Bu kitabın sizlere ulaşmasında emeği olan, bana ilham veren tüm kahraman yüreklere ve
hiç tanıyamadığım Ahmet Yıldız'a...
ÖNSÖZ
Biliyorum bazılarınız "önsöz"leri okumayı sevmiyorsunuz. Ama bunu okuyun. Pişman olmayacaksınız. Kim bilir belki de kitaba göz atan biriyseniz okumaktan vazgeçersiniz ha! Sizi bu kitaba zamanınızı harcamaktan kurtarmış olurum...
Eşcinselleri konu edinen romanlara, filmlere ve başka eserlere baktığımızda genelde hep bir hüzün hâkim. Hele eğer esere hayat veren bizim topraklardan biriyse, bu hüzün yerini kasvetli atmosfere bırakıyor. Eşcinsel cinayetleri, ölümler, kavuşamamak, söyleyememek, ayrılıklar, ezilmişlikler... Oysa "gay" sözü Türkçe'de aslında "neşeli, mutlu, şen" demek. Yani bizim "neşe"mizi kim çalıyor bu durum- da?
Her şey tozpembe değil elbette. Hele de en doğal halinizle sizi dışlamaya hazır bir toplumun içindeyseniz... Ama hayata pozitif bakmak, insanları da gerektiği yerde size uyguladıkları bu baskı için utandırmak lazım. Onun da yolu taşkınlıktan değil; insan gibi yaşamak, insanlara en az onlar kadar "normal" olduğunuzu anlatmaktan geçiyor.
Ben de sizlerden biriyim. Her gün yanınızdan geçen, belki adres sorduğunuz, belki de aynı asansörde kaldığınızda aynı korkuları duyduğunuz, sizin gibi, çoğu özelliğimle size çok benzeyen bir insanım. Sanırım homofobiklerin de en çok korktuğu şey bu. Homoseksüellerin de aslında onlara yer yer ne kadar benziyor oluşu... İşte size asıl "söylenmeyen" budur...
Size daha önce, bizlerle ilgili söylenmeyen, anlatılmayan ne varsa onu anlatmak istiyorum.
Gelin; beni, bu kitabı her şeyi bir kenara koyarak, küçük bir sırrı saklar gibi okuyun. Dilerseniz yer yer birbirimize ne kadar benzediğimizi sadece kendinize itiraf edin. Herkesin eninde sonunda heteroseksüel (düzcinsel), homoseksüel (eşcinsel) veya her neyse aslında sadece bir insan hatta aynı insan olduğunu bilerek okuyun. Benim de sizden biri olduğu- mu bilerek okuyun. Kendinizi çok daha rahat hissedeceksiniz.
İstanbul, Aralık 2010
GİRİŞ
Hani derler ya "benim hayatım roman", benim roman moman değildi hayatım vallahi. Ta ki bir sabah uyanıp da - klişe olan söylem budur ama ben aslında bir gece, seks sonrası boşaldıktan sonra gelen o dağları delebilirim artık hissiyatıyla buna karar vermiştim- "Neden olmasın?" diyene kadar. Benim gibi alelade bir insanın da hayatında yazacak, paylaşacak çok şey var.
Ben 33 yaşında bir eşcinselim. Kulağa rahatsız edici geliyorsa geyim diyeyim. Daha mı "cool" oluyor böyle söylemesi acaba? Gerçi çoğu kişiye bunun adına ne denirse densin rahatsız edici geliyor. Yapacak bir şey yok bu durumda. Ben böyleyim. Dünyanın eşcinsellik konusunda en iki yüzlü ülkelerinden biri olan Türkiye'de doğdum. Neden "iki yüzlü" derseniz, ilerleyen sayfalarda bu konuyla ilgili pek çok söz söyleyeceğim. Biraz sabır...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖYLENMEYEN- bir homohobi kitabı
No FicciónTek baskısı yapıldı ama binlerce kişi tarafından okundu, elden ele dağıtıldı, LGBT bireyler ve onların hikayelerini okumayı sevenler arasında kulaktan kulağa dolaştı, efsane oldu... Şu an piyasada bulunamayan, Murat Renay'ın ilk kitabı SÖYLENMEYEN a...