Aslında şuan sıradan bir hayat ve ailem var,yani sanırım. Öyle etraf cıvıl cıvıl değil. Sadece geçmiş acıtıyor. Ondan daha kötü bir şey varsa sadece senin canının yanmasıdır. Annemin gece ağlamalarını duyan bendim ve şuan hiçbir şey olmamış gubi devam ediliyor. Küçük kardeşimin annem babamla boşandiği ve babamın evi terk ettiği zaman annemi evde araması ve abimle benim pencerenin önünde annemi beklememiz. O zaman babam olsaydı belki şimdi bana abla diyebilen bir kardeşim olacaktı! Yine sinirleniyorum... Şu zamana kadar en kızdığım kişi babam ve şuan salonda oturmuş televizyon seyrediyor.Annem kardeşimi uyutmuş ve oda uyuya kalmış,abim ise milyonuncu rüyasını görmekle meşgul. Keşke geçmişe gidip babamın o kadınla tanışmasını engelleyebilseydim. Ama artık hayal kurmuyorum canım yanmasın diye. Bu arada otizm doğuştan olan, beynin ve sinir sisteminin farklı yapısından ya da işleyişinden kaynaklandığı kabul edilen nörobiyolojik bir bozukluktur. Başkalarıyla etkileşimde bulunmayı engelleyen ve kişinin kendi iç dünyasıyla baş başa kalmasına yol açan otizm, genellikle 3 yaştan önce ortaya çıkmakta ve bireylerin sosyal iletişim, etkileşim ve davranışlarını olumsuz olarak etkilemektedir. Teşhis konulmadan daha babam gittiği için daha tedaviye başlamamıştık. Kardeşim gözüme bile bakmıyordu. Her neyse. Babam gittikyen sonra dükkanımıza annem gitmeye başladı. Abimle ben okula gittikten sonra anneannem gelir ve kardeşime bakardı. Zaten alt katımızda oturduğu için çok şanslıydık. Ben okuldan geldimten üc saat sonra annem gelir ve anneannem evine giderdi. Abim kendini kapatmaya başlamış Cemal yani kardeşim hayal dünyası ve çizgi filmlerinin arasinda dolaşıyordu. Kendimi gerçekten yanlız hissetmeye başlamıştım. Ama annemin hakkını asla ödeyemem. Yorgun gelmesine rağmen bizimle ilgilenmeye çalışırdı biraz güler ve ben Cemal annem yatak odasında abim kendi odasında yatardı. Ama ben hiç uyumazdım en azından annem uyuyana kadar. Uyudukdan sonra onu izlerdim. Bazı akşamlar anneannem gittikten sonra mutfakta toplanıp konuşur Cemal için ağlardık. Annem dükkanda olduğu için ve anneannem yorulmasın diğe Cemal hep televizyon seyrederdi. Bilmiyorduk o zaman çok büyük bir hata yaptığımızı. Meğer Cemal 'i daha çok içine kapanık yapıyormuşuz. Bunu biraz geç öğrendik.Annemle babam boşanmanın eşigine iki kez geldiler. İlk seferinde annem babami boşayacaktı sonra babamla barıştılar. Ardan tam ne kadar gectigini hatırlamasam da aynı yıl içerisinde olduğunu biliyorum. Yani ikinci sefer babam davayı açmış ve sonucunda şiddetli geçimsizlikten anlaşmalı olarak boşanmışlardı. Aslında hepimiz biliyorduk babamın başka bir kadınla ilişkisi olduğunu ama elimizde hiç somut bir kanıt yoktu ve içten içe inkâr ediyorduk. Yani kendimizi kandırıyorduk. Annemle babam barıştığında öğrenmistik bunu. Hayatımda etmediğim küfrü o kadına ettim. Pişman mıyım? Tabikii HAYIR!!!! Arada aklıma geldikçe halen de ediyorum. Şuan hepimizde o zamandan kalma yaralar olduğunu elbete biliyorum. Sanırım hiç birimiz dışarıya vurmamakta kararlıyız. Geçen yıl annemlerden gizli rehberlik hocasına dertlerimi anlatmıstım. Hiçbir şeye yaramaması da cabasıydı. Garip olan boşanma olayı sadece bizde olsada en yakın iki arkadaşımında babaları annelerini aldatmışlardı. Şuan herkesin içinde agladığım için o kadar sinirliyim ki kendime...
Annemle babam boşanmadan önce annem sigarayı bırakmıştı ve bu beni çok mutlu etmişti,ama ne yazık ki boşandıktan sonra yine başlamıştı ve babama olan sinirim bir kat daha artmıştı. Kardeşim şuan oldukça iyi, maalesef daha çok ilerlemesede daha önceden tek yediği şey olan süt bisküvi den başka Ülkerin NAPOLİTEN çikolatasını parçalayıp yiyor ama bu bile bizi o kadar mutlu etmiştiki anlatamam. Cemal konuşamasa da yazı yazmayı biliyor ama maalesef İngilizce. Tabii siz anlamadınız. Şöyleki Cemal annemin telefonundan hep oyun oynar İngilizce video izlerdi ve izliyorda. Konuya gelirsek Cemal bir aralar halıya şekiller çizmeye başlamıştı. Pek önemsememiştik ama Cemal halıya meğersen İngilizce kelimeler yaziyormuş. Üstelik alfabetik sırayla. Buna çok sevinmiştik ama özel eğitimdeki öğretmeni bunu yapmaya devam ederse konuşmaya gereksinim duymayıp bizimle yazarak anlaşamaya çalışabileceğini söyledi. Bizim koridorda bir yazi tahtamiz vardi ve ona kalem verip yazmasını anlatmaya çalıştık. Cemal sayesinde yürüyen merdivenden asansöre bir çok kelimenin İngilizce sini öğrendik.***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OTIZMLI KARDES
RandomBundan sonra kimse bana adaletten bahsetmesin. Benim kardeşim bana abla diyemiyecekse ne anlami var bu adaletin,bu dünyanın. Bir insan için en çok değer verdiği kişinin daha çiğnemeyi bilmemesi kadar kötü bir şey var mı? YOK!!! Yediği tek şeyin ona...