1. Bölüm

7 0 0
                                    

"Çıkarın şunun ruhunu , 3 kurşunla" dedi kelimelerine hayran hayran baktığım ,genç adam . Şu durumda bile bilinçli olarak düşünebildiğim tek şey buydu , oysaki normal bir insan iki elini birbirine bağlayan şu kalın sarı iplerden nasıl kurtulacağını veya kanayan bacağındaki yaraların acısını düşünebilirdi . En azından karşımda duran silahlı adamları bile düşünebilirdim . "Hey,hey,hey, beni vurmak istemezsiniz bakın size yemin ederim ölü bedenimle uğraşmak istediğiniz son şey olacaktır " dediğim sırada , şahane cümleler kuran genç adam bana doğru yaklaştı ,adam kaşe bir ceket giymişti etekleri uzun kahverengi bir ceket . Önünü iliklememiş içerisindeki siyah tişörtün her ne kadar düz bir tişört de olsa güzelliğini sergiliyordu.dizlerimin üzerinde yere çökmüş , birbirine bağlı ellerim arkamda ,dudağımın kenarı patlamış ,diz kapaklarım yara içinde deyimi yerindeyse perişan haldeydim. Adam yaklaştı elini kafamın arkasına doğru götürdü ve dağılmış saç topuzumdan tutarak yavaş yavaş, acısını sindire sindire kendine doğru çekerek ayağa kaldırdı. Bu eylemi yavaş yavaş yaptığı için normalde yaşamam gereken acının neredeyse 3 katını yaşıyordum. "ben seni öldürmeyeceğim , senin ruhunu  çökerteceğim. 'beni öldür' diye yalvarana dek . Tek amacım o defter olacak ,o rengarenk kişiliğini tek bir renge indireceğim . " duyduklarım karşısında hiçbir tepki vermedim , saçımın acısı tüm beyin hücrelerimi oyalıyordu .genç adam tıpkı sinirlenince fırlatılan bir vazo gibi fırlattı beni .daha ne olduğunu idrak edemeden sırtımın acısı,saçımın acısının üzerine bembeyaz bir çarşaf çekti.duvara toslamıştım ,hem bedenen hem ruhen . Hırsını alamamış olacak ki beni fırlattığı yerden ayrılıp ,sırtımı çarptığım duvarın dibinde yan şekilde iki büklüm yattığım yere bir hışımla geldi. Silik yeşil üzeri kan lekeleriyle kaplı olan gömleğimin yakalarından tutup havaya kaldırdı beni, alnından ter akıyordu damla damla .
"Neden ağlamıyorsun,ağla ki seni gafil avlayabileyim " uzun süre göz bebeklerime bakmasına rağmen mimik oynatmadan gözlerinin içine baktığım için beni yine sinirlenince fırlatılan bir vazo gibi fırlattı ve ben yine sırtımı aynı duvara çarptım böylece sırtımdaki acı ikiye katlanmış oldu , bana sırtını döndü kaşe ceketini özenle çıkarttı ve benim dokunmaya kıyamayacağım o ceketi yere fırlattı ,içerideki soğukluk tüylerimi ürpertti .sonunda gözlerimi genç adamdan ayırıp etrafa bakmaya fırsat bulmuşken ,doğruldum acı içinde. Ne söylemeliyim bilmiyorum , ne yapmalıyım bilmiyorum, ne hissetmeliyim bilmiyorum.etrafı incelemekten vazgeçip adama baktım tekrar ,ellerini dağınık altın sarısı saçlarından geçirdi tam o anda büyük ve şehvetli lavicert giriş kapısından bu kelimelerine hayran olduğum genç adama çok benzer bir genç çıktı, neredeyse 15-16 yaşlarında. Etrafa göz gezdirdi gözleri benimle buluşunca bir anlık panikle "Bryan ne halt yediğini sanıyorsun" diyip bana doğru koşmaya başladı bu sırada bryn bana doğru koşan gence döndü . Genç cocuk tam bana yaklaşmışken "eğer bir adım daha atarsan jonathan ,kelleni bedeninden ayırırım" genç çocuk dondu kaldı ben ise hala olayın şokundaydım .sırtımın acısı hafiflemişti ama o sözlerden sonra ruhumun üşüdüğünü hissediyordum ayağa kalkmaya çalıştım . Tam olarak doğrulduğumda kendime gelmeye çalışıyordum .
Bryan bana bakmıyordu sadece 15-16 lık gence anlamlandıramadığım bakışlarından gönderiyordu .uzun süredir şu beynimin acılarım dışında çalışan tarafıyla düşünüp kafamda tasarladığım cümlenin dudaklarımdan dökülmesine izin verdim "bak bryan yada ismin herneyse ben aradığın defterin yerini bilmiyorum ,sadece ,sadece CEİ da çalışan bir ajanım ,burda neden bu kadar hırpalandığım hakkında ise en ufak bir fikrim yok," dediğimde gözleri parladı ve histerik bir kahkaha attı " o defterin hollanda'dan buraya getirilmesi tamamen senin işin , ve nerede olduğunu senden başka bilen yok ben ise o defteri senden ,sana en ağır acıları yaşatarak acalağım , sen sadece normal bir ajan değil ,fazlasıyla çokca bilgiye sahip olan eğitimli bir kadınsın . " sesi giderek yükseliyordu derken üzerime doğru işaret parmağını sallıyarak yürüdü ,son kelimesini bitirince o damarları açıkca belli olan bembeyaz renkteki elleriyle boğazımı kavradı o kadar sert kavradıkı az önce güç bela doğrularak uzaklaştığım duvara tekrardan yapışmıştım, ve evet duvar ile ciddi düşünüyoruz. Sinirlenmiştim ve o haklıydı çokça bilgiye sahip EĞİTİMLİ bir kadın eğitimli bir kadın'dım ve aklıma gelen ilk hamleyi yaparak bryan'ın kasıklarına sağ bacağımla varolduğunu hissettiğim tüm güç ile vurdum . Bryan iki büklüm oldu etraftaki silahlı adamlar silahlarını havaya kaldırıp beni hedef almışlardıki, bana doğru eğilmiş olan bryan'ın arkasına taktığı silahı birbirine bağlı ellerime rağmen sağ elimle aldım ' o dokunmaya kıyamadığım montu çıkarttığı ' için tanrıya binlerce kere şükürler olsun . Bryan olayları idrak edince doğruldu ve bana bakacağı sırada sağ ve sol elimi birbirine bağlı olduğu için aynı anda hareket ettirerek bryan'ın sağ kolundan tutarak çevirdim .böylece sırtını göğsüme yasladı ve yüzünü silahlı adamlara dönmüş oldu ,silahı en iğrenç sırıtışımla bryan'ın kafasına dayamak için ellerimi havaya kaldırdım ve birbirine bağlı ellerim nedeniyle oluşan daireden bryan'ın kafasını geçirdim ve sol kolumla boynunu sıktım . İplerin izin verdiği kadar ise şakaklarından sağdakine silahın namlusunu dayadım. Bu şekilde artık benim esirim olmuştu . Kafamı ,omzu ve kafası arasına yerleştirdim ve dudaklarım kulaklarına değecek şekilde konuştum " haklısın bryan ben çokça bilgiye sahip eğitimli bir kadınım" dedim . Eğitimli derken ise kulağına iyice yaklaşmıştım.dişlerini sıkıyordu hissedebiliyorum , jonathan ise şok olmuş bir yüz ifadesiyle kıpırdamıyordu
"Şimdi siz açılacaksınız ve ben burdan kimseye zarar vermeden çıkacağım , anlaşıldı?"
Tüm silahlı adamlar gözlerini ,bryan'ın gözlerine diktiler bryan'dan bir işaret bekliyorlardı.bryan sağ elini havaya kaldırdı ve o bembeyaz elleriyle silahlarını indirmeleri için işaret yaptı . Ben bryan'ı iteleyerek çıkışa giderken gözlerimi silahlı adamlardan ayırmıyordum ,hiçbiri hiçbir hamle yapmamıştı daha , ben ise o şehvetli büyük lacivert kapıya ulaşıp kapıyı araladım , yine aynı şekilde kafamı bryan'ın omzu ile kafasının arasına yerleştirip dudaklarımı kulaklarına değdirecek şekilde konuştum "bayım zaten karanlığın en koyu tonunu yaşayan bir insanın ruhunu daha fazla karartamazsınız " bryan'ı sertçe içeriye iterek kendimi dışarıya attım arkamdan herhangi bir hamle yapmasın diye zor da olsa güç bela şehvetli lacivert kapıyı kapatıp koşar adım uzaklaştım

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 21, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İsimsizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin