İLK GÜN

26 1 0
                                    

Bursa Eylül aylarında beyaz bulutların ev sahipliğini yapar. Bir kasvet çöker insanın içine. Hatrı sayılır bir grup dost bildiklerimle lise denen mecraya vardığımızda yollarımızı ayırmak zorunda kalmıştık. Kimisi başka şehirde okumak istemiş, kimisi şehrin en uzak lisesine kaydını yaptırmıştı bile çoktan.. Beni ve sanıyorum ki tüm arkadaşlarımı hüzünlendiren bir dönemdeydik.
Kafamda bu düşüncelerle yürürken kendimi yeni okulumun bahçesinde bulmuştum. Sonrasında ise yeni arkadaşlarla tanışırken.. Tanışmalar heyecanlı ve umutlu, ayrılıklar acı...
Bir el uzandı bana. Kumral küt saçları, kahverengi gözleri ve bembeyaz teni vardı. Utana sıkıla ağzından küçük bir "merhaba" çıkabilmişti sonunda. O kadar şirin bi ses tonuyla demişti ki bunu, gülmeden edememiştim. Bu onu biraz daha utandırmama yetmiş olacaktı ki, kızarmıştı. Bu durumu fark ettiğimden onu daha fazla utandırmamak için sustum. Çevredeki arkadaşlarımın konuşmasını hayal meyal hatırlıyorum. En son ona baktığım noktada takılı kalmıştım. İsmi Ceren'di. Bunu, boynunda  yazan kolyesinden öğrenebilmiştim. CEREN... Nasıl da hoş geliyordu kulağa. En az ismi ve isminin anlamı kadar güzeldi de. Sonra birbirimize küçük sevimli hoşçakallar göndererek ayrıldık okul bahçesinden. Hızlıca müdür yardımcısının odasına çıktım. Çünkü sınıfıma gidebilmem için sınıfımı öğrenmem gerekiyordu. Sınıfımı öğrendim ve teşekkür edip koşar adımlarla sınıfıma çıktım. 9/A sınıfındaydım ve bu sınıf diğer sınıflara göre çok büyük ve öğrenci sayısı en fazla olanıydı. Bulduğum boş sıraya oturup soluklandım. Cam kenarı en arkadaydım dikkatimi dışarıyı izlemekten bir türlü alıkoyamıyordum. Hatta o kadar dalmışım ki, öğretmen gelmiş kendini tanıtmış, arkadaşlarımla tanışmış ve sıra bana gelmiş.. Sıra arkadaşım Ömer'in beni dürtmesiyle irkildim. Sıra sana geldi dedi. Ayağa kalktım ve kendimden emin bir üslupla başladım konuşmaya. "İsmim Arda. Rahim keskin ortaokulundan mezun oldum ve bu okula gelmeyi tercih ettim. Babam emekli tarih öğretmeni, annem de emekli fen bilgisi öğretmeni. İzmir de doğup büyüdüm fakat ailem Bursalı. Dilerim birlikte güzel yıllar geçiririz.. " gibi bir cümleyle de konuşmama son noktayı koydum. Öğretmenimin izniyle yerime oturdum ve diğer arkadaşlarımı izlemeye başladım. Gördüğüm beni tam bir şaşkın maymuna çevirmişti. Ceren'le aynı sınıftaydım. İkimizde aynı sınıfta oluşumuza şaşırıyor olmalıydık ki şaşkın şaşkın birbirimize bakınıyorduk. Aslı öğretmenin Ceren'e seslenmesiyle bakışlarımıza ara verdik. Konuşma sırası Ceren'e gelmişti. İncecik sevimli ses tonuyla başladı konuşmaya.. "İsmim Ceren. Bülent aslan ortaokulundan mezun oldum ve arkadaşlarımla bu okula gelmeye karar verdik. Annem kuaför, babam psikolog. Eskişehirliyim." diyerek uzatmadan konuşma sırasını arkadaşına bıraktı. Kalabalık bir arkadaş grubu vardı. Anladığım kadarıyla ortaokuldayken hep birlikte takılıyorlarmış, lise de ayrılmak istemediklerinden aynı grup yeniden bu sıralarda bir araya gelmişti. O an kendimi duygusal hissettim. Çünkü ben canım bildiğim o güzel dostluklarımı geride bırakıp da gelmiştim. Hepimiz şehrin ayrı köşesinde yeni arkadaşlıklar ediniyorduk. Bende istiyorum arkadaş grubumla aynı okulda olabilmeyi...:'(
Sonunda tanışma faslı bitmiş zil çalmıştı. Yan masa yani daha çok Ceren'in olduğu masa hepsi tek bir sırada toplaşmış kahkahalar eşliğinde sohbet ediyorlardı. Yerimden kalktım tam bahçeye gidecekken, o grubun bir üyesi beni yanlarına çağırdı. 10 dakikalık teneffüste "kanka" olmayı başarmıştık. Dolu dolu ve güzel geçen bir günün sonunda eve gidip güzelce uyumayı hak etmiştim. Otobüs beklemekten o kadar sıkılmıştım ki 25 dakika sonra gelen 1/K'nın önüne attım kendimi. En arka koltukta yerimi aldım ve kulaklıklarımı taktım.(en arkaya oturma gibi takıntılarım var evet) Bu sırada hep Ceren'i düşünüyordum. Düşünmek değildi bu, daha ötesiydi. Hiç çıkaramıyordum aklımdan. Bir an önce yarın olsundu ve Arda, Ceren'li bir güne uyansındı
:)

GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin