Yine mutsuz bir şekilde açtım gözlerimi.
Belki okulun ilk günüdür diye, belki de yalnızımdır diye.Bilmiyorum...
Kalkıp banyoya girdim. Yüzümü yıkayıp aynada kendime baktım. Sabah kalkıp saçları başları dağınık olan kızların aksine çok düzlerdi.
Sadece gözlerim altı kızarmıştı.Mutfağa girdim. Dolabı açtığımda yiyeceklerin az kaldıgını fark ettim. Bu durumu istemesemde müdemize bildirmem gerekiyordu.
Bir kaç şey atıştırıp üzerime okuldan aldığımız üniformaları geçirdim. Kapının üzerindeki saate baktım.
Geç kalmıştım! Hem de ilk günden!
Koşarak evden çıktım.Okulun öne geldiğimde soluklanmaya maşladım. Yine aynı hızla müdürün odasını bulup içeri girdim. Müdür; "8 F"
Dediğinde teşekkür ederek tekrar koşmaya başladım. Sınıfın en üst katta olduğunu tahmin edip en üst kata çıktım.Sınıfı bulduğumda derin bir nefes aldım. Sonra kapıyı iki üç kez tıklatıp içeri girdim. Normal olarak herkesin gözü dikkati bana döndü. Nefes alıp verirken sınıfta ders anlatan kişiye baktığımda...
3 saniye ...
Kalbim sanki durmuştu. Midemde kelebekler uçuşmaya başlamıştı.
"Ö-özür dilerim... Geç kaldığım için."
Sonunda konuşabilmiştim. Olduğudan fazla tatlı bir şekilde gülumsedi.
"Önemli değil"
Kendime oturmak için yer baktım. 3 kişinin yanı boştu. Ama hepsi de erkekti.
Birisi oturmam için yana kaydığında usulca sıranın ucuna otudum. Henüz adını bilmediğim hocanın sesiyle ona döndürdüm kafamı."Kendini tanıtmakalım"
Utanarak ayağa kalktım.
"Ecrin Damla"
Tekrar yerime oturdum.
"Bukadar mı?"
"Ne öğrenmek istiyorsunuz?"
"Hobin, fabin, ailen...
Daha sayayım mı?"Kafamı hemen kaldırıp yüzüne baktım.
"Fobim yok, ailem de yok!"
"Hobini söylemedin."
Ben bu haldeyken o nasıl bu kadar rahat olabiliyor ki?
"Hobim gerçekleşmeyecek kadar gereksiz..."
"Hiçbir şey gereksiz değildir!"
O anda beni kurtaran zil sesi olmuştu.
Hiçbir şey diyemiyordum.
Yanına oturduğum çocuk ayağa kalkıp elinı uzattı. Yüzünde derin gülümsemesiyle bana bakıyordu."Adım Sefa"
Önce uzattığı eline sonrada yüzüne baktım.
"Ben o erkeklerden değilim. Seninle kardeş olmak istoyorum."
Aslında sefa... İyi bir çocuğa benziyordu.
Onunla kardeş olabilirmiydik?
Onun kardeşi olmak...
Belki olabilirdi içimde kötü bir his yoktu.
Bende gülümseyerek uzattığı elini nazikce sıktım.
Gülümsemesi daha da yayıldı yüzünde.Bu sefer ders zili çalmıştı. Hoca da o an sınıfa girdi. Hemen elimi sefanın elinden çektim. Sefanın beni anlaması için yalvarır gibi baktım gözlerine.
Anlayışla karşıladı beni. Başını olumlu bir şekilde salladı. Öğretmenlerin zili de çalınca herkes sıfa doldu. Hocavkonuşmaya başladı."Geçen ders kendimi tanıtamadım. Adım Deniz."
Sonra kendi masasına oturdu. Onun buhalini bulmuşken kaçırkak istemem. Çantamdan boş kağıt çıkartıp karşımdaki Deniz hocayı çizmeye başladım.
Sefa da kağıda bir şeyler yapmaya başladı.
Sefa önünde karaladığı kağıdı önüme koyup çizdiğim kağıdı aldı."Aşık mı oldun yoksa?"
"Hayır" yazıp önüne koydum kağıdı.
"Niye resmini çizdin o zaman? Merak etme hiç kimseye söylemem."
"Bilmiyorum. Belki özlerim."
Kağıdı önüne koydum.
Tekrar kağıdı önüme koydu.
"Kimseye söylemicem. Söz."
Tam cevap yazacağıda kağıt elimden alındı.
Alankişiye baktığımda...
Deniz hocaydı.
Ağıcımdan sadece "hocam" çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERYA
ChickLitİkisinin de aralarında yaşlar var... Onlar aynı dünyanın fanileri ama birbirlerini bırakmıyorlar. Bırakamıyorlar... Sım sıkı sarılmak ayrılığı engeller mi? BELKİDE HER ŞEY BİR RÜYAYDIR EN BAŞINDAN...