ye fırlattı. Kalbine mızrak giren Loki, birkaç cızırtıyla ve mavi bir ışımayla ortadan kayboldu.

Odin, oğlunun gücünü bildiği için mızrağını fırlatmıştı Loki'nin göğsüne. Loki hile tanrısı olduğu için çoğu zaman babasının huzuruna kendisinin hologramını yollardı. Bu sayede birçok ölümden kurtulurdu.

Loki kendi ininde kikir kikir gülüyordu. Haliyle, büyük bir savaş başlatmıştı. Fakat daha işi bitmemişti. Sadece Zeus ile Odin'i birbirine düşürmek yetmezdi. İttifak olan grup ile karşı ittifakı da birbirine düşürmeliydi. Fakat Odin' in ittifakında ve Zeus'un ittifakında hangi tanrıların yer aldığını bilmiyordu.

Loki'nin yolu hiç sevmediği savaş ve savaşçı tanrısı Tyr'a düştü. Tabi ilk Heimdall'dan kendisini tanrı Tyr'a ışınlamasını isteyecekti. Heimdall ise koca İskandinavya'yı koruyan tanrıydı.

Loki İskandinavya ışınlanma odasına adım attığında karşısında Heimdall'ı arkası dönük bir şekilde buldu."Hoşgeldin Loki buraya fazla uğramazdın sen ne oldu?"dedi Heimdall.

Loki şaşırmamıştı çünkü Heimdall'ın biraz garip bir tanrı olduğunu biliyordu. Altın zırhlara bürünmüş, kızıl gözleri altın miğferinin altından ışıyan, elinde antik bir kılıcı olan uzun boylu bir tanrı Loki'nin hiçte ilgincine gitmiyordu.

"Heimdall beni tanrı Tyr'a ışınlamanı istiyorum. İşim var." dedi Loki."Sebebini söylediğin taktirde ışınlayabilirim."dedi Heimdall. Hiçbir tanrı Heimdall'dan izinsiz hiçbir yere gidemezdi, Odin bile. "Babamın tanrı Tyr'a iletmesi gereken bir mesaj var onu götürmeliyim." dedi Loki. Heimdall gözlerini kısarak Loki'ye omzunun üstünden baktı "Peki geçebilirsin." dedikten sonra antik kılıcını yere saplayıp iki kez dönderdi, birkaç makine takırtısıyla kapı açıldı. Loki arkasına bakmadan direk oradan uzaklaştı.

Loki direk kendini tanrı Tyr'ın ihtişamlı salonunda buldu. Tyr her zamanki gibi masasına oturmuş kendince savaş taktikleri geliştiriyor, bağırıp herşeyi bozuyor ve yeniden dizip yeniden savaş taktikleri geliştiriyordu. Masasının üzerinde farklı renklerde, farklı boyutlarda şekiller vardı. Küçük siyah renkli olanlar en düşük rütbeli olan goblinlerdi. Kahverengi olanlar düşük rütbeli tanrılar, kırmızı olanlar ejderlerdi. Beyaz ve en ihtişamlı gözüken taş Odin'i temsil ediyor, mavi ve bir Odin kadar ihtişamlı olan Tyr, bordo renkli olan ise Thor'du. Taşların arasında Loki'nin temsili bulunmamasının sebebi, Loki'ye güven olunmaması ve Loki'nin savaşa dahil edilmemesiydi.

Tyr parlak bir zırhın içinde, at kuyruklu, top sakallı, baş ucunda rün işlemeli bir kılıcı olan, sağ elinin yerinde aslan motifli bir işleme olan, kulaklarında saçma küpeleri olan biriydi.

Loki'yi gören Tyr "Ne var Loki ne oldu?" dedi Tyr kızgın bir tarzla. "Odin, Zeus'un ittifakında hangi tanrıların bulunduğunu istiyor senden." dedi Loki Tyr'a."Bildiğim kadarıyla Hindu baş tanrısı ile Çin baş tanrısı Zeus'un ittifakında. İstediğin başka birşey var mı?" "Yok." dedi Loki Tyr'a. "O zaman burada fazla durmanın hiçbir anlamı yok. Gidebilirsin Loki çok işim var."Loki hiçbir şey demeden oradan ayrıldı. Ayrıldı çünkü alacağı cevabı almıştı. İş sadece bu iki tanrıya gidip diğer tanrılarla aralarını bozmaktı.

***

"Tanrı Heimdall, beni Hindu tapınağına ışınlamanı istiyorum." dedi Hermes. Heimdall, Hermes'i hiç bekletmeden Hindu tapınağına ışınladı.

Hermes yine kapıda Brahma'yla kapıda karşılaştı. "Tanrı Brahma size bir mesajım var. Ulu Amon size iletmemi istedi. Ulu Amon'un söylediğine göre... Afedersiniz burayı size söylemem pek doğru olmaz. Buyrun sizin okumanız daha iyi." dedikten sonra elindeki parşömeni Brahma'ya uzattı. Brahma parşömeni birkaç kez okuduktan sonra"Hermes gidebilirsin." dedi. Ve ardından "Kaliii! Hemen savaş hazırlıklarına başla! Bazılarına haddini bildirmenin vakti geldi!" dedi. Tapınak ilk defa Brahma'nın sesini böyle duyunca sarsıntıya uğradı.

***

Çin tapınağına adımını atan Hermes'i Yu Huang karşıladı."Ne oldu Hermes bir mesajın daha mı var?" dedi Yu Huang gülümseyerek." Ne oldu?" dedi ve Hermes'in suratına bakar bakmaz gülümsemesi soldu. "Hermes sen iyi misin içinde bir kötü ruhun dolaştığını hissediyorum." dedi Yu Huang. Hermes genzini temizledikten sonra " Hayır, gayet iyiyim teşekkürler. " dedi. "Ulu Cabracan'ın size bir mesajı var. Buyrun benim okumam doğru olmaz" dedi ve parşömeni Yu Huang'a uzattı.

Yu Huang parşömeni tek hamlede yaktı ve kül etti. "Hermes git buradan mesajın için çok saol." dedikten sonra Hermes oradan hemen ayrıldı. Yu Huang bir ateş topuna dönüşmüştü. Cabrakan'a Çince lanetler yağdırıyor, birkaç tanrı Yu Huang'ı yatıştırmaya çalışıyordu.

***

Hermes İskandinavya'ya geri döndüğünde güvenlik hat safhaya çıkarılmıştı. Işınlanma odasından direk Loki'nin inine giden Hermes, inde ışıklara boğuldu ve Loki ışıkların içinde belirdi. Kahkaha bütün inde yankılandı. 1. Tanrılar Savaşını başlatan Loki'nin işi tam yolunda gitmişti.

Savaşa hazırlanan İskandinavya baş tanrısı Odin, git gide artan bir öfkenin kölesi olmuştu. Artık öfkesi sabrını ezip geçince tüm dünyanın ve tüm tanrıların duyabileceği kadar kükredi. "Zeus yanına istediğin kadar tanrı al. 2 ay sonra seni dünyada bekliyorum. Umarım gelirsin!"

Tanrıların Kadim SavaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin