Bir gün bakarsın ki büyümüşsün, küçükken çok merak ettiğin şeyleri şuan hiç umursamaz olmuşsun. Zaman geçmiş yavaş yavaş anlamışsın neyin ne olduğunu. Bakmışsın geriye acı tatlı bir sürü hatıra unutulmuş hepsi birer birer ama o günler iz bırakmış yüreğinin kuytu köşelerine. Bu yüzden yazmalısındır onları tek tek ve böylece anlamaya başlarsın neyin doğru, neyin yanlış, neyin basit, neyin önemli olduğunu.
Bakmışsın anılarına, bazılarına gülmüşsün bazılarına hüzünlenmiş, bazılarına da 'hey gidi küçüklük' diyip geçmişsin. Farkında olmuşsundur yazdıklarının o zaman için önemli olduğunu ama şimdi önemini kaybetmiştir.
Işte biz böyleyiz bugün bize acı veren şeyler yarın ne kadar basit bir hale geliyor. Yavaş yavaş başlıyorsun umursamamaya, işte hayatı, mutluluğu tam o sırada öğreniyorsun.Keşkeler başlıyor sonra, keşke üzülmeseydim keşke yapmasaydım diyorsun. İş işten geçmiş zaman tükenmekte... Eğer anladıysan mutluluğun formülünü son günlerin sanki ilk günlerin gibi geliyor sana ve siliniyorsun dünyadan.