İKİ

18 0 0
                                    

Gözlerimi açtığımda hastane odasındaydım. Bir an için olanları hatırlamaya çalıştım. O sırada annemi gördüm.
-Tatlım,iyi misin ? Ağrın var mı ?
Ne saçma bir soruydu bu böyle ? Bıçaklandım tabii ki ağrım olacak. Tabii ki anneme böyle söylemedim.
-İyiyim. Bir şey yok.
-Polisler ifadeni istiyorlar. Verebilecek durumda mısın ?
O an neden ifademi istediklerini hatırlamaya çalıştım. Ve aklıma Azra'nın çığlığı geldi. Korku ve heyecan dolu bir sesle,
-Azra,Azra nerde ? İyi mi ? Anne Azra nerde ?
-Sakin ol Helin. Yavaş hareket et. Yaranı açıcaksın.
-Anne sana bir soru sordum ! Işıklar yanıp sönmeye başladı. Ve bir tanesi patladı.
-Helin. Azra sizi kaçıran adamı öldürmüş. Şuan hiçbir şey bilinmediği için Azra nezarethanede.
-Benim Azra'nın yanına gitmem lazım.
-Hayır. Buna izin vermem.
-Bana engel olamazsın.
-Başın belaya girebilir. Azra'nın başına gelenler seninde mi başına gelsin.
-Herşeyi anlatıcam. Umrumda değil.
-Azra senin anlatacağın herşeyi zaten anlattı. Yatağına dön.
-Sana inanmıyorum. Bırak beni.
Hızlı adımlarla kalktım ama yaram kanıyordu annem koşarak odadan çıktı ve güvenliğe haber vermeye gitti. Fazla zamanım yoktu. Hemen giyindim. Güvenlik annemden önce odaya girdi.
-Helin Hanım lütfen yatağınıza dönün. Müşade altındasınız. Hastaneden çıkmanız yasal olarak yasak.
-Bu sizi hiç ilgilendirmez. Şimdi çekilin önümden.
-Buna izin veremem.
-Güven bana ya sen çekilirsin yada ben çekerim.
Adamın üstüne doğru yürümeye başladım. Adam beni kolumdan tuttu. Elini kolumdan çekmek için elini tuttum. Ve parmaklarını kırarcasına arkaya doğru bastırdım. Canı yanıyordu. En sonunda bıraktım ve yürümeye başladım. Annem beni farkedemedi. Arkadan doktorlar ilr geliyordu. Büyük bir ihtimal ile sakinleştirici iğne vuracaklardı. Ama buna izin vermeye hiç niyetim yoktu. Hızlı adımlarla ilerledim. Yaram sanki yokmuş gibiydi. Hiç acı hissetmiyordum. Özgürce koşabilecek gibiydim. Ama hatırladığım son şey yine çığlık atan Azra'ydı. Öncesi yoktu. Kendimi hatırlamak için zorladım. Ama hayır. Olmuyordu. Bu sırada hastaneden çıktım. Nefes nefeseydim. İlk gördüğüm taksiye işaret ettim. Taksi durdu. Kapıyı açtım ve ilerleleyin dedim. O sırada güvenlikler ile annemi gördüm. Azra neden nezarethanedeydi ? Ben ne yapıyordum ? Daha hangi emniyet müdürlüğünde olduğunu dahi bilmeden taksiye binmiş Azra'yı görmeye gidiyordum. Gözümden bir damla yaş süzüldü. Taksiye durmasını söyledim.
-Durun lütfen. Telefonunuzu kullanabilir miyim ?
-Tabii,buyrun.
-Teşekkürler.
Annemi arıyordum.
-Alo ?
-Anne
-Helin ? Bitanem nerdesin ?
-Anne beni almaya gelir misin ? Hastaneden biraz uzaktayız. Ahead Cafe diye bir yerin önünde. Taksideyim.
-Orda bekle beni hayatım. Geliyorum.
5 dakika kadar sonra annemin arabasını gördüm. Koşarak geldi.
-Bebeğim iyi misin ? İyi misin annecim ?
