"Selam kankalar diğer bölüm biraz kısa olmuş olabilir ama bu bölümü oldukça uzun yazmaya çalışıcam. Bakalım kerimin bu davranışlarının nedeni ve bilekliği nerde bulduğunun cevabını bu bölümde bulabilicekmisiniz. Keyifli okumalar :)))"
....Kerim'in ağzından....
O derin mavilikleri bitürlü aklımdan çıkmak bilmiyordu. Tuna'ın ona dokunması beni deli etmişti. Neden bilmiyorum ama sanki dokununca kırılıcak narin bir teni olduğunu düşünüyordum. Derse girdiğimde başımı geriye atıp o denizin sert tonunu andıran maviliklerini altın bir ipek görünümü veren saçlarını kusursuz yüz hatlarını düşünmeden edemedim. Zilin çalmasıyla kendime geldim. Ayağa kalkıp rüya'nın sınıfına doğru ilerledim. Kapıyı açınca tunayla rüya yı gülüşürken görünce sinirlerim zıplamıştı. Ne bok vardıda o muhteşem gülüşünü tuna denen piçkurusunun yanında sergiliyordu. Beni görünce rüya paniklerken tuna boş gözlerle baktı. Sinirle kapıyı kapatıp merdivenlerden inmeye başladım. Ben genelde onur ve doğukanla takılırdım bi çok arkadaşım vardı ama onlar benim kardeştende ötemdiler. Ha birde izel var. Güvendiğim tek kız. Öz kardeşim değil fakat öz olsa bukadar severmiydim bilmiyorum. Herneyse biz bu üçlüyle herzaman bahçede çıkış kapısının yanındaki çardakta otururduk hep. Ve şuanda o tarafa doğru ilerliyordum.
Çardağa baktığımda üçününde orda olduğunu gördüm. Elim yumruk bir şekilde çardağa geldim ve izelin yanına oturup kolumu omzuna attım. İzel bir süre bi çocuklara bir bana ve birde yumruk olmuş elime baktıktan sonra " Kerim? Neyin var? Yine kime sinirlendin bakalım?" dediğinde sadece sustum. Cebimden sigara paketimi çıkarıp bir dal aldım. Ateşi yakıp derin bir nefes aldım. Sigaranın bir boka yaramadığını söyleyenler halt etmiş. İnsanı hayattan uzaklaştırıyordu. Ve bu bence gayet iyi bir şeydi. Sinirlerim yatışmadığı için ayağa kalkıp çardağın köşesine sertçe bir yumruk attım ve sinirle tısladım. Çocuklar bana garip garip bakarken bana bakan maviliklerinde farkına vardım. O derin deniz gözleri bana oldukça şaşırmış biçimde bakıyordu. Ona daha fazla bakmaya dayanamadığım için garaja doğru hızlı adımlar eşliginde ilerledim. Arabama binip son sürat okuldan çıktım. Yine oraya gidecektim. Bana en iyi gelen yere.
Mezarlığa vardığımda direk oraya gittim. Solmuştu çiçekleri onların yerine otlar çıkmıştı bedeninin saklandığı toprakta. Kenarına oturup başladım konuşmaya. " Hani benden son isteğin vardı ya meleğim. İşte onu yaptım. Rahat uyu olur mu? Buldum onu. Minik rüya mızı buldum prenses. Çok değişmiş biliyormusun? 7 yaşının aksine olgun ve çok güzel bir genç kız olmuş. Ama o derin mavilikleri hala aynı be minem. Sinirlenince hani hep daha sert ve laciverte dönük olurdu ya gözleri,heh işte yine öyle. Sana söz veriyorum onu birdaha kaybetmeyeceğim. Elimizden kayan uğur böceğini buldum prenses...... Onu buldum."
Diyip ayağa kalktım gözümden damlayan bir damla yaşı silerek arabama doğru ilerledim.
********
Alarmının amınakoyayım. Beynimi siken iğrenç şarkının amınakoyayım. Abimin amına koyayım. Ne var hafta sonu şu siktiğimin alarmımı kurmasa sanki. Beynine soktuğum. Yastığı başıma yastırıp durmayan alarma kufretmeye devam ettim. " Abi şu siktigimin alarmını kapat artık " diye bağırdığımda abim hafifçe gözlerini açarak " Senin sesini sikerim düzgün konuş lan." diye kaşlarını çattı. Küfür ede ede yataktan kalkıp banyoya yöneldim. Yüzümü yıkayıp ağıran başıma küfürler savurdum. Aynaya bakarken dün mezardan çıktıktan sonraki anları aklımda canlandırdım. Bizim just barda kafayı dağıtmıştım. Yanıma gelen hiç bir kız ile yakınlaşmamıştım. Aksine hepsi midemi bulandırmıştı.
Banyodan çıkıp üzerime lacivert sade bi tişört geçirdim siyah pantolonumuda giyip küpemi taktıktan sonra 2 katı nasıl ineceğimi düşündüm. Merdivenleri inerken o derin mavilikleri hayal ediyordum. Denizin tıpa tıp benzeri olan gökyüzü kadar sonsuz mavilikler. Merdivenlerin sonunda salonda oturan abime göz devirip mutfağa ilerledim. Kerime annenin yanaklarından öpüp " günaydın tontonum" diyip masaya oturdum. " Günaydın deli oğlan diyip kahvaltılıkları önüme dizdi. Fazla birşey yemeden biraz atıştırıp dışarı çıktım. Bu gün onu görmeye gidecektim.
Evinin önüde gelince durdum. Öğrendiğimde göre 3 arkadaşıyla beraber yurdun tuttuğu evde kalıyorlarmış. Ve şuan da bildiğim kadarıyla rüya evde yanlız.
Arabadan inip evin önüne geldim ve kapının zilini çaldım.***** Rüya'dan*****
Tam kahvaltı yaparken de kimdi şimdi bu. Acaba kızlarmı geldi. Yok canım bukadar erken geleceklerini sanmam.
Masadan kalkıp kapıya doğru ilerledim.
Kapıyı yavaşça açınca baygın bakışları ve dağınık saçlarıyla duran bir kerim beklemediğim için küçük dilimi yutabilirdim." Ne işjn var senin burda?"
" Neden başkasınımı bekliyordun?"
"Bu seni ilgilendirmez."
" Çok konuşuyorsun rüya." diyip içeri girdi.
Neydi şimdi bu.
Evime izinsiz girme hakkını kim vermişti ona. Ahmak,salak,aptal.
Salona gidip köşe koltuğuna yayıldı. Sanki babasının evi Allah ım sabır." Ne diyeceksen çabuk de ve evimden çık kerim."
" Neden bana karşı bukadar sertsin?"
"Ne-n-nasıl yani?" kahretsin kekeledim.
"Tunaya gülerken neden bana sert davranıyorsun? Sana kötü birşey yaptığımı yada aramızın bozuk olduğunu hatırlamıyorum. Yanlışmıyım?"Senden uzak olmaya çalışıyorum çünkü seninle takılan her kızın da olduğu gibi adımın kaşara çıkmasını istemiyorum salak. Tabiki böyle demedim desem şuan sanırım yaşıyor olmazdım.
"Sana soğuk falan davranmıyorum,sadece seni tanımıyorum,bilekliğimi nerden buldun hala anlamış değilim ama yinede teşekkür ederim. Onun dışında konuşucak birşeyimiz kalmıyor şimdi gidebilirsin sanırım." diyip kapıyı gösterdim.
Kerim ayağa kalktı gidecek sanarken beni kolumdan tutup duvara yasladı.
Ben olayın şokuyla hareket edemezken, "benim için ne anlama geldiğini hala farkında değilsin uğur böceği,ama şunu bil ki nefes aldığım sürece benden kurtuluşun olmayacak."Dedikten sonra kapıyı açıp çıktı. Bu çocuk gerçektende dengemi bozuyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/53398309-288-k457106.jpg)