1.Yeni Başlangıç

49 4 3
                                    

Sabah güneşi yatağıma vuruyordu. Neşeli bir şekilde hemen ayrıldım yatağımdan. Çünkü bu sabah çok özel bir sabahtı benim için. Çünkü bugün resmen liseli oluyordum.
Lavaboya gidip yüzümü yikadim. Bir an önce kahvaltı yapmaliydim. Koşarak alt kata indim, mutfağa girdim.Annem
kahvaltı hazırlıyordu.
"Günaydın anne!"dedim anneme, bir yandan da masadaki
yiyeceklerden atıştırmaya başladım.
"Günaydın kızım!"dedi annem."Okuldaki ilk gününe beraber gidelim mi?"
"Hayır,hayir! Ben yalnız gitmek istiyorum."
"Tamam, nasıl istersen. Heyecanlı mısın?"
"Evet, hem de çok!"
"Bak, sakın kimseye ezdirme kendini, tamam mı?"
"Anne! Merak etme, kızını tanımıyor musun?"
"Önlem için söyledim."
"Neyse, ben gidip hazirlanayim. "dedim, biraz daha atıştırıp odama çıktım.
Gömleğimi giydim,kravatımı taktım,etegimi giydim ve son
olarak da sacimi topuz yaptım.Ve artık hazirdim. Evden bir
an önce çıktım. Yolda benimle aynı formayı giyen öğrencileri
gördüm.Demek ki aynı okuldaydik. Okulun girişine vardığımda
derin bir nefes alıp verdim.Yeni başlangıç...Bugünden itibaren
gerçekten liseli oluyordum. Hemen müdürün odasına girip
sinifimi öğrendim. Hızlıca sınıfa girdiğimde öğrencilere
bakindim. Gözlerim boş bir sıra arıyordu. Orta sıranın hizasın
daki en ön sırada biri vardı, yanının boş olduğuna sevinmis
tim. Cekinerek sıraya yaklastim.
"Merhaba,yanına oturabilir miyim?"diye sordum, artık ayakta duracak halim kalmamıştı.
"Merhaba,oturabilirsin."dedi,"Ben Kerem."
"Ben de Nur."dedim, cok tatli birine benziyordu.Ela gözleri
beyaz tenini tamamlıyor gibiydi.
"Yorulmuşa benziyorsun. "
"Evet, okula yürüyerek geldim.Anlaşılan biraz hızlı yürümüşüm."dedim, alnimdan terler bosaliyordu, berbat
görünüyordum galiba. Cantamdan bir peçete çıkarıp yüzümü
kuruladim hemen.
"Ilk ders için heyecanli misin ?"
"Evet, çok. " dedim, cantamdan bir defter çıkardım. Biraz
sonra sınıfa bir bayan girdi.
"Merhaba çocuklar! "diyerek bizi selamlayip masasına geçti.
"Merhaba!"diye karşılık verdi sınıftaki herkes.
"Ben geometri öğretmeninizim. "diyerek kendini tanıttı
bayan. Sıra öğrencilere geldiğinde heyecanlanmıştım. Kerem
den sonra nihayet sıra bendeydi.
"Adım Nur, iki kız kardeşim var, annem calismiyor, babam şoför."
Tanışma faslı bittikten sonra öğretmen bayan:"Bu ders
boşsunuz, istediğinizi yapabilirsiniz.Tabii sessiz olmak şartıyla."
dedi ve çantasından çıkardığı kitabı okumaya başladı.
"Ee şimdi ne yapalım?"diye sordu Kerem.
"Bilemiyorum ama teneffüste okulu gezmeye ne dersin?"
"Olur derim."dedi gülümseyerek,tatli bir gülüştü bu. Sira arkadaşimla çok iyi anlaşmistik, bu iyi bir gelişmeydi.Teneffüs
zili çaldığında Kerem'le okulu gezmeye başladık.Gezerken de
konuşuyorduk.
"Nasıl, sevdin mi okulu?"
"Evet, cok büyük.Iyi ki yanımda sen varsın, kaybolabilirdim!"
dedim gülümseyerek. Gerçekten de çok büyük bir okuldu,
büyüleyiciydi.
"Kantine gidip bir şeyler yiyelim mi?"
"Tamam."dedim, kantine girdik. Kantin de çok güzeldi ve de
kalabalık...
"Sen boş bir masaya geç, tost yiyelim mi?"
"Tamam,tost olur."dedim,Kerem tost almaya gittiğinde ben de
boş bir masaya yerleştim. Kerem'i beklerken etraftakileri
izliyordum. Bir grup kişiler, kitap okuyanlar, yemek yiyenler,
telefonla uğraşanlar...Lise atmosferi gerçekten çok değişikti!
"Al bakalım."dedi Kerem, tostun birini bana uzattı.
"Teşekkür ederim."
"Bir şey degil.","Kime bakıyorsun?"
"Etraftakileri izliyordum. Şunlar kim?"diye sordum,gozlerimle
karşımdaki grubu gösterdim.
"Bildiğim kadarıyla ikinci sınıflar."dedi gruba bakarak.
"Öyle mi? Çok rahatlar yani baksana kahkahalarina."
"Evet, neyse tostunu sınıfta yemek ister misin?"
"Neden, bir şey mi oldu?"
"Ders zili birazdan çalar. "
"Tamam o zaman, gidelim."dedim, masadan ayrıldık.Kantinden
çıkamadan ayakkabılarimin bağcıklari çözüldü. Tostumu
Kerem'e verip egildim. Bağcıklarin sağlamlığından emin
olduktan sonra ayağa kalkıyordum. Ama çok rezil bir şey
olmuştu,biriyle çarpıştım.
"Ahh! Çok özür dilerim, seni görmedim."dedim başımı yerden
kaldirmadan.Çok utanmistim.Şu anda elmaya mi benziyordum?
"Insanlar genelde bağcıklarini kenarda bir yerde bağlar,
ortada değil!!!"dedi yüzüne bakamadığım çocuk,sesi kızgın
çıkmıştı.
"Özür diledim ya!!!"dedim,şimdi çocuğun yüzüne bakabiliyor
dum.
"Affedilmedin!"
"Sen bilirsin, ben özrümü diledim."dedim ve Kerem'le hemen
oradan uzaklaştık.
"O kimdi?"diye sordum Kerem'e.
"Ikinci sınıflardan biri herhalde."
"Niye bu kadar zor biri peki?"
"Bilmem, neyse takma onu."dedi, beni teselli etmeye çalışıyordu
ama nasıl takmazdım, çocuk resmen özrümü kabul etmemişti.
Böyle insanları hiç anlayamıyordum. Niye bu kadar zor
oluyorlardi ki? Hiç özür dilemesem n'olucakti? Kaba davranmak
her şeyi kolaylaştırıyor muydu yani?
Kerem'le siramiza oturduğumda dalgındım.
"Ne düşünüyorsun?"
"Çarptığım çocuğu tabii ki, rezil oldum resmen!"
"Bak sana bu son deyişim onu takmamalisin, derse konsantre ol!"
"Denerim."dedim isteksizce."Bu ders ne?"
"Yine geometri."
"Hımm!"dedim, daha sonra bayan öğretmen sınıfa girdi.Yine
ders işlemeyecektik, boştuk.
"Neden ders islemiyoruz?"diye sordum Kerem'e, bir an önce
dersleri düşünmek istiyordum.
"Ilk gün ya, ondandir."
"Sıkıldım ama!"
"Sohbet edelim."
"Ciddi misin?"diye sordum heyecanla.
"Evet, iyi olmaz mı?"
"Ben, beni gerçekten anlayan, dinlemek isteyen birisiyle sohbet
etmek isterim ama."
"Seni anlayacağımı biliyorum."
"Tamam o zaman, neyi konuşalım?"
"Hayatını,örneğin sevgilin var mı?"diye sordu Kerem.Bu sorusu
karşısında sasirmistim.
"Hayır yok, ya senin?"
"Benim de yok."
"Bu okulu çok sevdim ama öğrenciler bir tuhaf."
"Nasıl yani?"diye sordu, beni anlamaya çalışıyordu.
"Ikinci sınıflar kendilerini ne sanıyor ya da o kantindeki çocuk?"
"Sadece üst sınıf oldukları icin biraz havalı görünüyor olabilir
ler ama niye bu kadar sasirdin ki, sen de 'on' olacaksın sonuçta."
"Ama ben yine de şımarık gibi davranmam yani öyle biri
değilim!"
"Neyse bu konuyu kapatalım bence.Ailen nasıl, anlaşıyor
musun?"diye sordu, konuyu bu kadar çabuk değiştirmesi
beni şaşırttı.
"Sayılır ,onları anlamak da zor aslında. Babam beni seviyor ama
anlamıyor, bir sorun olduğunda beni değil başkasını dinliyor.
Annem de beni seviyor ama ikisi de benimle pek fazla
ilgilenmiyor. Onları seviyorum ama benimle ilgili bir sorun
olduğunda onlar yanımda olmuyor ya da iyi bir şey yaptığımda
bir 'teşekkür' alamıyorum."yaşadıklarımı özetlemek beni
rahatlatmısti.
"Vay canına! Senin için üzüldüm."
"Kafanı sisirmedim değil mi?"
"Hayir, tabii ki de.
"Biraz da sen anlat."dedim ama teneffüse girmiştik.



Aşk-ı LiseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin