Unicorn'un ağzından;
Tam olarak 12 saatlik yolculuğumdan sonra her tarafım tutulmuş bir şekilde havaalanından çıktım. Tanrıya şükür şanssızlığım üstümde değildi ve bir aksilik çıkmamıştı. Buraya daha önce geldiğimden nereye nasıl gideceğimi biliyordum. Havaalından çıkıp metroya bindim. Halamla Victoria'da buluşacaktık. Aslında Londra'yı seviyordum ama hiç yaşamak için düşünmemiştim. Babamın ölümünden sonra California'da daha fazla kalmak istemediğimden halamın yanına İngiltere'ye gelmiştim. Okulumu halam ayarlamıştı. California'daki ders notlarıma ve girdiğim sınavlara bakarak Oxford Üniversitesi'ne girmeyi başarmıştım. Üniversite iki olduğumdan okula girmemin daha zor olduğunu bildiğim halde denemiştim. Planım okul başladıktan sonra ders saatlerime göre part-time bir iş bulmaktı ama halam buna izin vermemişti. Okulum bitene kadar yurtta kalıp sonra kendi evime çıkacağım. Her neyse. Victoria'ya geldiğimde istasyondan çıktım ve halamı aramaya başladım. Onu gördüğümde ona doğru yürüdüm ve kollarımı açarak sarıldım.
"Ah, Unicorn! Nasıl da büyümüşsün böyle."
"Hala daha dört ay önce cenazede görüştük."dedim ve güldüm.
"Yine de her geçen gün büyüyor ve güzelleşiyorsun canım." Ona gülümsedikten sonra arabaya ilerledik. İlk bir hafta onda kalacaktım sonra da okul başlamadan iki gün önce yurda yerleşip düzenimi kuracaktım. Arabayı çalıştırdıktan sonra sessizliği bozan kişi halam oldu.
"Ne düşünüyorsun, yani yeni hayatın hakkında."
"Uhm, aslında hiçbir fikrim yok."diyerek güldüm. Gözlerini pörtleterek yola bakmaya devam etti. Ben de devam ettim. "Ama beklentilerimi karşılamasını istiyorum."
"Beklentilerin ne peki?"diye sordu. Ayağımın hemen altında duran sırt çantamdan defterimi çıkarttım ve evde yaptığım 'Beklentilerim' listesini ona gösterdim. Gülümsedim ve okumaya başladım.
"1- Ortam, arkadaşlar, mekan güzel ve mutlu olacak.
2- İyi ve her zaman gülümseyen arkadaşlar edineceksin.
3- Okulun mükemmel olmalı -ki mükemmel-
4- İyice tanıdıktan sonra erkek arkadaş bulacaksın.
5- Hayallerindeki gibi bir erkek arkadaş olmalı.
6- En önemlisi mutlu ve memnun olacaksın."dedim ve suratına baktım. Gülüyordu, ben de gülmeye başladım.
"Cidden bu listeyi yaptın mı?"
"Evet! Unuttuğum en ufak nokta olmamalı. Mükemmel bir hayatım olacak, buna inanıyorum."dedim ve yine gülmeye başladım. "Dalga geçiyorum hala."
"Tanrım tam annen gibisin. O da böyle şeyler yapardı."dedi.
"Sahiden mi? O- o da benim gibi miydi?"diye sordum. Merak ediyordum çünkü annemi hiç tanımamıştım. Ben daha iki günlükken intihar etmiş. Babamın anlattıklarına göre aşırı derecede hayal dünyasında yaşıyormuş ve adımı bu yüzden Unicorn koymuş. Babama hep 'Eğer bir oğlumuz olursa adını Peter koyacağız. Peter Pan.' dermiş. Doğumumla 'Onu gerçek dünyayla tanıştırdığımı ve bunun çok kötü bir şer olduğunu' söyleyip kendini vurmuş. Her zaman benden nefret ettiğini düşünmüştüm. Eğer doğmasaydım şu an hala yaşıyor olabilirdi.
"Tatlım, üzgünüm seni üzmek istememiştim. Sadece ona çok ama çok benziyorsun ve bunun seni mutlu etmesini istiyorum. O çok iyi kalpli, her zaman mutlu ve hayatın değerini bilem biriydi."dedi. Yolun geri kalanına sessizlik hakim oldu. Eve geldikten sonra geç olduğu için duş alıp hemen uyudum.
#########
Meraba :-) bu benim yeni hikayem. Umarım beğenmişsinizdir. Bu hikayenin çoğu gerçeklere dayanmaktadır ve karakterler gerçek arkadaşlarım. Şöyle ki bu aslında bir fanfic idi ama daha sonradan aldığım kararla değiştirdim. KİK adlı uygulamada parodi hesapları olarak kurduğumuz bir grupta yaşadağımız bazı komik, duygusal, dramatik ve bir o kadar da eğlenceli anıları canlandırmak istedim. Dediğim gibi umarım beğenirsiniz.
-Uni