Kafamı salladım. Ama hala ağlıyordum.
-Evde tedavi olamaz mıyım ? Lütfen anne.
-Tabii hayatım. Hadi gel. Eşyalarını aldırırız. Doktorda eve gelir.
Arabaya bindik. Araba kokusu başımı fena döndürmüştü. Kafamı cama yasladım. Ve hatırlamak için kendimi zorladım. Yapamıyordum. Yarım saat kadar sonra eve geldik. Kapıyı açtım ve inmek için ayağımı dışarı attım. Ama yaram acıyordu. Evin güvenliği Hüseyin Abi yardım etti. Teşekkür ederek arabadan indim. Arka kapıdan girdim. Çünkü müstakbel cicibabam bizden önce eve gelmiş gibi görünüyordu. Arabası evin önündeydi. Odama çıktım. Kendimi yavaşça yatağa bıraktım. Bir kaç dakika tavanı izledim. O sırada aklıma Derin takıldı. Hastanede de yoktu. Odama da gelmemişti. Herhalde okulda diye düşünürken cicibabamın bana aldığı arabanın nerede olduğunu düşündüm. Garajda da yoktu. O sırada üvey babam Semih içeri girdi. Ağzımın içinden,
-İti an çomağı hazırla dedim.
O ise,
-Helin,iyi misin canım ?
Ne kadar boş bir soruydu bu. Bıçaklanmıştım ve 'iyi misin ?'
-İyiyim. Teşekkürler dedim hafif gülümseyerek. Başıma bir öpücük kondurdu. Ve odadan çıktı. Sanki gün boyunca yük taşımış birisi gibi yorgun hissediyordum. Gözlerimi kapadım. Gözümün önüne birden kocaman buzdolabına koyulmuş olduğum gibi bir görüntü geldi. Gözlerimi açtım. Ama rüya olamazdı. Uyumuyordum. Düşünürken biri koşarak odama girdi.
-Azra ?!
-Helin ! İyisin.
-Seni çok merak ettim.
Azra bana sarıldı. Çok sıkı bir biçimde. Onu kaybedicek olmanın nasıl kötü bir şey olduğunu tattım. Ve berbattı. Arkadaşlığın,dostluğun ne denli önem taşıdığını anlamıştım.
Gülümsedim. Ve sonra olanları hatırladım.
-Hiçbir şey hatırlamıyorum. Tek hatırladığım senin çığlığın.
-Ben hatırlıyorum. Ne yazık ki. Ve hepsi bir yana çok ilginç birşey oldu. O çığlık evet o çığlık ile hava değişti ve adama yıldırım çarptı.
-Hey bir dakika. Sen nasıl çıktın ?
-Annen. Evet annen tutuksız yargılanmamı sağladı.
-Hala yargıda mısın ? Ama...
-Her neyse. Peki ya sen ? O 90 kiloluk demir boruyu nasıl kaldırabilirsin ?
-Ne ?
-Adamın kafasına bir boru ile vurdun. Polisler geldiğinde ise borunun üstündeki kanı incelemek istediler. Ama kaldıramadılar. O gün olanların sıradan şeyler olduğunu sanmıyorum. Bize yaptıkları iğnelerde bir şey vardı. Ve herneyse bu bizi değiştirdi.
O an gözümün önünden zorla derimden içeri geçirdikleri şırıngılar film şeridi gibi geçti. Bazı parçalar yerine oturuyordu.
-Hastanede anneme seni sorarken lamba patladı. Ben tam bağırdığımda. Sen bağırdığında yıldırım çarptı. Saçmalık. Bunu nasıl düşünürüz. Böyle bişey olamaz. Olamaz değil mi ?
İkimizinde telefonuna aynı anda bildirim geldi.
-ÖZEL NUMARA-
Olabilir Helin. Olabilir Azra.

Birbirimize ve çevremize baktık. İçimden şöyle geçirdim.
'BEN SADECE İNSANIM.'

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 10, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin