✿-3

173 27 22
                                    

Eğer bu dünya güzel olmasaydı, insanlar güzel olabilirdi.

Hazel Arsen;

Gökteki yıldızların yeryüzüne düştüğü, rüzgârların sessiz çığlıklar attığı, bitkilerin fısıldaştıkları bir yerdeydim. Ne yer vardı ne gök. Sanki...araftaydım.
Pırıltılı hayallerin içinde, aynı zamanda kâbusların korkulu şimşekleri arasında sıkışıp kalmıştım. Ne hayallerime gidiyor, ne de kâbuslarıma dönüyordum.

Kâbuslarda şimşekler çakıyor, yağmur yerine kan yağıyordu, yerdeki beyaz güllerin üzerine. Kokusu buram buram işlemişti kalbime, iğneli oyalar gibi.

Birde hayaller vardı. Onlar sağ yanımdaydılar. Parlak, güçlü, aynı zamanda solgun ve narin!

Belki soğuktu sol yanım ama yine de vardı. Yani en azından vardı.
Atıyordu, duyuyordum ama, hissetmiyordum.

Barlas Baykan;

Rüyalarıma kadar giren uyuyan güzel yüzünden bir damla dahi uyuyamamıştım. Hissetmek bu kadar güzel olamazdı. Elimi uzatmak, umut etmek bu kadar acı olamazdı.
Sinirle, ilk kez uykusuzlukla kalktığım yataktan banyoya yöneldim. Aynaya bakmadan yüzüme soğuk suyu çarpıp çıktım. Yüzümden süzülen her bir damlanın yere düşüşündeki ses, çınlıyordu yoğrulmuş hamur kıvamındaki beynimde.

✿✿✿

Asfaltta yağ gibi süzülen araba, sonuna kadar açılmış pencereden yüzüme sertçe tokatlar atan sonbahar rüzgârı, beni biraz olsun kendime getirmişti.

Mehmet Bey'in sabah 05.00'deki toplantısına yetişmek için hızımı ibrenin çıkabildiği yere kadar çıkardım. Büyük beyaz binanın önüne hızla park ettiğim arabayla, dönen suratları umursamadan alt kattaki laboratuvara doğru hızlı ve büyük adımlar atarak ilerledim. Her yer sanki ruhları birazcık sakinleştirebilmek için beyaza boyanmıştı. Kapıya sol elimle iki kere 'tık tık' layıp 'gel' komutu ile içeri geçtim.
Mehmet Bey'e başımla selam verip boş bulduğum herhangi bir sıraya oturdum.
Sinirle, yarım bıraktığı cümlelerine,  ellerini balkon göbeğinin üstünde birleştirerek devam etti.

"Bakın, bu iş için size haber vermeden istemediğiniz bir eğitim vermedim. Sizlere, gelecekte iyi yerlere gelebilmeniz için neredeyse torpil yapıyorum.
Bu vaka, Türkiye'de ilk kez görülürken, dünyada da sınırlı görülen vakalardan biridir. Ve bu tür olaylarda sağ kalma olasılığı şuan %24. Bu rakama bakıp, 'burada boşa çabalıyoruz' diye düşünen varsa şayet, lütfen daha fazla bizi oyalamadan, burayı dün ki arkadaşlarınız gibi terk etsin."

Sözlerindeki ciddilik, iki kaşının arasında belirginleşen damardan belli oluyordu. Dün on kişi kaldığımız sınıftan çıkan iki kişi, toplamda sekiz kişi kalmamızı sağladı. Benim açımdan hiçbir farklılık göstermeyen sınıf mevcudu, Mehmet Bey'in moralini bozmaya yetmişti.

Boğazını temizleyerek söze tekrar başlayan Mehmet Bey, bu sefer ilgi odağım olmuştu.

"Evet, bu gün hastamız hakkında size bilgiler vereceğim. Daha sonra sizleri 1-2 saatlik araştırma yapmanız için serbest bırakacağım. Bu süre zarfında edindiğiniz bilgileri, öğleden sonraki dersimizde sınıfta paylaşacaksınız," dedi.
Sözlerinin arasında, elinde tutuğu kumanda ile projeksiyon cihazından açtığı bilgilerle tekrar konuşmasına devam etti.

Tozlanmış AnılarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin