unuttur kendini

41 4 0
                                    

""Yıkılmıştım. Hayatta en değer verdiğim insan gözlerimin önünde gitmişti ve benim yapabileceğim hiç birşey yoktu.

Gözlerimi kapattığımda, mutluluktan kahkaha attığım sırada ya da her yalnız kaldığımda aklıma o geliyordu. Bu beni mahvediyor.

Sanki geceleri gizli gizli ağlamazsam uykum gelmiyecekmiş gibi hissediyorum. Rahat uyku yok bana çünkü artık o yok. Kokusunu içime çektiğimde uykum gelirdi. Simdi yanımda onun eşyaları bile yok. Gülüşüne aşıktım ben Poyraz'ın. Gülmesini duyup kalp atışlarımın hızlanmasına engel olmanın zorluğundan bahsetmedim hiç ona. O kadar huzur veriyordu ki gülümsemesi. Her gülümsemesinde sevmek için sebeplerim artıyordu."" Bunları söylerken arada karşdaki psikiyatriste bakıyordum. Gözlerimden istemsizce akan yaşlara bi son verip peçeteye uzanmaya çalıstım. Fakat elimi kaldırdığımda vücuduma gelen ağrı peçeteyi almamı engelledi. Poyraz gittiğinden beri kendime pek bakamamıştım. Yapamıyordum,olmuyordu. Onsuz hiçbirşeyin anlamı yoktu.

""Ece hanım görüyorum ki kendinize pek önem vermemişsiniz. Bu sizin daha çok yıpranmanıza yardımcı olur. Poyraz'ın sizde bıraktığı acı geçici değil ama benim amacım bu acının dinmesine yardımcı olmak. Yaşadıklarınız çok zor. Ben size yeni bir hayat kurmanızı tavsiye ederim. Bu yenilik kafanızdaki bütün sıkıntıların unutulmasına yardımcı olacaktır."" Dedi psikiyatr. Kadın anlattıklarımdan etkilenmiş olacak ki konuşurken gözleri doldu. Kısa kızıl saçları onu yaşlı göstermiş olsada genç ve güzel bir bayan.
""Ece hanım isterseniz bir yerde kalmak icin bir otel ayarlıyayım." Soru sormuştu ama cevap verecek hâlim yoktu. Başımı sallayarak yetindim.Benden iki dakika istedi. Çok geçmeden bana bir otel ayarladığını söyledi. Adresi kağıda yazıp verdi.
Teşekkür edip dışarı çıktım. Kafam karışıktı. Burada kurduğum düzeni,ailemi bırakıp nasıl gidecektim buralardan?

Yürürken,olabilecek herşeyi düşünüyordum. Ailemi,arkadaşlarımı,buradaki işimi...
Nasıl gidecektim? Nasıl alışacaktım başka bir yere?

Bunları düşünürken yolda yavru bir kedi gördüm. Havanın soğukluğundan dolayı titriyordu. Kıyamayıp kucağıma aldım. Onu,bu soğukta aç susuz bırakamazdım. Yapamam. Gözleri aynı Poyraz'ın ki gibi maviydi. Başını okşarken gözlerimden istemsizce akan yaşları rüzgarın soğukluğu kuruttu. Kucağımda ısınmıştı. O kadar tatlı gözüküyordu ki. Onu evime götürecektim.
Onu buraya bırakamam. Eve giderken gözümü bi an olsun ondan ayırmadım.

Eve girdiğimde annemin gözlerinin içi gülüyordu.
""Hoşgeldin meleğim"" Annemin bana meleğim diye hitap etmesi hoşuma gidiyordu. Oysaki asıl melek o.  ""Hoşbuldum"" diyip tam öpecektim ki elimdeki kediyi gördü ve onu elimden aldı. O kadar güzel sevdi ki onu. Bir an kıskandım. Kaşlarımı çatıp içeri girdim. Babam televizyon karşına geçmiş,haber kanalını izliyordu. Beni gördüğü an ki gülümsemesi o kadar guzeldiki gözlerimi ondan alamadım. Benim ilk aşkımdı o. Gülerken gözleri kayboluyordu. O gülerken bende onda kayboluyordum. Sarıldığı için düşüncelerime ara verdim.
""Hoşgeldin kızım""
"Hoşbuldum baba. Nasılsın"
"İyiyim de asıl sen nasılsın? Pek iyi gözüktüğün söylenemez"
"İyi sayılır. Yemek yedikten sonra konuşsak olur mu?"
"Tamam olur."  Annem yine döktürmüştü. Nasıl gidecektim ben?
1 saat sonra...
"Sizinle bir şey konuşmak istiyorum ben."
"Tabi kızım söyle." Babam o kadar merak ediyordu ki. Lafa ilk o atladı.
"Benim bir süre burada olmamam gerekiyor. Arada bir uğrarım tabiki. Ama benim gitmem gerek. Beni de anlayın nolursunuz."
Annem o kadar dikkatli dinliyordu ki beni. Bir an lafımı kesecek sandım ama yanıma gelip sarıldı. Hic beklemediğim bi tepki olduğu için karşılık veremedim. Ağladığını anlayınca gözlerimden akan yaş hızla yanaklarımdan aktı.
"Git kızım.Unutacaksan git. Mutlu olacaksan durma bile. Seni hep sevdim bunu unutma."  Alnımdan öperken saçlarımı kokladı. Bu onun sevgisinin kanıtı. Babamın sessiz kalmasındaki nedeni pek anlamış değildim. Bana da baktığı yoktu. Korkmuyor değildim. Babam cok iyi biri fakat ne zaman ne yapacağı belli olmaz. Annem yanımızdan gidince bi an afalladım. Babam bana doğru gelip,dizimin olduğu yere oturdu. Ellerimi tuttuğunda güvenli olduğumu biliyordum.
"Kızım,gitme demiyorum ama gidince nerde kalacağını hic düşündün mü?"
"Düşünmedim. Düşünemedim. Olmuyor baba. Unutamıyorum. Anla nolursun."
Söylerken gözlerim dolmuştu. Sanki kıpırdasam akacak yaşlar,ıslanacak kirpiklerim. Hani birisiyle konuşurken ağlıyacağını hissedersin de öylece kalıverirsin ya. Konuşamazsın,ağzını açtığın anda gözyaşlarının akacağını bilirsin çünkü. Karşındaki bunu fark etmesin diye susarsın,başını yana çevirirsin ya. İşte o çok kötü. Öldürüyor. 
"Ağla diye göndermiyecem seni oralara. Ağlamak yok. Bana söz vereceksin"
"Söz..."
"Kimde kalacaksın?"
Bunu hic düşünmemiştim. Kimde kalacağım hakkında tek bir fikrim bile yoktu.
"Ali'nin yanında mı kalacaksın? "
Aslında olabilirdi. Kuzenim sonuçta.
"Yarın konuşalım mı?"
"Olmaz" dedi babam. Bu tepkisine baya şaşırdım.
"Sabahtan git Ali'nin yanına."
"Tamam ama benim aşırı uykum geldi. Sabah konuşsak?"
"Tamam kızım. Uyu. Ben şimdi hallederim. İyi geceler"
"İyi geceler"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 14, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HatıralarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin