Acaba eve gitsem mi diye düşünüyorum.Hayır.İnsanlar benim doğmamı bile bir sürünceme,bir hata olarak görüyorlarsa onların benim yüzümü görmek istedikleri beklenemez.Hele Nala hanım!Her bakıştığımızda keşke ölsede yüzünü görmesem diye bana bakan gözleri...Acı verici...
Sanırım ilk önce kafeye gidecek ve sonra eve gideceğim.Ne kadar gitmek istemesemde orası benim evim.Herneyse.Sola sapıyorum ve dümdüz aşağı gidiyorum.Yalvaran gözlerle bakan bir köpeği görüyorum ve duruyorum.Çantama yemek için koyduğum sandiviçi alıyorum ve ikiye bölerek köpeğe veriyorum.Onun da benim gibi olması ne acı.
Bilmiyorum.Çok mu karamsarım acaba.Karamsar olduğum için özür dilerim.Elimde değil galiba.
Tam kafeye varmışken onu görüyorum.Önümde belirmiş.Yine o parlak gözlerini görüyorum.Bir anlık arkama bakmamla kayboluyor.Ne ulaşılmaz bir kız.Gerçek mi bilmiyorum.
Kafenin incelikle süslenmiş saldalyelerine oturuyorum . Yazmaya başladığım kitabımı ilham alarak yazdıktan sonra eve gitmek için kalkıyorum.Dümdüz yukarı çıkıp sağa dönüyorum.Burası gelmeye zorlandığım yer olan okul.Bunu görmezden gelip yukarı çıkıyorum daha sonra sola doğru uzun bir yolu gittikten sonra eve ulaşıyorum.Nala hanım kapıyı açıyor.Odama çıkıyorum ve yorgun olduğum için uzanıyorum.
Siyah bir boşluktayım.Bir süredir hayal ettiğim o güzel kız yine burada,yanımda.Daha sonra gözlerimi açıp kapatıyorum ve silinip gidiyor.Siyah boşluğun ürperticiliğiyle yine tek başımayım.
Bir elma görüyorum.Tüm kırmızılığı ve sululuğuyla fazla güzel görünüyor.Bir ses duyuyorum.
Güçlü rüzgarın pencereye çarpmasının yüksek sesi ile uyanıyorum.''O'' sanırım onu ve karamsarlığımın büyük sebebini anlatma vaktim geldi.
~~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soyut
Science FictionBurası bir hayal mi ? Biz gerçek miyiz? Bunları kendinize hep sorun.Yoksa hiçlikte yuvarlanıp gidersiniz...